8 Ekim 2018 Pazartesi

İllüminati ve sürüngenler üzerine sohbet

Gerçek’in Titreşimleri – 88


https://www.davidicke.com/article/455001/david-icke-conspiracy-illuminati-lizards-unilad-original-documentary

Komplo, İllüminati ve Sürüngenler... Şubat, 2018

0:03:
İnsanların; “Bu David Icke dünyanın sürüngenler tarafından yönetildiğini düşünüyor, delinin biri!”... dediklerini duyabilirsiniz.

0:10:
İnsanoğlu ayağa kalk! Dizlerinin üzerinde ne yapıyorsun, öyle?

0:19:
Medya, noktaların birleştirilmesini istemiyor. Sadece noktaları görüyorsanız, tablonun tamamını göremezsiniz. Eğer noktaları birleştirirseniz neler olduğu kaçınılmaz bir şekilde ortaya çıkar.

0:28:
Yaklaşık 30 yıldır hayatıma bakarsanız, bütün kamuoyunun önünde gözden düşürüldüğüm, alaylara maruz kaldığım halde hala buradayım ve aynı işi yapıyorum. Oysa artık dünyanın dört bir yanında binlerce insan konferanslarıma geliyor.


0:52:
Birisi yanıma gelecek olursa, kendini ağzının bulunduğu yere koymaya hazırlanmadan gelmesin sakın!

1:05:
Alaylara maruz kalınca çok incindiğim için kaçıp bir yerlere saklanabilir, çekip gidebilirdim. Ama ben öyle yapmadım. Ve böylece o zamandan beri yapmam gerekeni yaptım, hala da yapıyorum.

1:20:
Çocukken futbol oynamayı ve buharlı trenleri izlemeyi çok severdim. Sonra profesyonel futbolcu olmaya karar verdim. Bütün hayatımın öyle geçeceğini sanıyordum. Coventry takımına katıldıktan 6 ay sonra durup dururken sol dizim şişti. Romatoid artirit/eklem romatizması olduğumu söylediler. Tabii ki futbol hayatım sona ermişti. Sonra düşündüm; “Oturup kendine acıyabilirsin veya kalkıp devam edersin”.

Sonra devam ettim ve BBC spor bölümünde sunucu oldum. Bir süre sonra da Yeşiller Partisi’ne katıldım. Bu süreç çok büyük rastlantısal olaylarla doludur. Birgün deniz kenarındaydım ve işte o zaman hayatım olabilecek en tuhaf şekilde değişmeye başladı.

2:10:
Bir gün deniz kenarında yaptığım yürüyüşten sonra bizim semtteki kitapçıya giriyordum ki sanki birden bir ses diyemeyeceğim de, aklımdan çok güçlü bir düşünce formu geçti; “Uzak köşedeki kitapların yanına git!” Romantik romanların olduğu rafta diğerlerinden farklı bir kitap vardı. Üzerinde bir kadının resmi vardı. Adı “Zihinden Zihine” idi ve yazarı da Betty Shine adında bir medyumdu. Kitabı 24 saatte temin edip okudum ve kadını gidip görmeye karar verdim.

2:39:
Üçüncü gidişimde muayene yatağı gibi bir yerde yatarken Betty (romatizmam için) elle şifa enerjisi veriyordu. Birden zihninde bir takım figürler gördüğünü, onların benimle onun aracılığı ile iletişim kurmak istediklerini söyledi, sonra mesajlar gelmeye başladı. Dünya sahnesine çıkacakmışım, büyük sırlar ifşa edecekmişim, aydınlatılması gereken bir sır varmış.

3:00:
Ne yapıyoruz böyle?

3:05:
Sonra gerçekte neler olduğunu görmeye başladım. Şu rastlantısal gibi görünen eşzamanlılık dizini var ya. Tam o sıralarda İngiltere’nin ünlü Wogan Show programına çıktım, sonra da tarihte görülmemiş bir şekilde alay konusu edildim. Yıllar geçtikçe insanlar dünyada olup bitenler karşısında uyanmaya başladılar. “Neler oluyor” diyorlardı. Benim çalışmalarım gittikçe artan bir ilgiyle izlenmeye başladı.

3:38:
Bu böyle sürdü gitti ve şimdi insanlar beni yolda durdurup “bilgi” edinmek istiyorlar.

3:47:
Çeşitlilikten memnun olmalıyız. Çeşitlilik her şeyin mümkün olduğunun bir ifadesidir. Başka düşüncede, farklı hayat tarzları olan insanlarla barış içinde olmalıyız.

4:04:
66 yaşıma geliyorum. Bir yere gitmeye niyetim yok. Daha yapacak çok işim var. Bu dünya, bize söylenenin bir noktacığı kadar bile değil.

4:18
İnsanların, neler olduğuna dair farkındalık içinde olmamaları için onların algılamalarını kontrol altında tutmak gerekir. Algılama herşeydir. Dünya için bu plan, bir başbakan veya devlet başkanının ofisindeki bir toplantı sürecinde olacak birşey değil.

