tag:blogger.com,1999:blog-56418393265980376822024-03-13T20:00:18.864+03:00David Icke - TürkçeO, kuşkusuz en cesur "gerçek" avcısı. Şimdi Türkçe!Emre GÜNEYhttp://www.blogger.com/profile/13047109848125444476noreply@blogger.comBlogger137125tag:blogger.com,1999:blog-5641839326598037682.post-39436692319125659112020-10-01T23:55:00.000+03:002020-10-01T23:55:11.962+03:00Kalp en önemli hedef<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; text-align: center;"><b><span style="font-family: "Arial",sans-serif; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;"></span></b></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; text-align: center;"><b><span style="font-family: "Arial",sans-serif; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR;">“Gerçek”in
Titreşimleri – 99 </span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: center;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">En önemli hedeflerden
birisi de kalp…</span></i></b></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Tabii ki fiziksel
kalple bağlantılı, ama ben burada onu demiyorum, insan enerji alanındaki kalp
enerji noktasından söz ediyorum. Doğu geleneklerinde “Kalp Çakrası” veya “ışık
tekerleği” dedikleri şey. Malum, sevgi deyince birini çekici bulmak veya çocuklarımıza
olan sevgi akla gelir, oysa “Cevap” adlı kitabımda da belirtmiş olduğum üzere
bu çok farklı bir şey. Sonsuz sevgi, “çocuklarım için en iyisini istiyorum”
demez, tabii ki hepimiz isteriz, ama burada gerçek anlamda sevgi, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Herkes için en iyisini istiyorum</i>” der. </span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-GWL-Edyh_0o/X3ZBYyU_t9I/AAAAAAAA2IM/WKCJ5X_SGsU4bhBKqpcujoQNPn1C0YBuQCLcBGAsYHQ/s1731/pexels-engin-akyurt-1820511.jpg" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1731" data-original-width="1154" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-GWL-Edyh_0o/X3ZBYyU_t9I/AAAAAAAA2IM/WKCJ5X_SGsU4bhBKqpcujoQNPn1C0YBuQCLcBGAsYHQ/s320/pexels-engin-akyurt-1820511.jpg" /></a><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-size: 11.0pt;"></span>Kalbinizi
açtığınız zaman o sevgi, insanların algıladığı türden bir sevgi değildir. Bu
sevgi sizi sonsuzluğa açar! Sizin Yaratan ile bağlantınızdır. Kalp bağlantısı
yoluyla müthiş bir önseziye, “biliş”e sahip olursunuz. İnsanın önsezisel bilişi
olduğu zaman eli nereye gider? Kalbine. “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Biliyorum,
neden ve nasıl oluyor bilmiyorum, ama biliyorum işte!</i>” dersiniz. Bu kalp
bilir çünkü “bilen”le bağlantıdadır. </span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Kalbinizi
açtığınız zaman öncelikle bütün her şeyi görmenizi sağlayan, farkındalık
seviyesine açılan bağlantıyı açıyorsunuz, çünkü zaten kendiniz de her şeyin
“bir” olduğu o seviyeden geliyorsunuz, dolayısıyla deneyimlemekte olduğunuz
realitedeki bağlantıyı görebilirsiniz.. Bu sevgiyi, “korkunun olmaması”, kötülüğü
de, sevginin olmaması olarak tarif edebilirim. Kötülük sevginin olmamasıdır, kötülüğü
sevgiyle boğabilirsiniz. Kötülük, sevginin olmadığı yerdir. Bu kült de öyle
işte. Orada sevgi hiç yoktur, zaten şimdi yaptıklarını da bu yüzden yapıyorlar.
</span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Sevgide korku
yoktur, çünkü bir kez bu sevgiye, bu öz benliğe açılırsanız korkacak bir şey
olmadığını bilirsiniz, çünkü ne olursa olsun, hangi deneyimi yaşıyor olursak
olalım, bir anda başka bir deneyim oluşur. Hep, “Bütün” olanın bünyesinde olan
bir “ifade”yiz, bir odaklanmayız. Yaşamakta olduğumuz deneyim ne kadar kötü
olursa olsun, biz hep “O”yuz. </span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Bu (kalp) hiç
korkmaz. Bu (kalp) hep doğru olduğunu bildiğini yapar, dolayısıyla doğru
olduğunu bildiği şeyin sonuçlarını hesaplamasına gerek olmaz. Beyin, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Şunu yapmayı isterim, ama acaba sonuçları ne
olur?</i>” diye düşünür. Zaten hep önünüzde neden yapmamanız gerektiğini
gösteren bir sonuç listesi vardır. Oysa bu, (kalp) “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Doğru olduğunu “bil”diğim şeyi yapıyorum</i>” der, zaten o zaman sonuç
hesaplamaya bile gerek olmaz.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">İnsanların en
büyük korkusu, hatta korkuların temeli, “ölüm” olarak dışavuran bilinmeyenden
kaynaklanan korkudur. Ölüm korkusunun manipülasyonu da bu pandemi. İnsanlar bilmedikleri
için korkudan donuyorlar, bu yüzden doktorlar çok güçlü durumdalar. Oysa
hepimiz “Sonsuz Sevgi”nin ifadeleri olup, sadece birer deneyim yaşıyoruz.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">O halde bu,
(kalp) korkmaz, sonuçların hesabını yapmaz. Bununla şunu demek istiyorum: tabii
ki, kamyonun önüne çıkarsanız zarar göreceğinizi bilirsiniz, ama sonuçlar
dediğim zaman, doğru olduğunu bildiğim bir şey için “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Başkaları ne der?</i>” veya “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Benim
hakkımda ne düşünürler?</i>” diye düşünmeyi kastediyorum.</span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Hiçbir zaman
sonuçların hesabını yapmam, çünkü bunu yaparsam doğru olduğunu bildiğim şeyi
yapmamayı hesaplıyorum demektir. Oysa o bağlantı noktasına, o önseziye
ulaştığınız zaman durum farklı olur. Burada Buda gibi bağdaş kurmuş dağın
tepesinde oturup ahkam kesmiyorum! Bunu herkes yapabilir! Bu hepimizin doğal
halidir, oysa bütün insanoğlu, doğal olmayan bir hale manipüle ediliyoruz! </span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-U30DZDvcT0U/X3ZBXf5fLyI/AAAAAAAA2II/p0gnolS6kqwZcojxMMHTwZlZfY_SqnoxQCLcBGAsYHQ/s1733/pexels-jessica-lewis-3405461.jpg" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" data-original-height="1153" data-original-width="1733" src="https://1.bp.blogspot.com/-U30DZDvcT0U/X3ZBXf5fLyI/AAAAAAAA2II/p0gnolS6kqwZcojxMMHTwZlZfY_SqnoxQCLcBGAsYHQ/s320/pexels-jessica-lewis-3405461.jpg" width="320" /></a><span style="font-family: "Arial",sans-serif;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-size: 11.0pt;"></span>Bu, (kalp)
doğal halimiz. Kalbinizi açtığınız zaman ölümün, sadece odak noktasını
değiştirmekten başka bir şey olmadığını bilirsiniz. Hepsi bu.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>“Cevap” adlı kitabımda yer alan bir resim
var. Adamın biri başına sanal realite seti takmış, çıkardığı zaman etrafına
bakınıyor, ben de resmin altına şöyle yazdım “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Aman Allah’ım, az önce öldüm!</i>”… Çünkü temel olarak ölüm öyle bir
şey. Sanal realite başlığını çıkarıp bu insan deneyiminden, son derece engin olan
gerçek/öz benliğimize dönmek.</span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Dolayısıyla, kalbinizi
açtığınız zaman her şeyi anlıyor, görüyorsunuz, böylece güçler, kendilerini
dayatmak üzere sizi sindiremiyorlar. Bir şey meşru değilse, özgürlüğünüzü
tehdit ediyor demektir. Bu kalp, özgürlüktür. Aslında kim olduğumuzun ölçeğini
bilme özgürlüğüdür, var olan her şeyle bağlanma özgürlüğüdür. Burada (kalpte)
devrim olduğu zaman, korkuya boyun eğme biter, çünkü bu, (kalp) özgürlüklere
dayatılmasına boyun eğmez, daima doğru bildiğini yapar. Kalp her şeyin
merkezidir. </span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">İnsanlar
fiziksel kalpten bahsederler, pekala, geriye dönerseniz aslında bu kalpten söz
ettiklerini anlarsınız. Enerjisel kalp. “Ora” ile bağlantı sağlayan kalp.
Çağlardan beri sembolizme bir bakın. Bugün hala öyle. Ne derler? Kalbini aç.
Taştan kalp. Kırık kalp. Bunlara bakınca deyişler hep kalp bağlantılı, çünkü
kalp her şeyin merkezi. </span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Hep her şeyin
merkezinin “beyin” oluğunu düşünmeye manipüle edildik. Oysa değil! Biliyorsunuz,
bedendeki en güçlü elekromanyetik alan kalbe ait. Açıldığı zaman beyine de
hakim olur. İnsanlar ne derler? “Aklın/beynin ne diyor?” veya ”Peki kalbin ne
diyor?”deriz değil mi?<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Çok farklı şeyler
söylenir, çünkü kalp (yukarıda) “ora” dadır, beyin ise aşağılardadır. Bu kalp
açıldığı zaman her şey değişir, çünkü siz değişirsiniz, sizinle ilgili her şey
değişir. </span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Yıllar önce
bana neler oldu ve hayatım değişti. İstedikleri zaman, bu seçimi yaptıkları
zaman buna herkes ulaşabilir. Diyeceğim şu ki: “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Şu geçici kimlikleri bırakın!</i>” <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Kendinizi kimliklerle tanımlamayın. Herkes
birer deneyim yaşıyor, adınız bile bir deneyim! Hepimiz bir deneyim yaşayan “Sonsuz
Bilinç” iz. Dolayısıyla biri size kim olduğunuzu sorarsa, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Bir deneyim yaşayan bilinç</i>”im dersiniz. Kendimizi nasıl biliyoruz?
Veya diyelim ki biriyle karşılaştınız, ona kim olduğunu sorarsınız. Size adını,
işini, aile geçmişiniz, belki okula gittiği sokağın adını söyler. Kim oldukları
sorusuna böyle cevap verirler. Oysa bunlar sadece deneyimledikleri şeylerdir. </span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Ben David Icke
adlı bir deneyimi yaşayan “bilinç”im. Kısa ve ilginç. “Sen” odaklanması, “Ben”
odaklanması ile aynı bilincin ifadeleri. Bizim için de aynı şey!</span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Irkçılık ve
bütün bu “izm”ler bölünmedir. “İzm”ciler, bu gerçeğin doğası hakkında en küçük
bir fikirlerinin olmadığını teyit ediyor oluyorlar. Irkçılık karşıtı olan öyle
tipler biliyorum ki, hepsi obsesif derecede ırk takıntılıdır.</span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-family: "Arial",sans-serif;">Sadece bir deneyim
yaşadığımızı bilirsek ve jeton düşerse, bunun sonucu olarak kalbimiz açılır, o
zaman da insanoğluna oynanmakta olan oyun biter ! <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="font-family: "Arial",sans-serif; font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-size: 11.0pt;"> <br /><br /><br /></span></p>
Emre GÜNEYhttp://www.blogger.com/profile/13047109848125444476noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5641839326598037682.post-41498446686510452052020-07-31T23:57:00.006+03:002020-08-01T00:17:00.043+03:00Kalplerinizi Sonsuz Sevgi'ye açın<h3 style="text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;">
<span style="font-family: inherit;">“Gerçek”in Titreşimleri – 98 </span></span></h3>
<div style="text-align: center;">
<h2>Kalplerinizi Sonsuz Sevgiye açın<br /></h2><div><br /></div><div><div style="text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "trebuchet ms", sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-themecolor: text1;">30 yıllık
deneyimlerden sonra içinde yaşadığım ortam hep çok yalnız olduğum bir ortam
oldu. Hep de okların hedefi olduğum için o ortamda pek kimseler olmaz. Orada
olmak, onu yapabilmek için öncelikle, sürekli olarak bilgiye açık olan bir
zihne ve kolay kolay sarsılmayacak bir omurgaya sahip olman gerekir. Omurganız
diyecek ki; <b>“<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Doğru olduğunu hissettiğim şeyi
yapmak için çalışacağım</i>”</b>. Ve üzerinize ne atılırsa atılsın, doğru olduğunu hissettiğiniz/bildiğiniz
şeyi yapmak için ayakta duracaksınız. Burada durup kendimi savunmak için
debelenip, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Oh, benim hakkımda bunu
deme!” “Ay, benim hakkımda bunu nasıl söylersin!</i>” demem. Çünkü<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>söylenenler umurumda bile değil! Bum! Bum!
