31 Temmuz 2020 Cuma

Kalplerinizi Sonsuz Sevgi'ye açın

“Gerçek”in Titreşimleri – 98

Kalplerinizi Sonsuz Sevgiye açın


30 yıllık deneyimlerden sonra içinde yaşadığım ortam hep çok yalnız olduğum bir ortam oldu. Hep de okların hedefi olduğum için o ortamda pek kimseler olmaz. Orada olmak, onu yapabilmek için öncelikle, sürekli olarak bilgiye açık olan bir zihne ve kolay kolay sarsılmayacak bir omurgaya sahip olman gerekir. Omurganız diyecek ki; Doğru olduğunu hissettiğim şeyi yapmak için çalışacağım. Ve üzerinize ne atılırsa atılsın, doğru olduğunu hissettiğiniz/bildiğiniz şeyi yapmak için ayakta duracaksınız. Burada durup kendimi savunmak için debelenip, “Oh, benim hakkımda bunu deme!” “Ay, benim hakkımda bunu nasıl söylersin!” demem. Çünkü  söylenenler umurumda bile değil! Bum! Bum! Bum! Ben yolumda yürürüm, bırak onlar tasa etsinler!

Hayatımın 30 yılı, beni hep bu zamanlara taşıdı. Son görüşmemizde şöyle bir şey demiştim ve kim bilir bazıları kuru sıkı attığımı düşünmüştür. Demiştim ki; “Ben bu kültten daha güçlüyüm! Ve onlar da bunu biliyorlar.” Ve zaten daha bu röportaj bitip üzerinden dakikalar bile geçmemişti ki beni haklı çıkardılar. Hele şu son birkaç hafta içinde bu, hiç bu kadar aşikâr olmamıştı, ana akım medyayı, sahibi oldukları silikon vadisini, şirketleri, bankaları kontrolünde tutan bu muazzam güçlü kült, tek bir adam ile yapılan bir röportajdan sonra, sanki birileri “Yangın vaaar!” diye bağırmış gibi panik içinde “Çabuk onu buradan çıkarın, çabuk şuradan da çıkarın!” diye müthiş bir telaşa kapıldı. Ve bu ne demek oluyor? “Sen, tek bir adam olduğun halde, bizden daha güçlüsün, o halde sen insanlara ne söylüyorsan, onu durdurmamız lazım! Çünkü biz bir bunun getireceği sonuçları biliyoruz”.

Paylaşım