4:38:
Kararları verenler onlar değil. Bu şebeke öyle bir şey ki, iktidara kim gelirse gelsin, hep orada mevcutlar. Orta Doğu’daki bu felaket milyonlarca insanı canından etti, sakat bıraktı. Bunlar başından beri soğukkanlılıkla hesaplanıyor. Dünyayı idare eden bu zihniyet psikopatça, empati duygusundan yoksun bir şekilde yürütülüyor. Evet uğraşmakta olduğumuz şey bu. Bu bir farkındalık hali ve evet, gizli saklı gölgelerden sürüngen formu ile ifade ediliyor. Ama insanların arasında da şekil buluyor ve dünyayı onlar idare ediyorlar. Dünyanın şu haline bakarsak mantıklı değil mi?

5:30:
“Ay” aslında, sürüngenler de dahil dünya dışı varlıkların komuta merkezi. Bu sürüngen ırk insanların ürettiği düşük frekanslı duygusal enerji ile besleniyor. Ve istedikleri bir başka şey de çocukların ergenliğe ulaşmadan önceki özel enerjileri. Bu enerjiyi elde etmek için çocukları onlarda korku yaratan bir ritüele maruz bırakıp sonra öldürüyorlar. O kanı içiyorlar, çünkü o korku sırasında kana giden belirli bir adrenalin var ve o, o ırk için nektar gibi. Bunun farkındalığına ulaştığınız zaman zihinleriniz açılıyor ve bu alemde yalnız olmadığınızı anlıyorsunuz.

6:21:
Deli bir dünya olduk değil mi? Ama neden? Neden böylesine tepe taklak durumdaki bir dünyada yaşıyoruz? İnsan toplumunu belirli bir yöne iterek gittikçe artan bir merkezi kontrol mekanizması kuruyorlar. Polis devleti dayatılıyor, elit dediğimiz o %1’lik grup derin devleti oluşturuyor.

6:55:
Gerçeği açıklayanlar medya tarafından göz ardı ediliyor, hiçbir zaman söyledikleri doğru mudur değil midir dinlenmiyor bile. “Bir dakika bu adam bunu söylüyor, acaba doğru olabilir mi?” denmiyor. Bir bakın bakalım kanıtlıyor mu? Bunlar kanıt değil mi?

7.16:
Ama olanlardan sorumlu olanlara da aynı şey oluyor. Yaptıkları birşey daha var, vuran da öldüren de aynı. Kendilerinin benimsemiş oldukları programı kabul etmiş sorgulamıyorlar, ama kabul etmeyenler deli veya tehlikeli addedilip alaylara maruz bırakılırlar.

7:43:
İnsanların, kendi hayatlarımız üzerinde ne kadar büyük bir gücümüzün olduğu hakkında hiçbir fikirleri yok. Ben özel bir kişi falan değilim. Yaptığımı yapıyorum, çünkü doğru olduğunu hissediyorum.

7:53:
“Şimdi acaba bütün bu olanların bana değil de bir başkasına olmuş olduğunu dilediğiniz zamanlar oldu mu?”

7:58:
Hayır. Şimdi bana 50 milyon pound teklif edin, “gel hala BBC’de çalışıyor ol, hayatta ne yapmak istiyorsan yap, bu alay konusu olma olayı falan olmadı, asla istismar falan edilmedin” v.s. deseler? Asla kabul etmezdim. Hepsi sizin olsun. Hayatımda olmuş olan hiçbirşeyi değiştirmek istemem. Şimdi yapmakta olduğum şeyin de değişmesini istemem.

8:22:
Çok basit bir hayat felsefem var; Ne istersen onu yap, ama başkasına empoze etme! Bu kadar basit!

8:31:
Yolda yanından geçen herkesin güldüğü o adama ne oldu? İşi bitti sanıyorduk, şimdi yapmakta olduğunu nasıl yapıyor? Çünkü bu realiteyi yaratmayı seçtim, çünkü bunu yapacak gücüm var. Sizin de, herkesin de var. Sistem, böyle bir şeye sahip olmadığımıza inanmamızı istiyor. Dünyayı yönetenler politikacılar, bankacılar vs. Sadece psikopatlar ortada olmayan bir parayı “kredi” diye insanlara verip, geri ödeyemedikleri zaman evlerini ellerinden alıp onları sokağa atar, bunu ancak psikopatlar yapar.

9:10:
İşte dünyayı yöneten zihniyet bu. Kontrol uzun zamandır onlarda ve artık geri almamız lazım. Sürekli olarak iki alemde yaşıyorum. Bir tarafta komplolar, diğer yanda bilirsiniz, ben de çay içmeyi, bir kadeh şarap içmeyi severim. Futbol maçlarını izlerim, film seyrederim. Hayat sadece tek birşey değildir. Ne olmak isterseniz o”dur...


1 yorum:

  1. Biraz daha fazla kişinin sorgulaması gerekiyor. Devletlerin yasaları İnsan için mi yoksa sürü hayvanları için mi?

    YanıtlaSil

Paylaşım