Bum! Ben yolumda yürürüm, bırak onlar tasa etsinler!</span></div>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "trebuchet ms", sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-themecolor: text1;">Hayatımın 30 yılı,
beni hep bu zamanlara taşıdı. Son görüşmemizde şöyle bir şey demiştim ve kim
bilir bazıları kuru sıkı attığımı düşünmüştür. Demiştim ki; “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Ben bu kültten daha güçlüyüm! Ve onlar da
bunu biliyorlar.</i>” Ve zaten daha bu röportaj bitip üzerinden dakikalar bile
geçmemişti ki beni haklı çıkardılar. Hele şu son birkaç hafta içinde bu, hiç bu
kadar aşikâr olmamıştı, ana akım medyayı, sahibi oldukları silikon vadisini,
şirketleri, bankaları kontrolünde tutan bu muazzam güçlü kült, tek bir adam ile
yapılan bir röportajdan sonra, sanki birileri “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Yangın vaaar!</i>” diye bağırmış gibi panik içinde “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Çabuk onu buradan çıkarın, çabuk şuradan da çıkarın!</i>”
diye müthiş bir telaşa kapıldı. Ve bu ne demek oluyor? “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Sen, tek bir adam olduğun halde, bizden daha güçlüsün, o halde sen
insanlara ne söylüyorsan, onu durdurmamız lazım! Çünkü biz bir bunun getireceği
sonuçları biliyoruz</i>”.</span></p>
<div style="text-align: left;"></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-bpI1gYzVeZo/XyR_MGbOMbI/AAAAAAAA0Pg/hFyE5d5Dwa8cesusI6GQivZkvZ3SqD8gQCLcBGAsYHQ/s400/pexels-cottonbro-3957987.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="267" data-original-width="400" src="https://1.bp.blogspot.com/-bpI1gYzVeZo/XyR_MGbOMbI/AAAAAAAA0Pg/hFyE5d5Dwa8cesusI6GQivZkvZ3SqD8gQCLcBGAsYHQ/s0/pexels-cottonbro-3957987.jpg" /></a></div><span><a name='more'></a></span><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="clear: left; color: black; float: left; font-family: "trebuchet ms", sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 107%; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;">Biliyorsunuz, her
şey frekans. Şu anda sesim de bir frekans, yalanlar, aldatmaca da... “Gerçek”
de bir frekans, hem de fazlasıyla güçlü bir frekans. İnsanlar da o frekansa
rezone oldukları için, ortalıkta dolaşan gerçeğin gücünü biliyorlar. Şu anda
deneyimlemekte olduğumuz şeyi engellemeye çalışıyor, milyarlarca insanın
algılamasını kontrol altında tutmak istiyorlar. İçinde bulunduğumuz durum,
kitlesel insan algılaması. Bu algılamanın bir kısmı; <b>“</b><i style="mso-bidi-font-style: normal;"><b>Tehlikeli bir virüs var, evde kalmalıyız, çünkü yetkililer bu ölümcül
virüse yakalanmamamız için bizi koruyorlar”</b> veya <b>“Allah’ım hepimiz öleceğiz!</b></i><b>”</b>
şeklinde. Ve o algılama çok sayıda insanın evlerinde oturup, kendi
özgünlüklerinden ödün vererek, söyleneni yapma durumunda bırakıyor. Diğer
algılama ise; yolunda olmayan bir şeylerin olduğunu fark etmiş olanlar. Ama
onlar da evlerinde hapis durumda. Şimdi şu anda olanların sebebi bu
algılamalar, çünkü bütün bu olanların arkasındaki kişilerin sayısını küresel
olarak düşünürseniz, o kadar az ki! Ancak yine de yaklaşık 8 milyar insanı
kontrol altına alabiliyorlar. Şimdi burada, İngiltere’de de 66 milyon insan var
ve herkes evinde. Bütün bu olanları, bir algılama ve onun sonuçlarından korkmak
mümkün kılıyor.. Milyarlarca insanın bağımsız hayatı yok oluyor. Ve bu kültün,
en büyük kontrol altında tutma şekli de insanoğlunu teknolojiye bağımlı
kılmak... </span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "trebuchet ms", sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-themecolor: text1;">Hepimiz “Bir” iz,
aynı sonsuz enerji... Verebileceğimiz en önemli mesaj bu.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "trebuchet ms", sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-themecolor: text1;">Hepimiz “Sonsuz
Sevgi” yiz, o kadar. Bunun dışında her şey bizim algılamaya programlanmış
olduğumuz şey, işte köleleşme ondan kaynaklanıyor. Bu nedenle bu kült,
kalplerimizin kapalı olmasını istiyor, çünkü insanlar kalplerini açarlarsa dünya
değişir. </span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "trebuchet ms", sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-themecolor: text1;">Size her şeyin ne
kadar tersine çevrilmiş ve delirmiş olduğunu anlatayım. Demin kim olduğumuzu
söyledim değil mi? “Hepimiz Bir’iz” dedim. Bunu 30 yıldır söylüyorum. Ve
düşünün, bir de bana “ırkçı” diyorlar. İşte en büyük delilik bu. Bunlar, kendilerine
anti-nefret/nefret karşıtı deyip de nefret dolu olanlar. İşte bu kült, her
şeyin tersini sunuyor. Ve ben, “Hepimiz ‘Bir’ iz, birbirimiziz, ırk, deri
rengi, soy sop, cinsiyet, hepsi ‘Bütün’ den kopukluktur, bölünmüşlüktür,
illüzyondur, hepsi sadece deneyimdir” diyorum, onlar ise insanları bölmek için
bunları savunuyorlar.</span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "trebuchet ms", sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-themecolor: text1;">Son yarım saattir
sadece “Sonsuz Sevgi” den söz ediyoruz ve onlar da bunu biliyorlar. Çünkü bunun
kendilerinin sonu olacağını biliyorlar. Bu yüzden “Sonsuz Sevgi” den söz
etmemizi istemiyorlar. Hep tartışalım, hep çekişelim, hep savaşalım istiyorlar,
çünkü onların en büyük kâbusu “Sonsuz Sevgi”! Bu yüzden bu yayının son yarım
saati onlar açısından en tehlikeli olanı. </span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "trebuchet ms", sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-themecolor: text1;">İnsanların uyanıp,
ejderhanın gözünün içine bakmaları gerekiyor. Ejderha artık gözlerini
kırpıştırmaya, korkmaya başladı. Bizim ise kalbimizi açmamız yeterli. <br /></span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="clear: right; color: black; float: right; font-family: "trebuchet ms", sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 107%; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em; mso-themecolor: text1;"><img alt="bakmak, bukalemun, egzotik, göz içeren Ücretsiz stok fotoğraf" class="photo-item__img" data-big-src="https://images.pexels.com/photos/3707519/pexels-photo-3707519.jpeg?auto=compress&cs=tinysrgb&h=750&w=1260" data-image-height="4000" data-image-width="5155" data-large-src="https://images.pexels.com/photos/3707519/pexels-photo-3707519.jpeg?auto=compress&cs=tinysrgb&h=650&w=940" data-tiny-src="https://images.pexels.com/photos/3707519/pexels-photo-3707519.jpeg?auto=compress&cs=tinysrgb&dpr=1&w=500" data-tiny-srcset="https://images.pexels.com/photos/3707519/pexels-photo-3707519.jpeg?auto=compress&cs=tinysrgb&dpr=1&w=500 1x, https://images.pexels.com/photos/3707519/pexels-photo-3707519.jpeg?auto=compress&cs=tinysrgb&dpr=2&w=500 2x" height="248" src="https://images.pexels.com/photos/3707519/pexels-photo-3707519.jpeg?auto=compress&cs=tinysrgb&dpr=1&w=500" width="320" /></span><span style="color: black; font-family: "trebuchet ms", sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-themecolor: text1;">Hepsini şöyle bir
toparlayacak olursak; 1980’lerde, kendi yağıyla kavrulan biriydim. BBC’de
televizyon sunuculuğu yapıyordum, kısa bir süre İngiliz Yeşiller Partisi’nin
ulusal sözcüsü oldum. Tam o sıralarda son derece tuhaf deneyimler yaşamaya
başladım. Paranormal olaylar. Sonunda kendime neler olduğunu anlamak için bir
şeyler yapmam gerektiğini düşündüm. Metafiziği zorlayıcı bir dizi deneyimden
sonra kendimi bir medyumun karşısında buldum. 3-4 kere gittim. Adı Betty Shine
idi. (Ona sadece Romatoid Artrid hastalığım nedeniyle şifa aradığımı
söylemiştim). Sonuncu seansta, birden bir medyum olarak psişik moda girince ben
de şaşırdım. 1990 yılının Mart ayıydı. Medyum birden konuşmaya başladı. “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Bana diyorlar ki, o dünya sahnesine çıkıp
büyük sırlar ifşa edecek! Bir kişi dünyayı değiştiremez, ama dünyayı
değiştirecek olan mesajı iletebilir! İnanılmaz bir muhalefet görecek, ama
“onlar” onu korumak için hep orada olacaklar!</i>” </span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "trebuchet ms", sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-themecolor: text1;">Ve sonradan hepsi de
doğru çıkan buna benzer bir sürü şey söyledi: “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Bu andan itibaren o,<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>bilgiye
ulaştırılacak, bazen de bilgi zihnine koyulacak!</i>” </span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "trebuchet ms", sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-themecolor: text1;">Öyle bir
durumdaydım ki, bir tarafım, kalbim “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Akışa
bırak, akışa bırak</i>” diyor, diğer tarafım ise “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Ne? Nasıl yani?</i>” diyordu. O andan itibaren, insanların “tesadüf”
dedikleri, senkronistik bir şekilde hayatıma çeşitli şekillerde, insanlar,
belgeler, kişisel deneyimler, kitaplar yoluyla bilgiler girmeye başladı. Sanki
görünmeyen bir güç elime bir yap-boz bilmecenin parçalarını veriyor, ben de
yerleştiriyordum. Bilgi son derece eşzamanlı olarak geliyordu. O zaman verilen
bilgilerden birisi de, “insan bilinci”nde büyük bir dönüşüm olacağı
şeklindeydi. Bu konuda yazdığım ilk kitabın adı, “<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><i style="mso-bidi-font-style: normal;">Gerçeğin Titreşimleri</i></b>”
oldu, çünkü titreşimsel bir enerji değişikliği geliyordu ve<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>bunun iki ayrı etkisi olacaktı. Birinci etki;
insanları, daha önceden sokulmuş oldukları koma halindeki uykularından
uyandıracak, en çok “uyanmış” olanlar daha çok etkilenecek, ama gittikçe, çok
yoğun bir şekilde uykuda olanlar da etkileneceklerdi. Dünya, realite, kim
oldukları, aslında olduğunu düşündükleri şeyler değildi. Bu “gerçeğin
titreşimleri”nin getireceği değişimle yer alacağını söylemiş oldukları ikinci
etki ise (zaten “gerçeğin titreşimleri” dememin sebebi de buydu): Gizlenmiş
olan ne varsa, hepsinin görebileceğimiz şekilde ortaya çıkacak olmasıydı! Mart
1990’da dünyaya baktığım zaman, hiç kimsenin hiçbir şeye uyanacak gibi bir hali
de yoktu, gizlenmiş olan ne varsa her şeyin ortaya falan çıktığı da yoktu, oysa
gelin dünyaya şimdi bir bakın!</span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "trebuchet ms", sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-themecolor: text1;">Otuz yıldır,
özellikle de son 20, son 5 ve son 2 yıldır yoğun bir şekilde gözlemliyorum,
insanlar dünyaya yeni gözlerle bakıyor, dünyayı yeniden değerlendiriyor, daha
önce hiç soramamış oldukları soruları soruyorlar. Bu insanlara olan şu:
bilinçleri değişiyor, açılıyor, genişliyor. Genişlerken 5 duyu hapishanesinin
ötesine geçiyor ve bu realitenin dışındaki veya ötesindeki bilince veya
farkındalığa ulaşıyorlar. Bu da önsezisel “biliş”i, aslında bize doğru olmayan
bir şeylerin söylenmiş olduğu hissini tetikliyor. İnsanlar artık sorgulamaya
başlıyorlar. İçinde yaşamakta olduğumuz dünya sistemini sorguladığınız zaman
ortaya bir tek şey çıkıyor, ama insanlar daha fazlasının içine giremiyorlar. Yine
de gittikçe daha çok sayıda insanın farkındalığının genişlediğini görüyorum, realiteyi
farklı gözlerle görmeye başlıyorlar. </span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "trebuchet ms", sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-themecolor: text1;">Bunun anahtarı da
kalbi açmak, çünkü o engin bilinç veya farkındalık haline ancak kalbimizle
bağlanabiliriz. Ve kalbinizi açtığınız zaman sadece önsezi, ilham gibi
duygulara ulaşmakla kalmıyor, insan zihnini hapiste tutan korkudan
kurtuluyorsunuz. Çünkü “Sonsuz Sevgi” korkmaz. “Sonsuz Sevgi”de korku, kötü
olanda da “Sonsuz Sevgi” yoktur. Dolayısıyla kalbimizi açmak bize olağanüstü
bir özgürlük sağlar, onunla, doğru olduğunu bildiğiniz şeyi yapar, doğru
olduğunu bildiğinizi şeyi söylersiniz. Eğer şimdi, şimdikinden daha düşük
seviyedeki bir bilinç seviyesinde olsaydım, son haftalarda zihnim; “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">David, eğer doğru olduğunu bildiğin şeyi
söylersen Youtube’dan, Facebook’tan çıkarılırsın</i>” derdi. Kalbim ise, “<i style="mso-bidi-font-style: normal;">Doğru olduğunu bildiğin şeyi söyle, doğru
olduğunu bildiğin şeyi yap</i>” dedi. Ben de öyle yaptım. Zaten bu sonuca en az
şaşıran ben oldum, ama biliyorum, kalbin kendine ait bir gücü var. Facebook
yasaklamış, Youtube yasaklamış, umurumda bile değil. Hepsi, kalbime oranla
filin sırtındaki sinekler gibi kalıyor. Çünkü dünyayı değiştirecek olan
kalbimiz. Kalbimiz kapalı olduğu için şimdi bu karmaşanın içindeyiz! Onu kapatırsak,
ki korku onu kapatır, algısal gözlemleme odağımız zihne veya karın duygularına
gider ve balonun içine, 5 duyuya hapsoluruz. Kalbimizi açtığımız zaman her şey
değişir... <br /></span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "trebuchet ms", sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-themecolor: text1;"><br /></span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: "trebuchet ms", sans-serif; font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-themecolor: text1;"><br /></span></p>
<!--[if gte mso 9]><xml>
<o:OfficeDocumentSettings>
<o:AllowPNG/>
</o:OfficeDocumentSettings>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml>
<w:WordDocument>
<w:View>Normal</w:View>
<w:Zoom>0</w:Zoom>
<w:TrackMoves/>
<w:TrackFormatting/>
<w:HyphenationZone>21</w:HyphenationZone>
<w:PunctuationKerning/>
<w:ValidateAgainstSchemas/>
<w:SaveIfXMLInvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid>
<w:IgnoreMixedContent>false</w:IgnoreMixedContent>
<w:AlwaysShowPlaceholderText>false</w:AlwaysShowPlaceholderText>
<w:DoNotPromoteQF/>
<w:LidThemeOther>EN-US</w:LidThemeOther>
<w:LidThemeAsian>X-NONE</w:LidThemeAsian>
<w:LidThemeComplexScript>X-NONE</w:LidThemeComplexScript>
<w:Compatibility>
<w:BreakWrappedTables/>
<w:SnapToGridInCell/>
<w:WrapTextWithPunct/>
<w:UseAsianBreakRules/>
<w:DontGrowAutofit/>
<w:SplitPgBreakAndParaMark/>
<w:EnableOpenTypeKerning/>
<w:DontFlipMirrorIndents/>
<w:OverrideTableStyleHps/>
</w:Compatibility>
<m:mathPr>
<m:mathFont m:val="Cambria Math"/>
<m:brkBin m:val="before"/>
<m:brkBinSub m:val="--"/>
<m:smallFrac m:val="off"/>
<m:dispDef/>
<m:lMargin m:val="0"/>
<m:rMargin m:val="0"/>
<m:defJc m:val="centerGroup"/>
<m:wrapIndent m:val="1440"/>
<m:intLim m:val="subSup"/>
<m:naryLim m:val="undOvr"/>
</m:mathPr></w:WordDocument>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml>
<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="false"
DefSemiHidden="false" DefQFormat="false" DefPriority="99"
LatentStyleCount="376">
<w:LsdException Locked="false" Priority="0" QFormat="true" Name="Normal"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" QFormat="true" Name="heading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" QFormat="true" Name="heading 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" QFormat="true" Name="heading 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" QFormat="true" Name="heading 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" QFormat="true" Name="heading 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" QFormat="true" Name="heading 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" QFormat="true" Name="heading 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" QFormat="true" Name="heading 9"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="index 1"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="index 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="index 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="index 4"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="index 5"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="index 6"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="index 7"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="index 8"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="index 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" Name="toc 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" Name="toc 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" Name="toc 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" Name="toc 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" Name="toc 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" Name="toc 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" Name="toc 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" Name="toc 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" Name="toc 9"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Normal Indent"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="footnote text"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="annotation text"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="header"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="footer"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="index heading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="35" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" QFormat="true" Name="caption"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="table of figures"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="envelope address"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="envelope