23 Mayıs 2015 Cumartesi

Gerçeğin Titreşimleri - 50 - Zaman Algısı, Kalp ve Beyin

Tamamen farklı iki perspektif ve realite ile karşı karşıyayız. Bu ikisini, büyük bir ahenk ve karşılıklı anlayış içerisinde bir araya getirmeliyiz. 
David Icke


Zaman doldu...


Birçok kişi, ‘zaman’ denilen bir kavramı takıntı edinmiş ve onun esiri olmuş durumda. “Saat kaç?”, “Zaman bitti”, “Zaman uçup gidiyor”, v.s.


http://www.slicktext.com
http://businessamongmoms.com

Evet, “boşluk” olmadığı gibi “zaman” da yok. “Zaman”olarak deşifre ettiğimiz şey, sadece evrenin dalga boyu yapısına şifrelenmiş olan bir “bilgi”. Zamanın ne kadar hızlı veya yavaş geçmesi, tamamen bizim onu şifrelememize bağlı. Mesela bir yazılım diskindeki ‘bilgi’, bilgisayar ekranında, yer ve zaman varmış gibi algılanır, silsile bir sahneden diğerine hareket ederken de “zaman” geçiyormuş gibi görünür. Sahnelerin arasında ise, mesafe ve perspektif var sanılır, oysa bu, bilgisayar tarafından okunan diskteki “bilgi”dir. Boşluk ve zaman ile ilgili olarak yaptığımız budur. 


Bilim adamları “uzay-zaman”dan söz ederlerken, sözünü ettikleri şey, “uzay-zaman” olarak deşifre edilerek görünen bir bilgisayar oyununa benzer. Bunun tamamı bir ‘sanal veya illüzyon’dur. Gece gökyüzüne baktığımız zaman yıldızlar ve gezegenler arasında inanılmaz mesafeler varmış gibi algılarız, oysa bütün manzara sadece bizim deşifre etme sistemimizde yer alır. Aslında mesafe diye birşey de yoktur, uzay/boşluk diye de. Sadece sonsuzlukta yer alan sonsuz ‘herşey’ vardır. 


Paylaşım