30 Mayıs 2014 Cuma

Gerçeğin Titreşimleri - 36 - Eğitim

David’in 2013 Ocak tarihli makalesi:



"EĞİTİM"


PROGRAMLANMAK İÇİN BİR DE PARA VERİYORUZ

‘Eğitim’denilen programlama makinası, ‘Sistem’ için kesinlikle çok önemli, çünkü eğitim insanların en küçük yaşta realiteyi algılama şekillerini beyinlerine yerleştirmek veya tam anlamıyla implant etmek üzere tasarlanmış. Böylece sistemin akıl besleyicileri büyüdükleri zaman herşeyi ya oyunun planına göre yönetecekler, ya da kendilerini özgür sanarak hayatlarının sonuna kadar küçük birer iyi köle olarak kalacaklar. 

Bir zamanların ünlü grubu ‘Pink Floyd’un şarkısında dediği gibi; “Sonuç olarak sen de duvarda bir tuğlasın”. Aslında sistemi yönetenler de köle, sistem tarafından yönetilenler de... Arada sadece bir derece farkı var. Ortak payda ise; insanların ‘sol beyin’e hapis olmaları. 

Beyinin iki yarım küresi Korpus Kallosum denilen bir köprü ile birleşir. Bu iki yarım kürenin çok farklı işlevleri ve özellikleri vardır. Oysa bizler ‘bütün’ beyinli olarak yaratılmış olup, her ikisinin de özelliklerine sahibiz. Her neyse, Kontrol Sistemi bunu hiç istemiyor, dolayısıyla da insanların çoğu kendisini bu özelliğe sahip değil sanıyor.

10 Mayıs 2014 Cumartesi

Gerçek’in Titreşimleri - 35 - Plan 21

David Icke’ın 2012 Temmuz tarihinde yazmış olduğu makale:

Ve Tanrı dedi ki; (parmağı Alaska’daki düğmeye basılı olarak)

“Size kuraklık, seller ve salgınlar vereceğim!”
(Oysa bu ‘küresel ısınma falan değil, sadece ‘Agenda 21/Plan 21’ uygulanıyor!)

2012 Temmuz... Ben bu satırları yazarken benim yaşadığım, İngiltere’nin güneyindeki Wight Adası’nda güneş pırıl pırıl parlıyor. Dediklerine göre bu, yağmursuz geçen en uzun dönem olmuş. Nisan’daki inanılmaz ısı, bu vıcık vıcık yazı getirdi. Yazın havanın nasıl olacağı konusuyla çok ilgiliyim, çünkü oğlum kriket oynuyor ve malum, bu oyunun oynanması için havanın kesinlikle yağmurlu olmaması gerekiyor. Şimdi gökyüzünde hiç yağmur belirtisi yok, çünkü daha önce haftalarca sağanak yağdı, çoğunlukla da pencere pervazlarını oynatacak şiddette bir rüzgar ona eşlik etti.

Wight Adası İngiltere’nin en güney kıyısında olduğu için gelirinin çoğunu, adanın plajlarından ve kırlık alanından yararlanmaya gelen turistlerden sağlıyor. Ancak bu yıl fazla turist gelmedi, gelenler de zamanlarının çoğunu yağmurdan kurulanmaya çalışarak geçirmek zorunda kaldılar. İngiltere’de en kuru geçmesi gereken zamanda sürekli olarak ‘sel’ uyarıları yapıldı. Malum, İngiltere’nin havasına hiç güven olmaz, zaten bu nedenle de çok ünlüdür, ama bu sefer durum çok farklı...

Plaja hoşgeldiniz. Yüzmek isteyen var mı?

Aynı sıralarda A.B.D. ve Kanada’da ise bunun tam tersi oldu ve bu ülkelerin kalbinde, yani en çok tarım yapılan alanlarda büyük bir kuraklık oldu. Bu, tıpkı Avrupa’da yağmurların yaptığı gibi ilkbaharda başladı. Kar yağmadığı için, toprak eriyen karların sağladığı yarardan da mahrum kaldı. Bunun nedeni Kuzey Amerika’daki olağan iklim değişikliklerinden kaynaklandı, ardından rekor seviyede bir sıcak dalgası başladı ve yağmur yağmadığı için toprağın emmiş olduğu az miktardaki nem de buharlaştı.

Paylaşım