return"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="footnote reference"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="annotation reference"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="line number"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="page number"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="endnote reference"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="endnote text"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="table of authorities"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="macro"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="toa heading"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Bullet"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Number"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List 4"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List 5"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Bullet 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Bullet 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Bullet 4"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Bullet 5"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Number 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Number 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Number 4"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Number 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="10" QFormat="true" Name="Title"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Closing"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Signature"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" Name="Default Paragraph Font"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Body Text"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Body Text Indent"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Continue"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Continue 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Continue 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Continue 4"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Continue 5"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Message Header"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="11" QFormat="true" Name="Subtitle"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Salutation"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Date"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Body Text First Indent"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Body Text First Indent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Note Heading"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Body Text 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Body Text 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Body Text Indent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Body Text Indent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Block Text"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Hyperlink"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="FollowedHyperlink"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="22" QFormat="true" Name="Strong"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="20" QFormat="true" Name="Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Document Map"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Plain Text"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="E-mail Signature"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="HTML Top of Form"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="HTML Bottom of Form"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Normal (Web)"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="HTML Acronym"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="HTML Address"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="HTML Cite"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="HTML Code"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="HTML Definition"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="HTML Keyboard"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="HTML Preformatted"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="HTML Sample"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="HTML Typewriter"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="HTML Variable"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Normal Table"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="annotation subject"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="No List"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Outline List 1"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Outline List 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Outline List 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Simple 1"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Simple 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Simple 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Classic 1"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Classic 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Classic 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Classic 4"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Colorful 1"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Colorful 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Colorful 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Columns 1"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Columns 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Columns 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Columns 4"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Columns 5"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Grid 1"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Grid 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Grid 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Grid 4"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Grid 5"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Grid 6"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Grid 7"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Grid 8"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table List 1"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table List 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table List 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table List 4"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table List 5"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table List 6"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table List 7"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table List 8"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table 3D effects 1"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table 3D effects 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table 3D effects 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Contemporary"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Elegant"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Professional"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Subtle 1"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Subtle 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Web 1"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Web 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Web 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Balloon Text"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="Table Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Theme"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" Name="Placeholder Text"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" QFormat="true" Name="No Spacing"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" Name="Light Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" Name="Light List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" Name="Light Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" Name="Medium Shading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" Name="Medium Shading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" Name="Medium List 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" Name="Medium List 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" Name="Medium Grid 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" Name="Medium Grid 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" Name="Medium Grid 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" Name="Dark List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" Name="Colorful Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" Name="Colorful List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" Name="Colorful Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" Name="Light Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" Name="Light List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" Name="Light Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" Name="Medium Shading 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" Name="Medium Shading 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" Name="Medium List 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" Name="Revision"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="34" QFormat="true"
Name="List Paragraph"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="29" QFormat="true" Name="Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="30" QFormat="true"
Name="Intense Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" Name="Medium List 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" Name="Medium Grid 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" Name="Medium Grid 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" Name="Medium Grid 3 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" Name="Dark List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" Name="Colorful Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" Name="Colorful List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" Name="Colorful Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" Name="Light Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" Name="Light List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" Name="Light Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" Name="Medium Shading 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" Name="Medium Shading 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" Name="Medium List 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" Name="Medium List 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" Name="Medium Grid 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" Name="Medium Grid 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" Name="Medium Grid 3 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" Name="Dark List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" Name="Colorful Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" Name="Colorful List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" Name="Colorful Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" Name="Light Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" Name="Light List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" Name="Light Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" Name="Medium Shading 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" Name="Medium Shading 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" Name="Medium List 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" Name="Medium List 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" Name="Medium Grid 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" Name="Medium Grid 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" Name="Medium Grid 3 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" Name="Dark List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" Name="Colorful Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" Name="Colorful List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" Name="Colorful Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" Name="Light Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" Name="Light List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" Name="Light Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" Name="Medium Shading 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" Name="Medium Shading 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" Name="Medium List 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" Name="Medium List 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" Name="Medium Grid 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" Name="Medium Grid 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" Name="Medium Grid 3 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" Name="Dark List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" Name="Colorful Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" Name="Colorful List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" Name="Colorful Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" Name="Light Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" Name="Light List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" Name="Light Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" Name="Medium Shading 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" Name="Medium Shading 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" Name="Medium List 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" Name="Medium List 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" Name="Medium Grid 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" Name="Medium Grid 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" Name="Medium Grid 3 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" Name="Dark List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" Name="Colorful Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" Name="Colorful List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" Name="Colorful Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" Name="Light Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" Name="Light List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" Name="Light Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" Name="Medium Shading 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" Name="Medium Shading 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" Name="Medium List 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" Name="Medium List 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" Name="Medium Grid 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" Name="Medium Grid 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" Name="Medium Grid 3 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" Name="Dark List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" Name="Colorful Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" Name="Colorful List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" Name="Colorful Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="19" QFormat="true"
Name="Subtle Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="21" QFormat="true"
Name="Intense Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="31" QFormat="true"
Name="Subtle Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="32" QFormat="true"
Name="Intense Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="33" QFormat="true" Name="Book Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="37" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" Name="Bibliography"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" QFormat="true" Name="TOC Heading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="41" Name="Plain Table 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="42" Name="Plain Table 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="43" Name="Plain Table 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="44" Name="Plain Table 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="45" Name="Plain Table 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="40" Name="Grid Table Light"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46" Name="Grid Table 1 Light"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="Grid Table 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="Grid Table 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="Grid Table 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="Grid Table 5 Dark"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51" Name="Grid Table 6 Colorful"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52" Name="Grid Table 7 Colorful"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46"
Name="Grid Table 1 Light Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="Grid Table 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="Grid Table 3 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="Grid Table 4 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="Grid Table 5 Dark Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51"
Name="Grid Table 6 Colorful Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52"
