22 Kasım 2013 Cuma

davidicke-turkce.blogspot.com 1 yaşında


Bugün davidicke-turkce.blogspot.com'un yıldönümü...


Geçen yıl, 22 Kasım 2012’de açılan ‘David Icke Türkçe Blog’ bir yılını doldurdu. Bu blogu açarken, sadece David Icke’ın verdiği bilgileri içermesi ve kendimizinki de dahil, hiçbir yoruma yer verilmemesi kararı almıştık. Mümkün olduğu kadar, uzun ve sıkıcı gelebilecek düz yazılardan kaçınmamız gerektiğinin de bilincindeydik.  


Bilindiği gibi David Icke’ın orijinal web sitesinde bile hergün, kendi verdiği bilgileri içeren yazılar değil, kendi çalışmaları ile ilgili bilgiler, videolar ve dünyanın çeşitli yerlerinden derlediği ‘gerçek haber’ler yer alıyor. David makalelerini ise, sitesine abone olanlara gönderdiği bültenleri yoluyla ulaştırıyor. Bu durumda blogu beslemek için bizim yapabileceğimiz tek şey de, henüz Türkçe’ye çevrilmemiş olan ‘David Icke kitapları’ndan ve haftalık bültenleri için yazdığı makalelerinden yararlanmak oldu.


Konudan,  önce David Icke’ın kendisini haberdar etmeyi uygun gördük. David için, bilginin kitlelere ulaşması herşeyden daha önemli olduğu için hiçbir sorun çıkmadı. Blogda okuduğunuz yazılar, bazen yazının altında da belirtilmiş olduğu gibi, çeşitli kitaplarından alıntılardan ve sitesine abone olanlara gönderdiği bültenlerin çevirilerinden sağlandı. Bu arada,  herzamanki yoğun temposunda da olsa blogumuzu David de ziyaret edip teşekkür etti.



David Icke Türkçe blog’da, ne yazık ki David’in kendi web sayfasının hızını yakalayamadık. David’in 3 tane uzun videosunun çevirisi hazır olmakla birlikte, alt yazı hazırlanması zor olduğu ve uzun sürdüğü için, çok kaçınmış da olsak, ne yazık ki kaçındığımıza yakalandık ve hep düz yazılara kaldık. Ancak yine de, spiritüellikteki ‘yürekten gelen sese kulak verme’ önsezisi ile bunu sürdürdük. İşin en hoş yanı, bizden kaynaklanan bütün bu olumsuzluklara rağmen ortaya, okuyucunun ne kadar azimli ve sabırlı olduğu çıktı! 


Blogda da okumuş olduğunuz gibi David Icke, Mayıs 2013’de başlatmış olduğu bir kampanya ile  dünyada bir ilke imza attı ve sadece web sitesini izleyen, dünyanın her köşesinden insanların büyük desteği ile, şirket medyasına karşı, 24 Kasım 2013’te, İnternet üzerinden, sadece ‘halkın sesi’nin yayınlanacağı bir  TV ve Radyo kanalını faaliyete sokmak üzere neredeyse ‘imkansız’ olanı başardı! Teknik profesyonel personel hariç, kendisi de dahil, herkesin gönüllü olarak çalışacağı ‘Peopel’s Voice/Halkın Sesi’ TV ve Radyo kanalının yayını, Londra ve Los Angeles’taki stüdyolardan yapılacak ve sadece ‘Halkın Sesi’ olacak. Ayrıntıları David videosunda anlatıyor, ama sizlere blogda sunulacak olan video, henüz altyazı çalışmaları aşamasında, ama zaten David’in, blogdaki  bu konuyla ilgili yazıları da yeterince açıklama içeriyor, dolayısıyla ilgilenenler o yazılara tekrar bir göz atabilirler. 


People’s Voice/Halkın Sesi adlı bu TV-Radyo kanalı İngilizce olduğu için, blog okuyucusu doğal olarak fazla ilgi göstermiyor. Ancak gözden kaçan çok önemli bir nokta var. Bu, global bir TV-Radyo Yayını ve dünyadaki bütün insanların sesi olacak, dolayısıyla da bir dolu gönüllü sayesinde dil problemi aşılacak. ‘Halkın Sesi’, dünyanın çeşitli noktalarından ‘doğru’ haberleri dünyanın her yerine ulaştıracağı gibi, dünyanın her yerinden insanları da dünyaya açacak, ruhsal araştırmalar ve ‘uyanma’ konularıyla ilgili müzik yapan müzisyenleri, yazarları, ressamları, film yapımcılarını,  sanatçıları ve şirket medyasının görmezden geldiği nice yeteneği, bütün dünyaya  tanıtacak. Bu, birçok gönüllünün sayesinde ve ayda bir kere,‘1 İngiliz Pound’u bağış karşılığında ayakta tutulmaya çalışılan çok büyük bir organizasyon ve iyi niyetini belli eden herkese açık.


