28 Ekim 2014 Salı

Gerçeğin Titreşimleri - 43 - Başarı üzerine

(David Icke’ın 28 Kasım 2010 tarihli makalesi)

Dünyanın değerleri o kadar yanlış yönlendiriliyor, o kadar yozlaştırılıyor ki, başkalarının hayatlarına en büyük katkıda bulunanlar görmezden gelinip, ‘sıradan’ veya ‘başarısı düşük’ sayılırken, çok daha az, hatta bazen hiçbir katkısı bile olmayanlar üne kavuşuyor, yüceltiliyor.

Tabii ki bu yozlaşma, tamamen ‘para ve ün = başarı’ illüzyonuna dayalı diyecektim, ama artık sadece ‘para = ün’ haline dönüştü. Büyük bir eviniz mi var? Ya büyük bir arabanız? Banka hesabınız kabarık mı? Peki hep ‘birinci sınıf’ta mı yolculuk yaparsınız? Ünlü müsünüz? Gazete ve dergilerde adınız çıkar mı? Sokağa çıkınca herkes sizi tanır mı? Hayır mı? Vah, vah, demek başarısızsınız! Peki acaba ne zaman başaracaksınız?

Bütün bunları kızım Kerry’nin düğününde harika bir gün geçirirken düşündüm. Öyle gösterişli bir düğün falan değildi, son derece sade, ama şen bir düğün oldu. En güzel tarafı insanların birbiriyle olan sımsıcak iletişimiydi.

Eskiden insanlar arasında ahbaplıklar olur, sokakta karşılaşınca kısa sohbetler yapılırdı. Şimdi belirli büyüklükteki şirketler veya resmi devlet dairelerinde bile karşımıza ‘bilgisayar teyp kaydı’ çıkıyor!

Geçenlerde bir otelde rezervasyon yaptıracaktım, karşıma ‘Tina’ adlı bir bayan çıktı! Tabii ki bir bilgisayar programıydı ve telefonda rezervasyon numaramı istiyordu. Söyledim, “Üzgünüm algılayamadım” dedi. Tekrarladım. Yine “Üzgünüm, algılayamadım” dedi. Nedense birden tepem attı ve “Tabii algılayamıyorsun, çünkü kahrolası bir bilgisayar programısın, bırak algılamayı, düşünemezsin bile! Orada yardım edecek bir insan yok mu?” diye bağırdım. Cevap tabii ki yine “Üzgünüm, algılayamadım”... oldu.

20 Ekim 2014 Pazartesi

9 Ekim 2014 Perşembe

David Icke, Londra Wembley Arena’da

David Icke, 25 Ekim 2014 Cumartesi günü yeniden Londra Wembley Arena’da...

Yazı Activist Post’tan...
David Icke’ın, global ‘uyanış’ın gittikçe daha çok şekillenmesindeki vizyonu ve motivasyonu çok büyük. David, yirmi yılı aşkın bir süredir, yazmış olduğu yirmiden fazla kitapla, ‘global elit’in özgür insanların üzerindeki egemenliğinin kontrolünü kaybetmesi ile sona erecek olan sonun başlangıcına önderlik etti.

David’in kitapları, karşı karşıya olduğumuz durumun anlaşılması için çok gerekli birer kaynak, ancak onun canlı sunumunu da kaçırmamak lazım. Baştan sona bütün kontrol sistemini ifşa ettiği, tavşan deliğinin derinlik boyutlarını anlattığı ve insanlar üzerinde yoğun bir hakimiyet kurmak isteyen sisteme karşı beyin özgürlüğümüzü nasıl koruyacağımıza dair bilgiler verdiği için, onun genellikle on saati aşan bu konferanslarını bütün bu konuları derinliğine kavramak açısından kaçırmamak lazım...

Activist Post yazarlarından Heather Callaghan, David Icke’ın 2011 Ohio, Cleveland’deki konferansına katılmıştı. Heather, neden o kadar çok kişinin onun konuşmasını dinlemek için gittiğini çok iyi anlamış. Heather’ın “Bütün bir günü David ile geçirince ne öğreniyorsunuz?” sorusuna verilen cevap şu olmuş: “Herşeyi!