Name="Grid Table 7 Colorful Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46"
Name="Grid Table 1 Light Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="Grid Table 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="Grid Table 3 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="Grid Table 4 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="Grid Table 5 Dark Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51"
Name="Grid Table 6 Colorful Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52"
Name="Grid Table 7 Colorful Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46"
Name="Grid Table 1 Light Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="Grid Table 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="Grid Table 3 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="Grid Table 4 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="Grid Table 5 Dark Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51"
Name="Grid Table 6 Colorful Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52"
Name="Grid Table 7 Colorful Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46"
Name="Grid Table 1 Light Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="Grid Table 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="Grid Table 3 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="Grid Table 4 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="Grid Table 5 Dark Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51"
Name="Grid Table 6 Colorful Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52"
Name="Grid Table 7 Colorful Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46"
Name="Grid Table 1 Light Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="Grid Table 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="Grid Table 3 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="Grid Table 4 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="Grid Table 5 Dark Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51"
Name="Grid Table 6 Colorful Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52"
Name="Grid Table 7 Colorful Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46"
Name="Grid Table 1 Light Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="Grid Table 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="Grid Table 3 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="Grid Table 4 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="Grid Table 5 Dark Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51"
Name="Grid Table 6 Colorful Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52"
Name="Grid Table 7 Colorful Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46" Name="List Table 1 Light"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="List Table 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="List Table 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="List Table 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="List Table 5 Dark"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51" Name="List Table 6 Colorful"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52" Name="List Table 7 Colorful"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46"
Name="List Table 1 Light Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="List Table 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="List Table 3 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="List Table 4 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="List Table 5 Dark Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51"
Name="List Table 6 Colorful Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52"
Name="List Table 7 Colorful Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46"
Name="List Table 1 Light Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="List Table 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="List Table 3 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="List Table 4 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="List Table 5 Dark Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51"
Name="List Table 6 Colorful Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52"
Name="List Table 7 Colorful Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46"
Name="List Table 1 Light Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="List Table 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="List Table 3 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="List Table 4 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="List Table 5 Dark Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51"
Name="List Table 6 Colorful Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52"
Name="List Table 7 Colorful Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46"
Name="List Table 1 Light Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="List Table 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="List Table 3 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="List Table 4 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="List Table 5 Dark Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51"
Name="List Table 6 Colorful Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52"
Name="List Table 7 Colorful Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46"
Name="List Table 1 Light Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="List Table 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="List Table 3 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="List Table 4 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="List Table 5 Dark Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51"
Name="List Table 6 Colorful Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52"
Name="List Table 7 Colorful Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46"
Name="List Table 1 Light Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="List Table 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="List Table 3 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="List Table 4 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="List Table 5 Dark Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51"
Name="List Table 6 Colorful Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52"
Name="List Table 7 Colorful Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Mention"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Smart Hyperlink"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Hashtag"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Unresolved Mention"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Smart Link"/>
</w:LatentStyles>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 10]>
<style>
/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:"Normal Tablo";
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-priority:99;
mso-style-parent:"";
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin-top:0cm;
mso-para-margin-right:0cm;
mso-para-margin-bottom:8.0pt;
mso-para-margin-left:0cm;
line-height:107%;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:11.0pt;
font-family:"Calibri",sans-serif;
mso-ascii-font-family:Calibri;
mso-ascii-theme-font:minor-latin;
mso-hansi-font-family:Calibri;
mso-hansi-theme-font:minor-latin;
mso-bidi-font-family:"Times New Roman";
mso-bidi-theme-font:minor-bidi;
mso-ansi-language:EN-US;
mso-fareast-language:EN-US;}
</style>
<![endif]--></div>
</div>Emre GÜNEYhttp://www.blogger.com/profile/13047109848125444476noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-5641839326598037682.post-14461801702347861002020-05-26T00:42:00.000+03:002020-05-26T00:42:05.720+03:00Tek Gerçek Sonsuz Sevgi<h3 style="text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;">
<span style="font-family: inherit;">“Gerçek”in Titreşimleri – 97 </span></span></h3>
<div style="text-align: center;">
<h2>
Tek Gerçek Sonsuz Sevgi</h2>
</div>
<br />
<blockquote class="tr_bq">
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><i>Birçok Yeni Çağ’cı yıllar boyunca bana kendimi karanlık güçlerden korumam gerektiğini söylediler. Bunun için de bazı ritüeller yapmam ve ‘Işık’tan yardım istemem gerekiyordu. Neden kendimi bir illüzyondan korumam gereksin? Karanlıktan gelecek saldırılara karşı savunma yapmam gerektiğine inanarak sanal realitemde Karanlık’ı yaratıp, kendi gücümden vaz mı geçeceğim? ─ David Icke</i></span></div>
</blockquote>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bütün korku, anksiyete, nefret, şiddet, savaş, depresyon ve diğer düşük frekanslı haller, elektromanyetik oldukları için çevremizdeki elektromanyetik atmosferi değiştiriyorlar. İçinde çok negatif bir olay yer almış, çok olumsuz duygular yaşanmış olan bir odaya girdiğiniz zaman, “Odadaki atmosfer (enerjisel olarak) adeta bıçakla kesilebilecek kadar yoğundu” diyebilirsiniz. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br />
Bir de 7 milyar insana ait duygu ve düşüncelerin saniye saniye, kollektif atmosfere ne yaptığını düşünün. Atmosferi elektromanyetik olarak kirleterek bir geri besleme döngüsü yaratıyorlar. O da daha sonra insanların zihisel ve duygusal hallerini daha düşük frekanslı duygu ve düşünceler üretecek şekilde olumsuz etkiliyor. Bunu, kalplerimizi açıp, sevgi, mutluluk ve empati frekansları yaratarak değiştirebiliriz.<br />
</div>
<div style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-eqcVkMaZ8fk/Xsw5acm9z7I/AAAAAAAAsh0/0jOfGyykkisGwJRVzmTtQcJGkVnwolIFQCLcBGAsYHQ/s1600/lego-1044891_640.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="360" data-original-width="640" height="225" src="https://1.bp.blogspot.com/-eqcVkMaZ8fk/Xsw5acm9z7I/AAAAAAAAsh0/0jOfGyykkisGwJRVzmTtQcJGkVnwolIFQCLcBGAsYHQ/s400/lego-1044891_640.jpg" width="400" /></a></div>
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bizi manipüle etmek için kullandıkları skalar alan, herkesi ve her şeyi iyileştirmek için de kullanılabilir. O halde sevgi ve şefkat gibi kalp merkezli haller yaratan çok sayıda insan, başkalarına yararlı olacak daha uyumlu bir alan oluşturabilir ve dünyanın mevcut uyumsuzluğunun dengelenmesine yardımcı olabilir. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Hayat, korkup kaçmak için değildir. Hayat, dolu dolu deneyimleyip keyfini çıkarmak içindir, negatif gücün bize empoze etmiş olduğu haliyle değil. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Oysa insan realitesindeki hayat, anlamsızlık içeriyor. Bu anlamsızlığı ciddiye alacak olursak, sürüp giden bu anlamsızlık “durağan dalga” yaratır. Oysa bu durağan dalganın anlamsızlığının suratına gülüp devreyi kırabilirsiniz. O durağan dalgayı yaratan negatif güç ciddiye alınmayı istiyor, oysa bizim o korkuyu atıp, o negatif enerjinin varlığını reddetmeliyiz. Korkuyla o gücü bizler besliyoruz. </div>
<div style="text-align: justify;">
Irk, din, cinsiyetle ilgili olarak birisi diğerini taciz ediyorsa bu bir anlamsızlıktır. Öfke, alınma ve üzüntü ile tepki verirsek, ona güç vermiş oluruz. Halbuki korkmadan, saçmalığını yüzüne vurup gülebilirsek gücünü yok etmiş oluruz. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<a name='more'></a><br />
<div style="text-align: justify;">
Algılama değişmezse hiçbir şey değişmez. Her şeyin iyiye dönüşmesi için ihtiyacımız olan tek devrim “algılama devrimi”dir. Birisi size hiddet gösterirse geri yansıtmayın, kalp çakranızı açın ve bırakın frekansınız yükselsin. Onun gücünü zayıflatırsınız, çünkü biz onun öfkesini aynen yansıtmayınca o asla etkisini güçlendiremez!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sürüngen ırkın, insanoğlunu köle halinde tutmak için her bir ayrıntıyı kontrol altında tutması gerekmiyor, çünkü sadece kollektif zihin kalıbını kontrol altında tutunca, geriye kalanına, sürekli olarak negatif duygular üreterek onları hiç zahmete sokmadan biz kendimiz yardımcı oluyoruz. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Algılamayı kontrol edersen insan deneyimini de kontrol altında tutabilirsin. İşte “algılama yanılması” böyle çalışır. Zihin hapishanesinden çıkamayınca, astrolojik etkileri de içeren program bizi, çok önceden tasarlanmış bir tramvay yolunda gider gibi yönlendiriyor ve biz de bu kararları kendimiz verdik, seçimleri kendimiz yaptık sanıyoruz. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: large;"><i>İnsanlar sevilmek, cisimler ise kullanılmak için yaratılmışlardır. Bugün dünyanın kaos içerisinde olmasının nedeni, cisimlerin sevilmesi, insanların da kullanılmakta olmasıdır.</i></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İnsanlar, bu sürüngen varlıkların neden kendilerini göstermeyip de insanları açıktan yönetmediklerini soruyorlar. Her istediklerini bu kadar rahatlıkla yapabildikten sonra neden ortaya çıksınlar ki? Üstelik, bunların varlığı ile ilgili bir fikir öne sürüldüğünde çoğu insan hala inanmayıp gülüyor! Ayrıca güneş ışığı ve bizim atmosferimiz de onlar açısından büyük problem yaratıyor. Zaten teknolojik kaynaklarla atmosferik radyasyonda sağlamaya çalıştıkları inanılmaz artışla bu problemlerine bir çözüm bulmaya ve başka değişiklikler de yapmaya çalıştıklarını biliyoruz. Program veya Matriks gibi olumsuz kavramları düşünerek değil, kalpten hissederek, önsezi ile “bil”erek delebiliriz. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
“Gerçek’in Titreşimleri”; negatif yoğunluğa karşı mücadele eden ve daha çok kişinin, “Biz kimiz?”, “Neredeyiz?”, “Realite nedir?” sorularını sormasını sağlayan bir frekans değişikliği veya enerjisel bir bilgi akışıdır. Şimdilerde bunu, çok daha yoğun bir şekilde deneyimliyoruz. İnsanlar dünyaya bakıyor ve “Cevap çok karmaşık olmalı” diye düşünüyorlar. Oysa değil! Son derece basit. Aslında hepimiz birbirimizi seviyoruz, ama sevmediğimizi düşünmeye programlanıyoruz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-GNOzDe8cyY8/XswzazaEFtI/AAAAAAAAshU/Tqe-EAADzys1zZ-egXk2gA-5ATSMQiyqACLcBGAsYHQ/s1600/board-center-chalk-chalkboard-220066.jpg" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" data-original-height="560" data-original-width="640" height="280" src="https://1.bp.blogspot.com/-GNOzDe8cyY8/XswzazaEFtI/AAAAAAAAshU/Tqe-EAADzys1zZ-egXk2gA-5ATSMQiyqACLcBGAsYHQ/s320/board-center-chalk-chalkboard-220066.jpg" width="320" /></a>Kalbinizi açtığınız ve zihin hapishanesinden çıktığınız zaman, yani kalp çakranız açıldığında beyninizden çok daha olağanüstü bir şeye bağlanırsınız, bu asıl anlamıyla “Sonsuz Sevgi”dir. Bu, o kadar farklı bir sevgidir ki, onunla “senin problemin benim problemim, sana yapılan haksızlık, bana yapılan haksızlık” anlamı oluşur. “Sonsuz Sevgi” öylesine yüksek bir enerji frekansı yaratır ki, onun yolu negatif enerji/bozukluğun yolu ile asla karşılaşmaz. Bu bozukluk sizi etkilemez olur, çünkü artık o düşük seviyeli titreşimsel hallere çekilmezsiniz. Bu işlemden geçmek için kalbimizi açar ve doğru olduğunu bildiğimiz şeyi yaparız. Ancak bunu nefretle yapmayız! Karşınızdaki sizden nefret de etse, onları affedersiniz, çünkü onların ne yaptıklarını bilmediklerinin farkına varmışsınızdır. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kalbinizi açtığınız zaman, bozukluğu beslemezsiniz, çünkü farklı frekanslarda oldukları için radyo 1, radyo 2 ile nasıl bağlanmazsa, açık kalpli “koşulsuz sevgi” de asla o bozuklukla bağlantıya geçmez, frekans olarak birbirlerinden o kadar uzaktırlar ki, birbirinden geçip giderler. İşte cevap budur! Bir şey için savaşırsak o savaşı biz yaratmış oluruz. Barış için savaşmayı, adalet için savaşmayı veya şiddeti bırakın, barış siz olun, adalet siz olun, barış olun, sevgi olun!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Jimmy Hendrix, <i><b>“Dünya ancak, ‘sevgi’ nin gücü, ‘’güç’e olan sevgiyi altettiği zaman barışa kavuşacaktır</b></i>” demiş. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Artık insanları zihinsel ve duygusal olarak köleleştirmiş olan bu büyük negatif bozukluğun iyice anlaşılması lazım. İnsan iletişimindeki en büyük sorun şu: anlamak için dinlemiyoruz. Sadece cevap vermek için dinliyoruz!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Kendi gerçek ve sonsuz doğasının farkında olan insanlar asla köle edilemezler, oysa kendisini sadece adı, geçmişi, işi, kültürü, ırkı ve gelir düzeyi ile tanımlayan insanların köle edilmesi çok kolaydır. </b>Kalplerini “Sonsuz Sevgi”ye, “Sonsuz Farkındalığa” açmış olanların çok daha gelişmiş vizyonları ve dünyadaki yalan, aldatma ve sahte algılamaları çok daha derinliğine görebilen önsezileri olur, oysa sistemin köleleştirmiş olduğu diğer grup, realiteyi ancak 5 duyuya dayalı, “görülebilen ışık” denilen çok küçük bir frekans menzilinden deşifre edebilir. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Zenciyim, beyazım, İngilizim, Fransızım, kadınım, erkeğim, zenginim, fakirim, orta sınıftanım, haklıyım, haksızım, Hristiyanım, Müslümanım, Hindu’yum, Budistim, Yahudiyim… Hayııır, değilsiniz, kaçırdığınız çok önemli bir şey var: Hepimiz ‘Bir’iz… </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
