Mick Meaney, rinf.com
28 Ekim 2012
27 Ekim 2012
Cumartesi günü, kendi alanında bir ilk olarak David Icke, yirmi yıllık
araştırmalarını 9 saatlik bir konferansla Londra, Wembley Arena’da büyük bir
kalabalığa sundu.
Medya bu
olaya çok az ilgi gösterirken, ilgi gösteren bazı gazeteciler ise
gördüklerinden pek hoşlanmadılar.
Bizi zihinsel
ve holografik bir hapishanede tutup kanımızı içen, başka boyutlardan sürüngen
ilahlarla ilgili teorisi nedeniyle, Icke alaya alınacak çok kolay bir boy hedefi
oluşturuyor. Doğrusu 90’lı yıllarda ilk kez noktaları birleştirmeye başladığı
zaman, bu konuda ben de onunla dalga geçmiştim. Hatta kitaplarında yazdıklarını
okumaya, konferanslarında anlattıklarını dinlemeye başladıktan sonra da
açıklarını yakalamak için çok uğraştım...
Oysa bir
delinin saçmaları ile karşılaşacağımı düşünürken, medya, hükümetler ve
şirketlerin nasıl birbirleriyle bağlantılı olduğu, en üst seviyelerdeki
yozlaşmışlığı ve elit soyun bizi nasıl kontrol ettiğine dair tartışılmayacak,
son derece somut ve inandırıcı bilgilerle karşılaştm.
Denklemden
sürüngenleri çıkarın, geriye son derece şaşırtıcı gerçekler kalıyor.
David Icke’ın
her söylediğini kabul ediyor muyum, hayır. Peki ortaya çıkardığı, hayati önem
taşıyan dağlar kadar önemli bilgilere inanıyor muyum? Kesinlikle evet.
Icke’ın
araştırmalarına tek bir açıdan bakmak çok kolay. Bu birini suya atıp, sonra da
bağırıyor diye ‘deli’ demeye benziyor. Bunu hepimiz yaptık, en kolay yol bu
tabii.
Bugün
Independent Gazetesi’nin websitesindeki bir haber aynen bu doğrultudaydı.
Wembley Arena’daki konferansa gelen bir gazeteci, hem iki saat geç gelip, hem de konuşmanın
sonuna kadar bile beklemediği halde, Icke’ın sunumundan sadece tek bir konuyu
ele almış, evet, tahmin edilebileceği gibi; sürüngenleri...
David
Icke’ın konferanslarını veya DVD’lerini izleyenler bilirler, onun
anlattıklarının belirli bir bölümü sürüngenlerin planını içerir, ama
araştırmalarının hepsini temsil etmez.
Medyanın, Icke’ı gözden düşürmek için kullandığı gümüş
mermi ‘sürüngenler’, çünkü haydi artık biraz gerçeklerle yüzleşelim, ellerinde
olan tek koz da o.
Gazetecilerin
görevi nedir? Bilirsiniz, gerçekleri araştırınca bazen çok da rahat olmayan
noktalara varırlar. Belki medyanın, Icke’ın araştırmalarının, dünyadışı
sürüngenleri içermeyen % 90’ını da değerli bulmamasının nedeni budur... Belki
de başkalarının kendileri hakkında düşüneceklerinden korkuyorlar, belki
tembellik, kimbilir belki de sansür...
Sebep her ne
olursa olsun, Icke’ın araştırmaları; şimdiki ve tarihteki yozlukları ifşa
ediyor ve asıl şaşırtıcı olan da, zamanında kitaplarında yer alan, bugünü
anlatan kehanetlerinin hepsinin doğru çıkıyor olması.
1990’larda
çıkan kitaplarında, “Milenyumdan sonra kasırgaların güçleneceğini ve çok
sıklaşacağı”nı yazmış, hatta Meksika
Körfezi ve New Orleans kasırgalarını da çok önceden bildirmişti.
1998’de, 11
Eylül Saldırısı’ndan 3 yıl önce kitabında şunları yazmıştı: “2012 yılına doğru geri sayım başladığı
zaman, büyük korku yaratacak olaylar planlanıp yürürlüğe koyulacak”. Buna;
batıya karşı Müslüman alemini kışkırtarak veya Çin’i kullanarak, küresel bir
savaş çıkartmak da dahildi. 1999’da ise David Icke’ın kitaplarında şunlar yazılıydı:
“2000 ve 2002 yılları arasında A.B.D. , büyük
bir şehirde, büyük bir saldırıya uğrayacak”.
Gelecek
konusundaki kehanetleri oldukça çarpıcı ve evet, bir sürü kanıt ile de destekleniyor...
Zamanımızın ünlü
‘Biri Bizi Gözetliyor’ tarzı devletin kanıtları olarak, RIPA ve CCTV sistemleri
ile sürekli olarak her yeri kamera ile izleme yetkileri alan İngiliz hükümeti
ile İngiltere, dünyanın en çok gözetlenen ülkesi haline geldi.
Icke’ın,
Eylül 2000’de, Yeni Dünya Düzeni ile ilgili olarak yazmış olduğu makalenin
başlığı şuydu: “Amerika’nın Savunmasının
yeniden yapılanması: Yeni Bir Yüzyıl İçin Strateji, Kuvvetler ve Kaynaklar.”
Ayrıca
2008’de çıkan, kendi deyimiyle ‘organize edilmiş’ ekonomik çöküşü de bildi.
Ve son
olarak, durmadan anlatmaya çalıştığı üzere, ünlü sunucu Jimmy Saville’den başka
nice politikacı ve yüksek bürokratın dahil olduğu ‘pedofil/sübyancı zinciri’ iddialarında da haklı çıktı.
Onu ister
destekleyin, ister desteklemeyin, gerçekler ortada ve son yirmi yıldır David
Icke dünyanın; bankerler, yozlaşmış politikacılar ve ona hizmet eden medya
tarafından nasıl köleleştirilmiş olduğunu yılmadan anlatmaya çalışıyor.
Hepimize
soruyorum, bu durumda ne yapmalıyız?
Mick Meaney, sivil özgürlükler ve özel hakların çiğnenmesine bir tepki olarak
kurulmuş olan RINF
Alternative News,’un editörüdür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder