David Icke’ın Websitesinden duyuru...
6 Haziran 2013
Vay be!
Hayatımın hiçbir döneminde, dünyadan bu kadar sel gibi güçlü bir destek gören bir olay görmemiştim. 30 günlük bir süre koymuşken, 100.000 Pound’luk hedef sayıya sadece 6 gün gibi bir sürede ulaştık!
Bu demektir ki yayına giriyoruz! Ve eğer destek bu seviyede sürerse 30 günlük süre içersinde, ‘şirket medyası’ ile ‘en üst kalite iletişim teknolojisi’ düzeyinde rekabet edebiliriz. Bu sayede, anında HD resim kalitesinde canlı yayın gerçekleştirebilir, yeterli fonu sağlayabilirsek, aşağıdaki linkte belirtilen seviyede bir teknoloji ile hizmet verebiliriz.
Bu destek sürerse içerik, program kalitesi ve hız sağlayacak prodüksiyon için gereken personeli de temin edebiliriz. Birkaç hafta önce şekillenmiş olan bir fikir bu kadar müthiş bir destek gördüyse, herhalde etkisi de müthiş olacaktır.
Lütfen hiç unutmayın. Benim bu paranın tek kuruşu bile benim cebime girmeyecek. Ben de çalışanlardan birisi olacağım, ama hiç para almayacağım. ‘Halkın Sesi’ , hiçbir kar amacı gütmeyen bir girişim olup, her bir kuruşu, daha fazla izleyici, daha fazla bilgi ve daha fazla kalite içermesi için harcanacaktır.
Kasım ayında yayına başlamak üzere ihtiyacımız olan minimum miktara ulaştık bile. Bu miktarı ne kadar yükseltirsek, ilk günden itibaren o kadar daha iyi ve etkin oluruz.
İngiltere ve A.B.D.’nden birinci sınıf sunucuların yer alacağı ekipte İngiltere’nin ünlü sunucularında Sonia Poulton ve Russell Brand, Amerika’dan Luke Rudkowski ve Avustralya’dan Max Igan yer alacaklar. Ayrıca müzik, belgesel ve ‘gerçek’in doğası konularında programlar gerçekleştirmek üzere daha birçok kişi ile görüşmeler yapılıyor.
Halkın Sesi-Yarı yol
Rüya devam ediyor. ‘Halk’a ciddi bir ses verebilmek için gerekli olan teknoloji ve personel ile seslenecek TV ve Radyo istasyonuna doğru hızla yol alıyoruz. 150.000 Pound’luk hedefimize ulaştık, şimdi de 20 Haziran’a kadar 200.000 pound’luk bir hedef koyduk.
Bu miktarın en güzel tarafı, ancak verebilecekleri kadarını veren bir sürü insanın olması. Her zamanki gibi, en fazla katkıda bulunanlar en aza sahip olan insanlar oldu.
Birçok kişi şunu soruyor: “Peki biz ne yapabiliriz?”
Yapacakları şey şu: Ben ve Sean, bütün riski üzerimize aldık, kendini bu işe adamış olan bir ekiple birlikte bu rüyayı gerçekleştirmek için bekliyoruz. Parası bol olup bir fark yaratmak isteyenler için söylüyorum- yapacağınız tek şey bir katkıda bulunmak, zaten o zaman ‘ben ne yapabilirim?’ diye sormaya bile gerek kalmaz.
Neden halkın, ‘halkın sesi olmayı reddeden şirket medyası’ ile aynı seviyede bir teknolojisi ve iletişim potantiyeli olmasın? Medya profesyonellerinden oluşan bir ekibimiz var ve şirket medyasının ödemelerinden çok daha düşük ücretler ile, şirketin karı için değil, aynı standart ve kalite ile, ellerine tutuşturulan hep aynı şarkıların metinlerini değil, sadece ‘gerçek’i aktarmak için çalışacaklar ve bu istasyonun yayına başlaması için de çok sabırsızlanıyorlar.
Bunu yapmak için bir fona ihtiyaç var ve bu miktarın 300.000 Pound kadar olacağını tahmin ediyoruz.
Ben hiçbir ücret almadığım gibi almamaya da devam edeceğim, ama bu olayın istediğimiz kalitede gerçekleşmesi ve dünyadaki halkın farkındalığını sağlamak için sizin desteğinize ihtiyacımız var. ‘Özgürliğin Sesi’nin, ‘Bastırmanın Sesi’ ile rakabet edebilmesi için aynı teknolojiye sahip olması gerekiyor.
Şimdiye kadar bizi bu miktara taşıyanlar, verebilecekleri kadarını vermiş olanlar. Peki bu miktarın tamamını verseler bile sarsılmayacak olanlar neredeler?
Bu kişilere sesleniyorum: Ya katkıda bulunun, ya da sesinizi kesin!
Bu bir oyun değil. Burada çocuklarınızın ve torunlarınızın tehlikede olan geleceğinden söz ediyoruz.
A.B.D.’nden çok az katkı geldi, oysa hedefimize ulaşabilirsek, oraya da odaklanacaktık. Unutmayın, burası sadece İngiltere’deki olayları kapsayan Londra’da yerleşik bir istasyon olmayacak. Bütün kıtalardan bütün kıtalara yayın yapacak ve rengi, inancı, kültürü ve dini ne olursa olsun bütün dünyayı bir araya getirecek bir araç olacak.
Despotizmin dünyadan silinmesi için insanlar barış içinde, aynı amaç için bir araya gelmeliler. Bunu yapabilirsek, iskambilden yapılmış ev çöker ve az sayıdaki grup, çok sayıdaki grubu yönetemez hale gelir.
20 Haziran’a kadar hedefimiz 200.000 Pound.
Eğer bu hedefe ulaşırsak birisi Londra, diğeri A.B.D.’de , iki yayın birimi kuracağız. Şimdilik hergün A.B.D. ve İngiltere’den, hedefe ulaşırsak Avustralya, Orta-Doğu, Afrika ve dünyanın dört köşesinden yayın yapacağız. Sıcak gelişmeleri sunacak bir muhabir ve kameraman sayesinde haberler, HD kalitesinde, stüdyodan anında verilebilecek. (Sky News ve diğer şirket medyası kanalları gibi).
Boston bombalanması veya Londra’daki Woolwich olayları gibi olayları düşünün. Bu ekipmanla ekibimizi hemen oralara gönderip gerçekte neler olduğunu öğreneceğiz. Olay yerinde görgü tanıkları ile yapılan görüşmeler, ‘şirket medyası’ sansüründen geçmeden sunulacak.
Ne kadar çok katkıda bulunursanız, o kadar daha büyük ve o kadar daha iyi yayınlar gerçekleşecektir. Bu, kar amaçlı bir girişim değildir, her kuruş istasyonun varlığının sürdürülmesi için kullanılacaktır.
30 Haziran’a kadar hedefimiz 300.000 Pound.
O zaman bu ‘Halkın Sesi’ değil, ‘Aslan’ın Kükremesi’ olacaktır.
Haydi, bunu yapabiliriz ve bu fırsat karşımıza bir daha çıkmayabilir. Yakalamak için henüz fırsatımız varken bu fırsatı yakalayalım.
Çalışmayı biz yapacağız, riskleri biz alacağız, ama bunu, fark yaratacak ölçekte yapabilmemiz için sizin desteğinize ihtiyacımız olacak.
Sizce ‘Halk’ın bir ‘Ses’e ne kadar ihtiyacı var?