“Gerçek’in Tireşimleri’nin etkilediği, göremediğimiz bu frekans değişikliği veya enerjisel bilgi akışının desteği ile artık insanoğluna yapılmış olan bu büyüyü bozma ve perdenin arkasını görme gücümüz var. Son haftalarda dünya çapında bu büyü bozulmaya başladı. Bu kültün takkesi düştü ve herkesin görebileceği şekilde odanın içine girdi ve bliyor musunuz ne oldu? Kapı da arkasından kapanıverdi!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Şimdi artık oyun değişti. Size şunu söyleyeyim. 30 yıldır bu satanist kültün izini sürüyorum. Neler yaptıklarını, nasıl hareket ettiklerini ve psikopatlığın sınırlarını nasıl zorladıklarını gördüm. Bir de ne var biliyor musunuz? Onlardan zerre kadar korkmuyorum! Çünkü onlardan daha güçlüyüm ve onlar da bunu çok iyi biliyorlar! Buraya çuvallamak için gelmedim. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-4djB8DHCTKQ/Xswza37CLZI/AAAAAAAAshY/iOeU5X658nUBzHMQsz-U27VEdA7vPA3zwCLcBGAsYHQ/s1600/pexels-photo-744667.jpg" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="799" data-original-width="640" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-4djB8DHCTKQ/Xswza37CLZI/AAAAAAAAshY/iOeU5X658nUBzHMQsz-U27VEdA7vPA3zwCLcBGAsYHQ/s320/pexels-photo-744667.jpg" width="256" /></a>Neden mi onlardan daha güçlüyüm? Çünkü bilinç seviyem yüksek ve bu satırları okuyan herkes için de aynı şey söz konusu. Sadece her şey kalplerini buna açmalarına bağlı. İnsanların hepsinde bu var, oysa bu satanist kült, algılamada son derece sınırlı, onlar asla insanlar gibi yaratamıyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Son derece kısıtlı kapasiteleri var, insanları kontrol altında tutmak için tek yol onları kendilerinin içinde bulunduğu kutudan daha küçük bir kutunun içinde tutmak. İnsanoğlu o kutunun içinden çıktığı zaman gerçek kimliğinin “Sonsuz Farkındalık” olduğunu anlayacak. Hepimiz, o kutunun çok çok ötesinde son derece gelişmiş bilinçiz, farkındalığız. Ve onlar bunun karşısında son derece güçsüzler. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir kere gözlerimizi, zihnimizi ve kalplerimizi açarsak, zihin hapishanesinin duvarları çökecek. O zaman aslında ne isek o gücümüze kavuşacağız. Bizi, gerçek benliğimizin gelişimini bloke ederek ve her şeyi sadece 5 duyumuzla algıladığımız sembolik bir balonun içinde tutarak kontrol altında tuttular. Kendimizi hep isimlerle, hayat hikayemizle, ırkımızla ve cinsiyetimizle tanımladık, oysa bunlar sadece deneyimler. Biz bir balonun içindeyiz diyelim, onlar ise bizimkinden daha büyük bir balonun içindeler, böylece bizi kontrol altında tutabiliyorlar.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sadece “insan olma deneyimi” yaşayan birer “farkındalık” olduğumuz gerçeğini idrak edince, yüksek bir yaratma gücüne kavuşuruz. Kalbimizi açtığımız zaman bir bilinç seviyesine ulaşırız ve orada “korku” yoktur, sadece “Sonsuz Sevgi” vardır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
“Sonsuz Farkındalık”ın birer ifadesi olarak, bu deneyimi keşfetmeyi sürdüreceğiz. Korkacak ne var? Hiçbir şey. Korku duygusundan kurtulduğumuz zaman, doğru olduğunu bildiğimiz şeyi yaparız. Zaten kalpteki “Sonsuz Sevgi” yanılmaz ki. Bir kez bunu başarırsanız korkunuz ötesine geçersiniz, o zaman da “Bunun sonu ya şöyle olursa, ya böyle olursa?” diye korkup enerjinizi kısıtlamazsınız. İşte bu satanist kültün en çok korktuğu şey de bu! Yani korkuyu yenmiş olan insan varlıklardan ödleri kopuyor, çünkü insanları sadece korku içinde bırakarak kontrol altında tutuyorlar. İnsanlar korku duygusundan arındığı anda kontrolü kaybederler. İşte bu nedenle onlardan daha güçlüyüz. Onların en büyük korkusu ise insanların, asıl ipleri kimin elinde tuttuğunu anlayıp uyanmaları. Hedef insan toplumu bunu anladığı anda oyun biter. İşte bu yüzden bu kültten daha güçlüyüm. Bütün insanlar, hepimiz, onlardan çok daha güçlüyüz. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
Emre GÜNEYhttp://www.blogger.com/profile/13047109848125444476noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-5641839326598037682.post-22382566025485370862020-05-08T14:08:00.001+03:002020-05-08T14:08:03.209+03:00Algılar ve frekanslar üzerine<h2 style="text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;">
<span style="font-family: inherit;">“Gerçek”in Titreşimleri – 96 </span></span></h2>
<div style="text-align: center;">
<h4>
<span style="font-family: inherit;">
Nisan 2020</span></h4>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-6DF_qwCfyBQ/XrU7dmwHsfI/AAAAAAAArJQ/OtRh_JijTA8eNYzar0Yc0VSiWOI-rvKbwCLcBGAsYHQ/s1600/Fr%25C3%25A9quences-Sonores.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="726" data-original-width="1280" height="226" src="https://1.bp.blogspot.com/-6DF_qwCfyBQ/XrU7dmwHsfI/AAAAAAAArJQ/OtRh_JijTA8eNYzar0Yc0VSiWOI-rvKbwCLcBGAsYHQ/s400/Fr%25C3%25A9quences-Sonores.jpg" width="400" /></a></span></div>
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Bilincim veya zihnim farklı bir seviyeye açıldı. Bu herkese olabilir. Bu kült, bizim bunu bilmemizi istemiyor. Bir algılama balonunun içinden hareket ederken birdenbire, hiç bir uyarı yapmadan birisi ortaya çıkıp balonu patlatıveriyor.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Şimdilerde <b>“elektromanyetik alan”</b> olarak adlandırdığım şeyi o zaman böyle hissettim. Bana ne olduğunu bilmiyordum. Ayaklarımın yere mıknatısla çekilir gibi çekildiğini hissettim, bir o taraftan, bir bu taraftan giren çok güçlü bir enerji hissediyordum, başımın tepesinden ayaklarım yoluyla yere gidiyordu. Bilincime daha önce hiç olmadığı kadar çok miktarda bilgi, kavramlar ve her şey adeta sağanak gibi yağıyordu. Gizli cemiyetler, genel insan nüfusundan neden bunları saklıyorlar? Artık her şeyi görebiliyor ve daha önce görememiş olduğum noktaları birleştiriyordum.</span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;">Gördüğümüz dünya, <b>“görülebilen ışık”</b> denilen inanılmaz derecede dar olan bir frekans bandı, bir elektromanyetik spektrum. Ana akım bilime göre, elektromanyetik spektrum ve görülebilen ışık, görebildiğimiz tek realite ve üstelik de elektromanyetik spektrumun çok küçük bir kısmı. <b>Ana akım bilim, görünür ışığın evrende var olanın yüzde 0.005’ini temsil ettiğini söylüyor. Dolayısıyla dünyada değil, bir frekans bandında yaşıyoruz.</b> Bedenimiz veya beynimiz, yani şifre sistemi holografik bir realiteye deşifre oluyor veya holografik bir realiteyi deşifre ediyor.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<span style="font-family: inherit;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-k1cR1GiG0zA/XrU7dnSOzwI/AAAAAAAArJU/5Q2RzDy8jvUbg-tmWkImOQlHpUD9SPFWACLcBGAsYHQ/s1600/dalgaboylar.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="278" data-original-width="700" height="252" src="https://1.bp.blogspot.com/-k1cR1GiG0zA/XrU7dnSOzwI/AAAAAAAArJU/5Q2RzDy8jvUbg-tmWkImOQlHpUD9SPFWACLcBGAsYHQ/s640/dalgaboylar.jpg" width="100%" /></a></span></div>
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<span style="font-family: inherit;">İnsan bedeni bir bilgi alanı ve biz de bu alanları deşifre ediyoruz. Wi-Fi alanını bir düşünün. İnsan vücudu da Wi-Fi bilgi alanı olsun. Vücudumuzu holografik realiteye deşifre ediyoruz. Vücudumuz bizim deşifre duyularımız sayesinde var oluyor. Yani bilginin elektromanyetik alanı, dalga formunda.</span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;">Şimdi bilgisayarlara ve yaşadığımız teknolojik Wi-Fi alemine bakarsanız, tıpkı gerçek hayata benzeyen teknolojik bir realite görürsünüz. Bu nasıl yaratılıyor? Bir Wi-Fi alanımız var, pekala, nerede? Bana gösterebilir misiniz? Gösteremezsiniz, çünkü göremiyorsunuz, öyle değil mi?</span><br />
<a name='more'></a><span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;">Bilgisayar diye bir aleti hiç görmemiş olduğunuzu, bilmediğinizi düşünelim. Ben de deniz gibi bir bilgi alanında yüzdüğümüzü söylesem, ne derdiniz? <i>“İyi ama, hani, nerede?”</i>diye sorardınız değil mi? Göremiyorsunuz, o halde öyle birşey olamaz! Ama bilgisayar denen aleti bildiğinize göre, “Böyle bir bilgi alanı var ve onu dişefre edebilirsin” dersem, hemen <i>“Evet, evet, Wi-Fi’yı biliyorum, biliyorum, haklısın!”</i> dersiniz öyle değil mi? İşte bilmek! Biliş! Bilgi o. Burada önemli olan da neyi deneyimlemekte olduğunu bilmek! Ve realite olarak neden bahsettiğini bilmek! O halde bilgisayar ne yapar?</span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;">Temel olarak radyasyon formunda bilgi dolu bir Wi-Fi alanı var. Ve bilgisayar onu ekrana deşifre ediyor. İnsanlara sorarsınız: “Bana İnternet’i tarif et.” “Biliyorum, işte resimler, grafikler, metinler, websiteleri v.s.”derler. Evet, öyle, ama sadece ekranda. Olabileceği tek yer ekran, İnternet sadece o formda var olur. Her yeri, her şeyi elektronik kodlar ve Wi-Fi. </span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-flOx1sqT3p4/XrU8Kfd6OlI/AAAAAAAArJg/Wv10IqiquIMbcp5ZsvdPthfT4LZ_pI2zQCLcBGAsYHQ/s1600/antenler.jpg" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1361" data-original-width="1200" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-flOx1sqT3p4/XrU8Kfd6OlI/AAAAAAAArJg/Wv10IqiquIMbcp5ZsvdPthfT4LZ_pI2zQCLcBGAsYHQ/s320/antenler.jpg" width="282" /></a>İşte biz de realiteyi aynen böyle deşifre ediyoruz. Beş duyumuz dalga formundaki bilgiyi alıyor, şimdi Wi-Fi’yı düşünün, o bilgiyi elektriksel bilgiye dönüştürüyor, beyine iletiyor. Beyinin farklı duyuları deşifre eden farklı bölümleri var, dolayısıyla o elektriksel bilgiyi holografik dijital bilgiye deşifre ediyor. Böylece çevremizdeki dünyayı bu şekilde deneyimliyoruz. Tabii ki aslında çevremizde falan değil, içimizde. Tıpkı İnternet’in bilgisayarın içinde olması gibi hepsi bizim de içimizde! Oysa her şeyi dışarıda arıyoruz. Örnek: bir şeyi tadıyorsunuz diyelim. Onu dilinizle tatmıyorsunuz, diliniz vasıtasıyla tadıyorsunuz. Diliniz (5 duyu), lezzeti temsil eden elektriksel bilgiyi veya frekansı beyine gönderiyor, beyin deşifre ediyor, biz de ağzımızdakinin lezzetli veya lezzetsiz birşey olduğunu algılamış oluyoruz! </span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;">İşitme duyularını ele alalım. İletişim içerisindeyken aramızda kelimeler değil, ses telleri aracılığı ile yaratılan dalga alanı frekansı oluyor. Bunlar kulaklar tarafından algılanıyor, elektriksel bilgiye dönüştürülüyor, beyine gidiyor ve ancak beyin deşfire ederse o sözleri duyabiliyoruz. </span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;">Bir örnek verelim: devrilen bir ağaç ses çıkarır mı? Tabii ki onu duyarsanız ses çıkarmıştır. Bir ağacın devrilmesi elektro manyetik bir alan oluşturur ve hareket ederken daha geniş bir elektromanyetik alan yaratır. O bozulmayı deşifre edecek kimse yoksa, devrilen ağaç ses çıkarmamış olur. Eğer orada birisi varsa, o elektromanyetik bozukluğu kulaklarıyla algılar ve devrilen bir ağacın çıkardığı ses olarak deşifre eder. Bu bir illüzyondur. </span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;">İşte bu kült, bu nedenle, bunu bilmemizi istemiyor, çünkü insanoğlunu kontrol altında tutmak için illüzyonu manipüle ediyor. Yani her şeyin illüzyon olduğu bilgisini bizden saklamaya çalışıyorlar. O zaman “sonsuzluk” bizim göremediğimiz daracık frekans bandının dışında kalıyor. Bu tıpkı radyo veya televizyon kanallarını izlerken sadece o frekansı, o istasyonu veya o realiteyi deneyimlemeye benziyor. Elimizdeki kumanda ile zaplarken farklı bir frekansa geçiyor, hızla farklı bir realiteyi deneyimliyor, bunlara da farklı kanallar diyoruz. </span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;">Bu farklı realiteler, farklı frekans bandlarında yer alıyorlar. Tıpkı radyo frekansları gibi. Kadranda birbirlerine çok yakın olmadıkları sürece diğerlerini etkilemeden aynı yeri paylaşabiliyorlar ve birbirlerinin varlığından haberleri olmuyor. Biz de temel olarak, dünya dediğimiz bir holografik televizyon kanalını deneyimliyoruz. Oysa onun dışında, sonsuz realitenin diğer realiteleri var. Bu realiteler kadranda bu frekansa yaklaşırsa müdahale oluyor. Bu müdahale alanlarının birisi de “hayalet” dediğimiz kavram şeklinde dışavuruyor. Paranormal olaylar v.s.</span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;">İki radyo istasyonu kadranda birbirine yaklaşırsa müdahale veya karışma oluşur. Birisi egemendir, onu duyarsınız, diğerini çok iyi duyamazsınız, ama karışmakta olduğunu işitebilirsiniz. Görsel formda da bu, hayalet formunda görünür. Belirli bir frekanstadır, tam olarak bizim deneyimlemekte olduğumuz realitede değildir, dolayısıyla da bizim frekansımızdaki gibi katı görünmez, ama özellikle de frekansınız hassas ise veya enerjisel hassasiyetiniz varsa ve frekans yeterince karışırsa onu görebilirsiniz. </span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;">Yıllardır, bulunduğumuz minicik frekans bandının ötesine geçirecek farkındalık geliştirme kavramını gerçekleştirdiğimiz takdirde inanılmaz miktarda bilgilere ulaşılacağına dair deneyimler yaşıyorum. Bunu herkes yapabilir, ama bu kült, bunu başarmamızı asla istemiyor. Bu yüzden de dünyayı sadece beş duyu ile, yani sadece görünen “görülebilen ışık” denilen daracık frekans bandı aracılığı ile algılamamız için sürekli olarak baskılıyor. </span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;">Hepimiz, sonsuz farkındalılığın odaklanmaları, aynı bütünün parçalarıyız. Başka bir deyişle aynı okyanusun damlalarıyız. Damla da biziz, okyanus da... </span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;"><i>(Evrenin sırlarına ulaşmak isterseniz, enerji, frekans ve titreşim açısından bakarak düşünün. - Nikola Tesla)</i></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
Emre GÜNEYhttp://www.blogger.com/profile/13047109848125444476noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5641839326598037682.post-60727932870295759332020-02-23T17:47:00.000+03:002020-02-23T17:47:39.015+03:00David Icke'dan saptamalar<div dir="ltr" style="text-align: center;">
<h4>
<span style="font-family: inherit;"><b><span style="font-size: large;">Gerçek'in Titreşimleri - 95</span></b></span></h4>
</div>
<div dir="ltr">
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;"></span><span style="font-family: inherit;"><b><span lang="TR" style="line-height: 115%;"><span style="background-color: inherit; font-size: large;">David Icke’dan saptamalar</span></span></b></span></div>
</div>
<div dir="ltr">
<div style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-up61B7_DPYY/XlKPga4P8KI/AAAAAAAAogU/KvTwqrLvCP8fZBHCZxuYsmO76I69VfE6QCLcBGAsYHQ/s1600/David_Icke%252C_7_June_2013_%25281%2529%252C_cropped.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" data-original-height="195" data-original-width="250" src="https://1.bp.blogspot.com/-up61B7_DPYY/XlKPga4P8KI/AAAAAAAAogU/KvTwqrLvCP8fZBHCZxuYsmO76I69VfE6QCLcBGAsYHQ/s1600/David_Icke%252C_7_June_2013_%25281%2529%252C_cropped.jpg" /></a></div>
<ul>
<li><span style="font-family: inherit;"><span lang="TR" style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">İnsanlar
kendilerine o kadar güven duymuyorlar ki, ne düşüneceklerini bile kendilerine
hep başkalarının söylemesini bekliyorlar. Oysa zihinlerini kuşku ve
sınırlamalardan kurtarabilseler, ‘bil’ecekler. Düşünüp durma, bil. Sorup durma, bil... </span></span></li>
<li><b><span style="font-family: inherit;"><span lang="TR" style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">‘Şimdi’yi yaşayıp keyfini çıkaramıyoruz, çünkü
‘şimdi’mize hep, geçmişin yükü ve geleceğin endişeleri hakim… </span></span></b></li>
<li><span style="font-family: inherit;"><span lang="TR" style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Hayat,
çoğunlukla en büyük armağanlarımızı en kötü kabusların arkasına o kadar güzel
saklar ki...</span></span></li>
<li><b><span style="font-family: inherit;"><span lang="TR" style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Fiziksel
veya holografik dünya, ‘metafizik evren’in, yani ‘bilgi yapısı’nın şifrelenmiş
bir versiyonudur.</span></span></b></li>
<li><span style="font-family: inherit;"><span lang="TR" style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Ne
düşünüyorsak onu yaratıyoruz, ama düşündüğümüz, ne hissettiğimize ve ne
bildiğimize bağlı.. </span></span></li>
<li><b><span style="font-family: inherit;"><span lang="TR" style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Sadece
materyalistik ve fiziksel olanı algılayarak, her şeyi beş duyu ile süzüyoruz. </span></span></b></li>
<li><span style="font-family: inherit;"><span lang="TR" style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Ne ile savaşırsan, o
savaş sen olursun… </span></span></li>
<li><b><span style="font-family: inherit;"><span lang="TR" style="font-size: 11.0pt; line-height: 115%;">Önemli olan ne başardığın değil, başardığın
koşullardır...</span></span></b></li>
<li><span style="font-family: inherit;"><span lang="TR" style="font-size: 11.0pt; line-height: 115%;">Ne
kadar çok ‘bil’irsem o kadar daha kolaylaşıyor, karmaşıklık perdesi kalktığı
zaman, ortaya temeldeki bilginin ne kadar basit olduğu çıkıyor. </span></span></li>
<li><b><span style="font-family: inherit;"><span lang="TR" style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">İnsanlar
inanılmaz bir ölçekte uyanıyorlar, bunu benim çalışmalarıma gösterilen ilgiden
anlıyorum. 1990’da bana söylenilen ilk şeylerden birisi, yani ‘Gerçek’in titreşimleri’nin konusu,
insanlığın uyanışı idi. Şimdi bunun her geçen gün daha arttığını görüyorum.