Blog yöneticileri olarak bu potansiyeli sağlamayı gönlümüz çok istiyor,  ancak tabii ki bunun bir fizibilitesi var, dolayısıyla da öncelikli olan, bir yılını doldurmuş olan blogumuzun hangi aşamada olduğuna dair bir değerlendirilme yapılması. Bu değerlendirmeyi de, kısa bir süre sonra hep birlikte yapmayı arzu ediyoruz.  Onun için bizi izlemeye devam edin...


Çoğu kişinin David Icke’a sormak istediği kim bilir ne kadar çok soru vardır. Buna biz de dahiliz, ancak Web sitesini bütün dünyadan en az 3 milyon kişinin izlediği, dünya çapındaki bir gönüllü Radyo-TV Kanalı’nın organizasyonunun başında olan, sürekli olarak kitaplar yazan,  sitesine abone olanlar için her hafta websitesinden makaleler ve bültenler yayınlayan David Icke’ın 7/24 çalıştığını düşünecek olursak, insanlara teke tek ulaşmasının imkansız olduğunu görebiliriz.  Bilindiği kadarıyla David, fazlasıyla kalabalıkların içinde görünse de, yapı olarak hep kendi kabuğunda kalmayı tercih eden bir kişilik, dolayısıyla her fırsatta da; “Bilgi orada, ona ulaşmak ve öğrenmek mümkün, bu sadece bir seçim ve niyet meselesi.” diyor .


David Icke’ın sağladığı bütün bilgileri, elimizden geldiği kadar blogumuz aracılığı ile aktarmaya, blog okuyucusunu da  David Icke ile ilgili gelişmelere mümkün olduğu kadar yakın tutmaya çalışıyoruz. Bu bağlamda sizlere, David’in Türkçe’ye çevirmiş olduğumuz ‘İnsanoğlu artık Dizlerinin Üzerinden Kalk, Aslan Artık Uyumuyor’ adlı yaklaşık 700 sayfalık, inanılmaz bilgiler içeren kitabının basılma aşamasına girdiğini ve David Icke’a bir Türkiye sunumu sağlamak için de çalışmalar içerisinde bulunduğumuz haberlerini verebiliriz.


Bugün blogumuz birinci yaşına girerken, henüz gönlümüzün istediği koşulları yakalayamamış da olsak, bütün bu bilgileri bizimle paylaşırken öncelikle göstermiş olduğunuz sabır ve hoşgörü için hepinize ‘Sonsuz Sevgi’ lerimizi ve teşekkürlerimizi sunuyoruz.


‘davidicke-turkce.blogspot.com’ekibi

21 Kasım 2013 Perşembe

Gerçek'in Titreşimleri - XXVI



David Icke’ın 29 EYLÜL 2013’tarihli makalesi



DAHA GİDİLECEK ÇOK YOL VAR... AMA ARTIK AKINTI YÖN DEĞİŞTİRDİ...

     
Bütün biçimleriyle global komplo hakkında insanları uyarma konusunda çalışmalar yapanlar açısından, şu son birkaç hafta son derece umut verici geçti. Geçmişi düşünecek olursak, hatırladığım kadarıyla şimdiye kadar ilk kez, en azından şimdilik, devasa bir askeri taarruz veya bir savaş oyunu, kamuoyunun gücü ile beslenerek engellendi, yani ‘bilgi’ değiştirildi...


Herşey bilgi. Evren de bir bilgi. Evet, evren de şifrelenen ve deşifre edilen bilgiler ile etkileşime giren bir bilgi... İşte bu yüzden tiranlığın global şebekeleri ve kontrol sistemi, öncelikli  olarak bilgiyi ve algılamayı hedef alıyor. Bu , ‘Algı Yanılması’ veya ‘Algının kandırılması’ şeklinde açıklanabilir. Zaten yeni kitabımın adı olarak da özellikle bunu kulllandım. Dikkatinizi çekerim; şirket medyasını kendi egemenlikleri altında tutarken bunu, sırf kontrol altında tutmuş olmak için yapmıyorlar. Amaçları çok daha derinleri hedefliyor. Bu, insanların verecekleri tepkiyi manipüle edebilmeleri açısından çok önemli, çünkü aldatma programı ile, insanoğlunun zihinsel hücrelerini kendisinin inşa edeceği şekilde algılamasını sağlayacaklar. İnsan zihninin algılama özgürlüğünü kapalı kapıların arkasında, işte böyle tutuyorlar ve  sonsuza kadar da tutmayı planlıyorlar.

Paylaşım