David, kişisel özgürlüklerimizi kazanmamız için bize güç veriyor ve motive ediyor. Aslında bu acımasız ve çılgın dünyadan korkmamayı öğretiyor. Herkesin kapatılmış olduğu zihinsel hapishaneden kurtulmasını sağlamak için müthiş bir enerji ve çaba harcıyor. David, gelişmekte olan ‘değişim’ konusunda ise çok iyimser. “Bir sürü çocuk büyüyor ve onlar bu programın dışına çıkabiliyorlar- işte bu ‘bilinç’ gücünün kutsallığı. Bir yıl, beş yıl, yirmi yıl önce bilmediğimiz, ama şimdi bildiğimiz şeyleri bir düşünün... Bizi hala duygusal olarak baskıda tutabilmek için, artık ellerine ne geçiyorsa üzerimize fırlatır hale geldiler” diyor.

Neyse ki sistemin üzerimize baskı yapma çabaları eskiden olduğu kadar etkili olmuyor. İnsanların politik sisteme, medyaya ve bankacılık sektörüne olan inançlarını yitirmiş oldukları artık her seçimde kendini belli ediyor. Ayrıca dünya çapında, sivillerin artık herşeye boyun eğmediklerinin bir göstergesi olan ‘hareket’lere şahit oluyoruz. Artık bütün kontrol noktalarını, tam olarak ne ise aynen o şekilde görebiliyoruz. Yani aslında bunların, ne kadar güçlü olduğumuzu öğrenmememiz için tasarlanmış veya planlanmış birer baskılama ve köstekleme teşebbüsü olduklarını anlamak artık hiç zor değil.

David, dünyaya neler olduğu ve ne kadar feci bir şekilde aldatılmakta olduğumuz konularında sadece bir konuşmacı olarak bilgiler vermekten öte, insanların kendi iradelerini kullandıkları ve kendi özgür kararlarını aldıkları taktirde barış ve huzura kavuşacakları konusunda izleyicileri son derece ikna edici ve açıklayıcı bir şekilde adeta donatıyor, parlak bir geleceğe hazırlıyor. Onun bütün bu pozitif faaliyetleri; sayısız web sitesinin, blogun, yazarın ve daha birçok başka konuşmacının çözüme odaklanması için büyük bir esin kaynağı oluşturuyor.

David’in, kesinlikle kar amacı gütmeyen ve 24 saat durmadan çok çeşitli konularda sansürsüz olarak yayın yapmış olan ‘Halkın Sesi TV’ gibi benzersiz bir teşebbüse öncülük etmiş olması da son derece esin verici bir başka güzel örnek oldu...

David, Activist Post’a şunları söyledi: “25 Ekim 2014’teki sunumum, açık zihinlerin biraraya gelerek dünyanın içine düşmüş olduğu bu üzücü durumdan uyanmaları ve artık daha fazla razı olmayacaklarını ifade etmeleri için büyük bir fırsat. Artık başlarımızı öbür yana çevirerek ifşa edilen gerçeklerin sadece birer teori olmasını umut edecek zamanımız kalmadı! Çok uzun zamandır benim ve benim gibi nicelerinin uyarmakta olduğumuz ‘teoriler’ artık hergün TV haberlerinde yer alıyor. Dünya, sürekli olarak bir savaş alanına dönüştürülmüş durumda, polis devletlerinde ise en temel özgürlükler yok ediliyorlar”.

Tiranlığın güçleri; ifşa edildikçe ve insanlar onlarla korkmadan yüzleştikçe daha çok saldırganlaşmaya başladılar. Artık çırpıntıların çok artmış olduğu bir denizde yol alıyoruz. Bu çırpıntılıları daha kolay aşabilmek, daha dengeli ve huzur dolu bir yaşama kavuşmak için David’in bilgilerinden yararlanmakta yarar var...

-Activist Post-


Paylaşım