Aslında hepimizin bildiği, ama unutmamız için manipüle edilmiş olduğumuz
‘gerçek’e uyanıyoruz. Umarım benim geçirdiğim deneyim, insanların kendilerini
bulmalarına yardımcı olur. Bunu herkes yapabilir. Bunun için ‘özel’ olmamız
gerekmiyor, çünkü zaten özeliz, sadece bunu anlamamız gerekiyor. Bilinç'imiz
‘akıl’ın egemenliğinde...Yüksek ‘bilinç’inize bağlanmak için alay edilmekten,
lanetlenmekten korkmayın. İçgüdünüz ne diyorsa onu dinleyin, çünkü artık
‘bilinç’iniz konuşacaktır, yani ‘Sessiz Ses’. Onu izleyin ve macera başlasın...</span></span></b></li>
<li><span style="font-family: inherit;"><span lang="TR" style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Eğer
bir hortum geliyorsa en etkili hareket ne olur? Başınızı kuma gömüp, kendinizi
onun gelmediğine inandırmaya çalışırsınız değil mi? Bu geçici bir çözüm olabilir, ama hortum hala
geliyor ve kafanız kumda da olsa, bacaklarınız hala açıkta. Bilmemek iyi bir
çare gibi görünebilir, ama sonuç? En iyisi hortumun geldiği gerçeğini
kabullenip ayağa kalkmak ve göğüslemek. Bunu yaparak durumu kontrol altına
alıyor, felaketten korunmak için kendinize güç veriyorsunuz. Bugün insanoğlunun seçimi bu olacak. Unutmayın,
bilmemek geçici bir çözüm olabilir, ama sadece geçici bir çözüm... </span></span></li>
<li><b><span style="font-family: inherit;"><span lang="TR" style="font-size: 11.0pt;">Nerede başladığın veya nerede
bitirdiğin değil, önemli olan ikisinin arasındaki mesafedir. </span></span></b></li>
<li><span style="font-family: inherit;"><span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Dünya asla göründüğü gibi değil ve bu yolculukta benimle
birlikte buraya kadar gelmiş olanlar için bile daha karşılaşılacak büyük
sürprizler var. </span></span></li>
<li><b><span style="font-family: inherit;"><span style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">Form=Şekil Information=Bilgi <br />Hepimizin
bulunduğu asıl hal “farkındalık”tır. “Farkındalık”ın şekli yoktur, ama şekil
alemine gelmiş olduğumuz için bir şekle bürünüyoruz. Form=Şekil,
Information=Bilgi’den gelir.</span></span></b></li>
<li><span style="font-family: inherit;"><span lang="TR" style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">5 duyu, bir deşifre sistemidir. Bu sistem, dalga formundaki
bilgiyi elektriksel bilgiye çevirir, yani bilgi beyine iletilir, elektriksel
bilgi bütün genetik yapı ile birlikte dijital ve holografik bilgiye dönüşür.
Beyin, gelen düşünceleri elektrik akımına çevirip harmanlar, yorum katarak
merkezi sinir sistemi vasıtasıyla bedenin her noktasına yayar. Deneyimler,
travmalar ve anılar da devreye girince beynin veya bilinçaltının da kattığı
yorumla, ilk saf ve temiz düşünce bambaşka hallere girebilir. </span></span></li>
<li><b><span style="font-family: inherit;"><span lang="TR" style="font-family: "trebuchet ms" , sans-serif;">“Uyanmak” insanların 5 duyu bilincinin çok ötesine
geçmeleri demektir. Yani sonsuz bilinçlerinin çok daha derinliklerine
ulaşabildikleri ve dünyayı algılama noktalarının çok daha geliştiği, “çok
boyutlu bilinç”e ulaşmalarıdır. </span></span></b></li>
</ul>
<br />
<br />
<br /></div>
</div>
Emre GÜNEYhttp://www.blogger.com/profile/13047109848125444476noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5641839326598037682.post-49399618066469522312019-12-30T23:08:00.000+03:002019-12-30T23:08:47.267+03:00Yedi yaşına kadar programlanıyoruz<div style="text-align: center;">
</div>
<h3 style="text-align: center;">
“Gerçek”in Titreşimleri - 94 </h3>
<h2 style="text-align: center;">
Hayatımızın ilk 7 yılında nasıl programlanıyoruz?</h2>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" class="YOUTUBE-iframe-video" data-thumbnail-src="https://i.ytimg.com/vi/71Rv33F7ok0/0.jpg" frameborder="0" height="300" src="https://www.youtube.com/embed/71Rv33F7ok0?feature=player_embedded" width="480"></iframe> </div>
<div style="text-align: center;">
<a href="https://www.youtube.com/watch?v=71Rv33F7ok0">https://www.youtube.com/watch?v=71Rv33F7ok0</a> </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<br />
<br />
<br />
<div style="text-align: justify;">
<b>David Icke:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Olduğunuzu zannettiğiniz şey değilsiniz! </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Dr.Bruce Lipton:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
“Matrix filmi bir bilim kurgu filmi değil, o bir belgesel! </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>David Icke:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
“Normal” in bir şekilde yüklenmesi. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Dr.Bruce Lipton:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Beyin bir Ipad gibi, bilinç, içinde yaratabileceğim bir ekran gibi, ama sabit sürücüde bir şey yoksa, o zaman yaratamam. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>David Icke:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
İnsan hayatına baktığınız zaman görüyorsunuz, bu tam bir algılama programlaması ve beşikten mezara kadar yükleniyor. Doğuyorsunuz ve algılama açısından derhal anne-babalarınız tarafından etkilenmeye başlıyorsunuz. Tabii ki onlar kötü değil, ama şimdi sizin geçeceğiniz sistemden onlar da geçmişler. Sistemi de, delileri de “normal” olarak kabul etmişler, bu durumda sizin için doğru olanı yapmak istedikleri için de o algılamaları size geçirecekler. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Dr.Bruce Lipton:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Doğarken nasıl programlanıyoruz. Hayatımızın % 95’i hayat programlanmasından kaynaklanıyor. Hayatımızın ilk yedi yılını nasıl yaşıyoruz? </div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<a name='more'></a><br /><br />
<div style="text-align: justify;">
<b>David Icke:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Ana rahminden çıktıktan sonra 4 yıl içinde, daha yeni gelmişsiniz! Kendinizi bir okul sırasında oturur buluyorsunuz. Karşınızda devletin her şeklini temsilen bir yetkili figür var. Ne zaman orada olmanız gerekiyor, ne zaman çıkabileceksiniz, ne zaman konuşabilirsiniz, ne zaman tuvalete gidebilirsiniz, ne zaman yiyeceksiniz, ne nedir, ne yapılır, ne yapılmaz, ne mümkün, ne değil, mümkün olmayanlar nedir ve her şeyin doğası... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Dr.Bruce Lipton:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Her insan, bakın bu bir gerçek, her insanın hayatının ilk yedi yılında hipnoz yüklemesi yapılır. Yedi yaşın altındaki çocuk düşük titreşimli frekansta olur. Bir insanın kafasına elektrodları taktığınız zaman EEG/elektrocephalogram beyin faaliyetlerini okur. 7 yaşın altındaki bir çocuğun bilinçten düşük frekansı vardır. Bu Teta’dır. Teta hayal kurmadır. Bu yüzden çocuklar çamurdan pastalarla çay partisi yaparlar, ama onlara göre bu gerçektir. Bir çocuk süpürgeye binip onu at yapar. Bu Teta’dır, hayal kurma, ama Teta aynı zamanda hipnozdur. Ana fikir şu: Bilinçlenmeden önce, eğer herhangi bir program yoksa, nasıl bilinçleneceksiniz? </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>David Icke:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu “normal”in yüklenmesidir. Zihin kontrolünün en büyük şekillerinden beri “tekrar”dır. Tekrar, hep tekrar, ilk yıllarınız boyunca hep tekrar yer alır. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Dr.Bruce Lipton: </b></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
Bu dünyada yaşamak için ne gibi programlara ihtiyaç vardır? Yani bunları nasıl sağlarsınız? Teta hipnozdur. Sadece seyredersiniz, izlersiniz. Anne babanızı izlersiniz, kardeşlerinizi izlersiniz, yaşadığınız toplumu izlersiniz, çünkü öğrenmeniz lazım. Yüzbinlerce kural, bir düşünün...Bir çocuğa bu kuralları öğretin, ama buna gerek yok ki. Zaten yedi yıl boyunca onları gözlemler ve bilinçaltına yüklerler! </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>David Icke:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Artık insanların eskiden hiç sorgulamadıkları şeyleri gittikçe daha fazla sorgulamaya başladıklarını görüyorum, çünkü her şey algılama! Algılama neye inanacağınıza, neye inanmayacağınıza hakimdir, neyle mücadele edeceğinize, neyi kabul edeceğinize, neyi kabul etmeyeceğinize! Bir kez algılamınızı ele geçirirlerse hayatınızı ele geçirirler. İşte bu nedenle insanların aldıkları bilgiyi kontrol altına almak ve dünyaya bakış açısını marjinalize etmek istiyorlar. Çünkü algılama nereden geliyor? Alınan bilgiden!... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Dr.Bruce Lipton:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu bir gerçek ki, hayatımızın % 95’i bilinçatımızdaki o programlardan geliyor. Hergün, hayatınız % 5’inde yaratıcı bilinci kullanıyorsunuz, % 5! </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Brian:</b> (London Real’den) </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
O halde, hayatınınız yaşadığınızı zannederken hayatınız yaşanıyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>Dr.Bruce Lipton:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Aynen öyle! Ve bunu göremiyorsunuz, çünkü buna bilinçaltı deniyor. 400 yıl boyunca Cizvitler böbürlenip durmuşlar, ama insanlar anlayamamış. Demişler ki; “Bana 7 yaşında çocuğu verin, size adamı göstereyim”. Bunu 400 yıldır söylüyorlar, çünkü biliyorlar. 7 yaş, program periyodu. Ve ondan sonra hayatınızın % 95’i o program neyse öyle geçiyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>David Icke:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Ya da anlayışınızı ve algılamanızı genişletebilirsiniz. Ve genişleterek bu sonsuz farkındalığın parçası olabilirsiniz. Bunu yaptığınız zaman bütün algılamanız, dünyaya bakış açınız tamamen değişir. Buradayken, "“Anlamıyorum, bütün bunlar beni şaşırtıyor” derken, artık pikseller değil, resimler görüyorsunuz, sarmallar değil, kalıplar, motifler görmeye başlıyorsunuz. Her şey yerine oturuyor. Hepsi bir illüzyon. Hepsi realiteyi algılayışımızın bir dışavurumu! Eğer bu programı alırsanız, malum, doğuyorsunuz, 3 yaş, 10 yaş derken program hayatınızı yönetiyor. Ama bunu kırabilirsiniz, çünkü hepsi bir illüzyon. Sadece bir algılama programı, asıl benliğiniz dönerseniz bu programı yeniden yazabilirsiniz. </div>
<br />
<br />Emre GÜNEYhttp://www.blogger.com/profile/13047109848125444476noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5641839326598037682.post-10739026011414016212019-10-11T22:29:00.000+03:002019-10-11T22:29:20.895+03:00Yapay Zeka Planı<br />
<h2 style="text-align: center;">
Yapay Zeka Planı </h2>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;"><br /></span></span></span>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;"><iframe allowfullscreen="" class="YOUTUBE-iframe-video" data-thumbnail-src="https://i.ytimg.com/vi/4ZSmB45oiaM/0.jpg" frameborder="0" height="266" src="https://www.youtube.com/embed/4ZSmB45oiaM?feature=player_embedded" width="400"></iframe> </span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<!--[if gte mso 9]><xml>
<o:OfficeDocumentSettings>
<o:AllowPNG/>
</o:OfficeDocumentSettings>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml>
<w:WordDocument>
<w:View>Normal</w:View>
<w:Zoom>0</w:Zoom>
<w:TrackMoves/>
<w:TrackFormatting/>
<w:HyphenationZone>21</w:HyphenationZone>
<w:PunctuationKerning/>
<w:ValidateAgainstSchemas/>
<w:SaveIfXMLInvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid>
<w:IgnoreMixedContent>false</w:IgnoreMixedContent>
<w:AlwaysShowPlaceholderText>false</w:AlwaysShowPlaceholderText>
<w:DoNotPromoteQF/>
<w:LidThemeOther>TR</w:LidThemeOther>
<w:LidThemeAsian>X-NONE</w:LidThemeAsian>
<w:LidThemeComplexScript>X-NONE</w:LidThemeComplexScript>
<w:Compatibility>
<w:BreakWrappedTables/>
<w:SnapToGridInCell/>
<w:WrapTextWithPunct/>
<w:UseAsianBreakRules/>
<w:DontGrowAutofit/>
<w:SplitPgBreakAndParaMark/>
<w:EnableOpenTypeKerning/>
<w:DontFlipMirrorIndents/>
<w:OverrideTableStyleHps/>
</w:Compatibility>
<m:mathPr>
<m:mathFont m:val="Cambria Math"/>
<m:brkBin m:val="before"/>
<m:brkBinSub m:val="--"/>
<m:smallFrac m:val="off"/>
<m:dispDef/>
<m:lMargin m:val="0"/>
<m:rMargin m:val="0"/>
<m:defJc m:val="centerGroup"/>
<m:wrapIndent m:val="1440"/>
<m:intLim m:val="subSup"/>
<m:naryLim m:val="undOvr"/>
</m:mathPr></w:WordDocument>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml>
<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="false"
DefSemiHidden="false" DefQFormat="false" DefPriority="99"
LatentStyleCount="375">
<w:LsdException Locked="false" Priority="0" QFormat="true" Name="Normal"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" QFormat="true" Name="heading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" QFormat="true" Name="heading 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" QFormat="true" Name="heading 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" QFormat="true" Name="heading 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" QFormat="true" Name="heading 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" QFormat="true" Name="heading 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" QFormat="true" Name="heading 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" QFormat="true" Name="heading 9"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="index 1"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="index 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="index 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="index 4"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="index 5"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="index 6"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="index 7"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="index 8"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="index 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" Name="toc 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" Name="toc 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" Name="toc 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" Name="toc 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" Name="toc 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" Name="toc 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" Name="toc 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" Name="toc 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" Name="toc 9"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Normal Indent"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="footnote text"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="annotation text"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="header"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="footer"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="index heading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="35" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" QFormat="true" Name="caption"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="table of figures"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="envelope address"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="envelope return"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="footnote reference"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="annotation reference"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="line number"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="page number"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="endnote reference"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="endnote text"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="table of authorities"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="macro"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="toa heading"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Bullet"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Number"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List 4"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List 5"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Bullet 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Bullet 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Bullet 4"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Bullet 5"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Number 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Number 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Number 4"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Number 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="10" QFormat="true" Name="Title"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Closing"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Signature"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" Name="Default Paragraph Font"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Body Text"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Body Text Indent"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Continue"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Continue 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Continue 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Continue 4"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="List Continue 5"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Message Header"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="11" QFormat="true" Name="Subtitle"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Salutation"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Date"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Body Text First Indent"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Body Text First Indent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Note Heading"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Body Text 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Body Text 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Body Text Indent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Body Text Indent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Block Text"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Hyperlink"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="FollowedHyperlink"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="22" QFormat="true" Name="Strong"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="20" QFormat="true" Name="Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Document Map"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Plain Text"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="E-mail Signature"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="HTML Top of Form"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="HTML Bottom of Form"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Normal (Web)"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="HTML Acronym"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="HTML Address"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="HTML Cite"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="HTML Code"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="HTML Definition"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="HTML Keyboard"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="HTML Preformatted"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="HTML Sample"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="HTML Typewriter"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="HTML Variable"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Normal Table"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="annotation subject"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="No List"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Outline List 1"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Outline List 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Outline List 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Simple 1"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Simple 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Simple 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Classic 1"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Classic 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Classic 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Classic 4"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Colorful 1"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Colorful 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Colorful 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Columns 1"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Columns 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Columns 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Columns 4"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Columns 5"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Grid 1"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Grid 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Grid 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Grid 4"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Grid 5"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Grid 6"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Grid 7"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Grid 8"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table List 1"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table List 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table List 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table List 4"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table List 5"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table List 6"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table List 7"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table List 8"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table 3D effects 1"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table 3D effects 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table 3D effects 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Contemporary"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Elegant"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Professional"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Subtle 1"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Subtle 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Web 1"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Web 2"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Web 3"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Balloon Text"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="Table Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Table Theme"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" Name="Placeholder Text"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" QFormat="true" Name="No Spacing"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" Name="Light Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" Name="Light List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" Name="Light Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" Name="Medium Shading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" Name="Medium Shading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" Name="Medium List 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" Name="Medium List 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" Name="Medium Grid 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" Name="Medium Grid 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" Name="Medium Grid 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" Name="Dark List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" Name="Colorful Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" Name="Colorful List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" Name="Colorful Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" Name="Light Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" Name="Light List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" Name="Light Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" Name="Medium Shading 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" Name="Medium Shading 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" Name="Medium List 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" Name="Revision"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="34" QFormat="true"
Name="List Paragraph"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="29" QFormat="true" Name="Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="30" QFormat="true"
Name="Intense Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" Name="Medium List 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" Name="Medium Grid 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" Name="Medium Grid 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" Name="Medium Grid 3 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" Name="Dark List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" Name="Colorful Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" Name="Colorful List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" Name="Colorful Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" Name="Light Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" Name="Light List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" Name="Light Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" Name="Medium Shading 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" Name="Medium Shading 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" Name="Medium List 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" Name="Medium List 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" Name="Medium Grid 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" Name="Medium Grid 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" Name="Medium Grid 3 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" Name="Dark List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" Name="Colorful Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" Name="Colorful List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" Name="Colorful Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" Name="Light Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" Name="Light List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" Name="Light Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" Name="Medium Shading 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" Name="Medium Shading 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" Name="Medium List 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" Name="Medium List 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" Name="Medium Grid 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" Name="Medium Grid 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" Name="Medium Grid 3 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" Name="Dark List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" Name="Colorful Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" Name="Colorful List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" Name="Colorful Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" Name="Light Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" Name="Light List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" Name="Light Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" Name="Medium Shading 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" Name="Medium Shading 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" Name="Medium List 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" Name="Medium List 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" Name="Medium Grid 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" Name="Medium Grid 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" Name="Medium Grid 3 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" Name="Dark List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" Name="Colorful Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" Name="Colorful List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" Name="Colorful Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" Name="Light Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" Name="Light List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" Name="Light Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" Name="Medium Shading 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" Name="Medium Shading 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" Name="Medium List 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" Name="Medium List 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" Name="Medium Grid 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" Name="Medium Grid 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" Name="Medium Grid 3 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" Name="Dark List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" Name="Colorful Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" Name="Colorful List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" Name="Colorful Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" Name="Light Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" Name="Light List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" Name="Light Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" Name="Medium Shading 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" Name="Medium Shading 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" Name="Medium List 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" Name="Medium List 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" Name="Medium Grid 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" Name="Medium Grid 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" Name="Medium Grid 3 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" Name="Dark List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" Name="Colorful Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" Name="Colorful List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" Name="Colorful Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="19" QFormat="true"
Name="Subtle Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="21" QFormat="true"
Name="Intense Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="31" QFormat="true"
Name="Subtle Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="32" QFormat="true"
Name="Intense Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="33" QFormat="true" Name="Book Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="37" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" Name="Bibliography"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" SemiHidden="true"
UnhideWhenUsed="true" QFormat="true" Name="TOC Heading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="41" Name="Plain Table 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="42" Name="Plain Table 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="43" Name="Plain Table 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="44" Name="Plain Table 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="45" Name="Plain Table 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="40" Name="Grid Table Light"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46" Name="Grid Table 1 Light"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="Grid Table 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="Grid Table 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="Grid Table 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="Grid Table 5 Dark"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51" Name="Grid Table 6 Colorful"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52" Name="Grid Table 7 Colorful"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46"
Name="Grid Table 1 Light Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="Grid Table 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="Grid Table 3 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="Grid Table 4 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="Grid Table 5 Dark Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51"
Name="Grid Table 6 Colorful Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52"
Name="Grid Table 7 Colorful Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46"
Name="Grid Table 1 Light Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="Grid Table 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="Grid Table 3 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="Grid Table 4 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="Grid Table 5 Dark Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51"
Name="Grid Table 6 Colorful Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52"
Name="Grid Table 7 Colorful Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46"
Name="Grid Table 1 Light Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="Grid Table 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="Grid Table 3 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="Grid Table 4 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="Grid Table 5 Dark Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51"
Name="Grid Table 6 Colorful Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52"
Name="Grid Table 7 Colorful Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46"
Name="Grid Table 1 Light Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="Grid Table 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="Grid Table 3 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="Grid Table 4 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="Grid Table 5 Dark Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51"
Name="Grid Table 6 Colorful Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52"
Name="Grid Table 7 Colorful Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46"
Name="Grid Table 1 Light Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="Grid Table 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="Grid Table 3 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="Grid Table 4 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="Grid Table 5 Dark Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51"
Name="Grid Table 6 Colorful Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52"
Name="Grid Table 7 Colorful Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46"
Name="Grid Table 1 Light Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="Grid Table 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="Grid Table 3 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="Grid Table 4 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="Grid Table 5 Dark Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51"
Name="Grid Table 6 Colorful Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52"
Name="Grid Table 7 Colorful Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46" Name="List Table 1 Light"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="List Table 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="List Table 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="List Table 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="List Table 5 Dark"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51" Name="List Table 6 Colorful"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52" Name="List Table 7 Colorful"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46"
Name="List Table 1 Light Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="List Table 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="List Table 3 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="List Table 4 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="List Table 5 Dark Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51"
Name="List Table 6 Colorful Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52"
Name="List Table 7 Colorful Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46"
Name="List Table 1 Light Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="List Table 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="List Table 3 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="List Table 4 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="List Table 5 Dark Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51"
Name="List Table 6 Colorful Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52"
Name="List Table 7 Colorful Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46"
Name="List Table 1 Light Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="List Table 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="List Table 3 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="List Table 4 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="List Table 5 Dark Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51"
Name="List Table 6 Colorful Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52"
Name="List Table 7 Colorful Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46"
Name="List Table 1 Light Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="List Table 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="List Table 3 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="List Table 4 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="List Table 5 Dark Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51"
Name="List Table 6 Colorful Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52"
Name="List Table 7 Colorful Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46"
Name="List Table 1 Light Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="List Table 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="List Table 3 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="List Table 4 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="List Table 5 Dark Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51"
Name="List Table 6 Colorful Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52"
Name="List Table 7 Colorful Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="46"
Name="List Table 1 Light Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="47" Name="List Table 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="48" Name="List Table 3 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="49" Name="List Table 4 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="50" Name="List Table 5 Dark Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="51"
Name="List Table 6 Colorful Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="52"
Name="List Table 7 Colorful Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Mention"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Smart Hyperlink"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Hashtag"/>
<w:LsdException Locked="false" SemiHidden="true" UnhideWhenUsed="true"
Name="Unresolved Mention"/>
</w:LatentStyles>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 10]>
<style>
/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:"Normal Tablo";
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-priority:99;
mso-style-parent:"";
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin-top:0cm;
mso-para-margin-right:0cm;
mso-para-margin-bottom:8.0pt;
mso-para-margin-left:0cm;
line-height:107%;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:11.0pt;
font-family:"Calibri",sans-serif;
mso-ascii-font-family:Calibri;
mso-ascii-theme-font:minor-latin;
mso-hansi-font-family:Calibri;
mso-hansi-theme-font:minor-latin;
mso-bidi-font-family:"Times New Roman";
mso-bidi-theme-font:minor-bidi;
mso-fareast-language:EN-US;}
</style>
<![endif]-->
</div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: x-small;">https://www.youtube.com/watch?v=4ZSmB45oiaM</span></span> </span></div>
<div class="MsoNormal" style="line-height: normal; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; mso-outline-level: 1;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<h3 style="text-align: center;">
“Gerçek’in Titreşimleri” - 92</h3>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;">Bir hazırlanma işleminden geçiriliyoruz. (Bizi hazırlıyorlar). Birinci aşama: Elde tutulabilen teknoloji. Akıllı telefonlar, tabletler v.s. Bu zaten kısmen başarıya ulaştı, yani büyük şehirlerde şöyle bir etrafınıza bakın ve bu bağımlılığı gözlerinizle görün. Üstelik özellikle de gençleri hedef alıyorlar. Neden? Çünkü bu yapay zeka olayını getirdikleri zaman şimdinin gençleri ve çocukları, birer yetişkin olmuş olacaklar. Bunun gerçekleşmesi için insanları teknoloji bağımlısı yapmaları lazım. Bu suretle insanlar belirli bir noktada her şeyi, sanki dünyanın en doğal olayıymış gibi kabullenecekler. </span></span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;">67 yaşındayım. 1952’de doğdum, dolayısıyla eskiden dünya nasıldı bilirim. Ancak şimdi bu dünyaya doğanların bildiği dünya, sadece bu dünya. Eskiden nasıl olduğunu bilecek bir gözlemleri yok. Bu bir teknoloji dünyası ve şöyle çalışıyor. </span></span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;">Ne kadar hızlı bir şekilde geliştiğini görüyorum. Birinci aşama; insanların teknolojiye bağımlı olmalarını sağlamak, hem de bu, o kadar güçlü bir bağımlılık olacak ki, en yeni teknoloji ile üretilmiş olan cihazı almak için gecenin karanlığında Apple mağazasının önünde kuyruğa girecekler! Bu durumda insanlar Yapay Zeka’ya bağlanmak için de kuyruğa gireceklerdir. Örneğin daha şimdiden İsveç’te mikroçip takılmış birisi için partiler düzenlenmiş. İşte hepsi birbiriyle bağlantılı. </span></span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;">İkinci aşama; insan bedenine girmek. Elde tutulabilir olanlardan giyilebilen/takılabilen teknolojiye geçiliyor. Bluetooth, Google gözlük, Apple saatler ve bütün diğer cihazlar hepsi bedene giyiliyor. Elektronik dövme dedikleri şey de deriye takılan bir çeşit mikroçip. </span></span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;">Sonraki aşama İsveç gibi yerlerde başladı. Ana fikir bu fikri benimsetmek. Google yöneticisi Ray Kurzweil gibi adamlar. Yani Google ve Facebook aslında tam üstün teknolojiyi sunuyor. İnsanlar bunları sadece sosyal medya operasyonu veya arama motoru sanıyorlar. Hayır, hayır, hayır, bütün bu Google grubu, şimdi ona Alfabe deniliyor, aslında Yapay Zeka teknolojisinin üstün teknolojisi. Amazon da öyle. Amazon’un CIA ve Pentagon “cloud” hizmetleri için yüzlerce milyon dolarlık anlaşmaları var. </span></span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<br />
<a name='more'></a><span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;"><b>Brian:</b> Biliyorum, biliyorum, muazzam bir veri hizmeti var. </span></span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;">İşte amaç onu almak. Kurzweil’ın söylediği şu; gelmekte olan teknolojinin başarı oranı % 80 miş. Ne zaman geleceğini bilirsen, tahminde bulunabilirsin. Bu borsanın çöküşünü biliyorsan, çökmeden çıkarsın, yükseleceğini bilirsen yine girersin. Yani bunun için kahrolası Nostradamus olmaya gerek yok! </span></span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;"><b>Brian:</b> Ama plan bu, belki bize söylememeleri gerekiyor veya söylemek daha akıllıca. </span></span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;">Hayır, bize söylüyor çünkü bu bir satış konuşması, satış taktiği. </span></span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;"><b>Brian:</b> Sanki seçimi kendimiz yapmışız illüzyonu içinde olup birden kendimizi işin içinde bulacağız herhalde. </span></span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;">Satış taktiği şu ve bize şunun için söylüyorlar. Yapay zekaya bağlandığımız zaman süper insan olacakmışız. </span></span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;"><b>Brian:</b> Siri, Alexa bütün bunlar. </span></span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;">Evet, bir saniye, ona da geleceğim. Bu çok ilginç, son derece önemli. Demek ki yapay zekaya bağlanacak ve süper zekalı insan olacağız. Ama hayır! Geri zekalı insan olacağız. Sadece yapay zeka için bir araç olacağız ve yapay zekayı kim kontrolü altında tutuyorsa, o kendine bağlı olan bütün algılamaları da kontrolü altında tutacak! İşte satış taktiği bu, ama sonra altındaki gerçek bambaşka. </span></span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;">Eğer yapay zeka ile fiziksel bir bağlantı kuracaksan, psikolojik bağlantı kuruncaya kadar bunu kitlesel bir ölçekte yapmak lazım. Bunun için psikolojik bir işlem var. Buna “önceden boşaltma programı” diyorlar. “Önceden boşaltma programı” şu: Öyle farklı bir dünyaya gireceksin ki, hiç kimsenin alışmamış olduğu bir şey. Dolayısıyla insanlar direnç gösterecekler, çünkü bu, onları içine sokacağın dünya hiç alışkın olmadıkları bir şey. Şöyle direnç gösterecekler: Bir dakika, dur bakalım, ne yapmak istiyoruz demiştin? Ne? Ne? </span></span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;">O zaman onları, şu “önceden boşaltma programı”na sokacaksın. Mesela “Elit”in kontrolündeki Hollywood yapımı sinema filmleri, TV programları, kitaplar, hepsi insanları sokmak istediğin dünyayı tasvir ediyor olacak. İşte bu nedenle bir sürü film var, robotların kontrolündeki bir dünya, çok kötü durumdaki bir toplum, sürekli olarak filmlerde bunlar tasvir ediliyor. Bu şekilde dayattığın zaman, boşluk dolacak. İnsanlar aşina olacaklar, çünkü filmlerle, v.s. ile sürekli olarak onları buna alıştırmış olacaksın. </span></span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;">Bu yapay zeka ile olan psikolojik bağlantının bir diğer yanı var. Sonuçlarını benimseyip kabulleneceğiz. Şu Alexa’lar, ekolar, ofis asistanları v.s. Öyle insanlar tanıdım ki, neredeyse her odaya koymuşlar! Sonra bunlarla, insanmış gibi etkileşim içine gireceksin. Şimdi de çocuklar için İnternet’e bağlı oyuncaklar yapıyorlar. Küçük çocuklar için! Barbie bebekler resmen sohbet ediyorlar! Bu sentetik robotlar da gittikçe insanlara daha çok benzetilir hale geldi. Çoğu doğudan geliyor. Bu, insanları yapay zekayla etkileşime sokmak için uygulanan psikolojik bir işlem. Dünyanın en doğal şeyiymiş gibi hissedinceye kadar insanlara dayatılacak. </span></span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;"><b>Brian:</b> Belki bir de pozitif tarafı var, belki hayatlarımız daha iyi olacak, olamaz mı? </span></span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;">Pekala. Yapay zekayı zor işlerin başarılması için kullanacaksan bu tartışılır, ama yapay zekayı insan beynine bağlamak tartışılamaz. Bu insan algılamasını bir müdahale olur, çünkü o zaman algılama işlemini de yapay zeka yapar. Şunları ben söylemiyorum, Ray Kurzweil söylüyor: 2030 itibariyle insan beyni ile yapay zeka arasındaki bağlantıların kurulmasına başlanacakmış. Ve insan beyni onun “cloud” dediği şeye bağlanacak. Bunun başka adı “akıllı sistem”. Kurzweil şunu da söylüyor, satış taktiği tabii, zaman geçtikçe süper insan olmak çok keyifli olacakmış. Yapay zeka, gittikçe daha çok insan gibi düşünecek, sonunda tamamen insan algılamasını da eline geçirecek. O zaman artık bilince açılma açısından insan olarak kalmayacak, yapay zeka olacağız. Sözünü ettiğim asimilasyon bu işte! </span></span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;">Ve önemli olan nokta şu ki; eğer insan zihni global bir teknoloji sistemine bağlanırsa, o sistem merkezden kontrol edilecek. Ve bunu çok az sayıdaki bir grup insan yapacak! Nasıl kullanılacağına ise, daha da az sayıda bir grup karar verecek! </span></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<span style="font-family: inherit;"></span></div>
Emre GÜNEYhttp://www.blogger.com/profile/13047109848125444476noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-5641839326598037682.post-24347378040260353022019-05-23T21:52:00.000+03:002019-05-23T21:53:31.159+03:00Hayalet Benlik ve Süper İnsan - New Dawn Söyleşisi<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right; margin-left: 1em; text-align: right;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-Q9pmsLuxv7A/XObgOuAuguI/AAAAAAAAcqw/JlEo975aQVIKGCtTcSrEeBI8FkMO5ZsYQCLcBGAs/s1600/new-dawn.png" imageanchor="1" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="423" data-original-width="300" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-Q9pmsLuxv7A/XObgOuAuguI/AAAAAAAAcqw/JlEo975aQVIKGCtTcSrEeBI8FkMO5ZsYQCLcBGAs/s320/new-dawn.png" width="226" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;"><span style="font-size: xx-small;">New Dawn Dergisi Ağustos 2016 ─ Marc Star</span></td></tr>
</tbody></table>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<h3 style="text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;">
“<span style="font-size: medium;"><b>Gerçek’in
Titreşimleri” - 92 </b></span></span></h3>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<br />
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">(</span></span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"><b>David
Icke, global komplo konusunda ana akım inanç sistemlerini
sorgulayanların arasında, bir çalar saat gibi en çok sayıda
insanı uyandırmış olan bir ikon... Yazma konusunda çok güçlü
ve etkili bir kalemi var. Olağanüstü doğal konuşma yeteneğinden
başka kendisinden öncekilerde hiç olmayan bir başka becerisi de
birbiriyle hiç bağlantısı yokmuş gibi görünen noktaları
birleştirip, ortaya büyük bir tablo çıkarabilmesi. Bu tabloyu
açık zihinlere açıkladığı zaman o kişilerin, piksellerden
oluşmuş sis perdesinin arasındaki görüntüleri görebilmesini
sağlıyor. Ve, bu alandaki araştırmacılar arasında belki de
insanların “</b></span></span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"><i><b>Vay
be! Şimdi anladım!</b></i></span></span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"><b>”
demesini en çok O sağlamıştır</b></span></span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">). </span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;">(Avustralya’da
yerleşik, New Dawn Magazine’den (Yeni Tan Dergisi) Marc Star’ın
David Icke ile Ağustos 2016’da yapmış olduğu söyleşinin 1.
Bölümü, “</span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><i>David Icke
Türkçe Blogda</i></span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;">”, </span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;">16
Ocak 2017 Pazartesi tarihinde </span><a href="https://davidicke-turkce.blogspot.com/2017/01/63-yeni-safak-dergisi-soylesisi.html" target="_blank"><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;">“</span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><b>Gerçek”in
Titreşimleri – 63 </b></span></a><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><a href="https://davidicke-turkce.blogspot.com/2017/01/63-yeni-safak-dergisi-soylesisi.html" target="_blank">sayısı</a> olarak yer almıştı. Söyleşinin 2. Bölümü, okuyucuya
kolaylık sağlaması açısından aşağıda tekrarı verilen 1.
Bölüm ile birlikte sunulmaktadır). <a href="https://davidicke-turkce.blogspot.com/2019/05/92-hayalet-benlik-super-insan.html#bolum2" target="_blank">Bölüm 2'ye atlamak için tıklayın.</a></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: medium;"><u><b>BÖLÜM
1 :</b></u></span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"><b>Marc
Star:</b></span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">2009’da
Melbourne’deki konuşmasını dinledikten sonra David Icke’ın
şimdi okumakta olduğunuz bu yazıyı yazan kişinin üzerinde de
büyük bir etkisinin olduğu kesin. En sonunda, 11 Eylül
saldırısının çok daha önemli bir dönüm noktası olduğunu ve
çok daha kapsamlı bir hikayeye nasıl oturduğunu anladım. Bu,
David Icke ‘ın, 26 yıldır araştırıp izini sürdüğü ve
gittikçe güçlenen küresel gücün hikayesi. Ancak küresel
komplo konusunda, David Icke’ın pek çok araştırmacıdan farklı
olan yönü, noktaları birleştirmenin ötesinde, planın nerelere
ulaşacağını da görüyor olabilmesi. Kitaplarında ve
konuşmalarında verdiği bilgilerin çoğu doğru çıkıyor. Terör
savaşı, küresel ekonomik çöküş, elit tabakanın pedofili
halkaları, nakitsiz toplum, implant edilen mikroçipler, batının
Rusya ve Çin’e karşı gerilimi tırmandırma politikası v.s.</span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">David
Icke yaklaşık 30 yıldır, eşzamanlı dışavurumları izleyerek
bugün bulunduğu dünya sahnesine ulaştı. O zamanlar dünya bu
gerçekleri hazmetmeye hazır olmadığı için, David kendisini
müthiş bir alay bombardımanı ve gözden düşürme kampanyasıyla
karşı karşıya buldu. Ancak ayakta kalmayı başardı.
Araştırmaya, yazmaya ve konuşmaya devam etti. </span></span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<a href="https://draft.blogger.com/null" name="_GoBack"></a><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">New
Dawn dergisi uzun bir süredir, David Icke’ın çalışmalarına
destek vermektedir. Yeni çıkmış olan en son kitabı “Phantom
Self” (Hayalet Benlik) ile ona - en son Dünya Turu Konferansları
çerçevesinde - Avustralya’ya ‘Hoşgeldin’ diyoruz. Dergimiz
26 yıllık geçmişiyle, bir bakıma David’inki ile benzer bir
yolculuğu geçirmiş olup, konuların kalbine girme bakımından
gerçeğin güvenilir kalelerinden birisidir. Duruşu itibariyle
dergimiz de ana akım medyanın eleştirilerinden nasibini
almaktadır. Ancak David Icke’ın da vurguladığı gibi, bu, doğru
yolda olduğumuzun bir teyididir... </span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<br />
<a name='more'></a><br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"><b>Marc
Star:</b></span></span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">
David, yeni kitabının adı ‘</span></span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"><b>Hayalet
Benlik’</b></span></span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">,
ne anlama geliyor?</span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"><b>David
Icke:</b></span></span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">
Son kitabıma ‘Hayalet Benlik’ adını, insanların ömürleri
boyunca sahip olduklarına inandırıldıkları sahte benliği
anlatabilmek için koydum. Sahte benliğe bir isim, bir tarihi
geçmiş, bir aile , bir iş adı veriyoruz, sonra da insanlar bu
sahte benliği kendileri sanıyorlar. “Hayalet Benlik”, sistemin
yüklediği bir programdan başka bir şey değil. Oysa biz ‘sonsuz
farkındalık’ız. Bedeni unutun, şekli unutun! Bunlar, bu
‘Farkındalık/Bili/Öz’ün, farklı realiteler
deneyimleyebilmesi için birer araç! ‘Farkındalık/Bilinç’in/‘Öz’ün
iki bacağı, iki kolu, başı ve bedeni yoktur. Saf farkındalıktır! </span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Sistem,
sistematik olarak, enkarne olmuş olan ‘Öz’ü/Bilinç/Farkındalık’
ı, ‘Sonsuz Bilinç’ten/Farkındalık’tan tecrit etmek veya
koparmak amacıyla bir yapı yaratmıştır ve bunu, insanların
dikkatini, fiziksel illüzyonun 5 duyu dünyasına odaklayarak
gerçekleştirmektedir. Hepimiz; sonsuz bilgelik, bilgi ve gerçek
benliğimizi bilmek gibi kavramlardan uzaklaştırılıyoruz. </span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Sisteme
ve insan hayatına bakıldığı zaman, tamamen 5 duyuya odaklı
olduğu görülür. Hepimizde 5 duyuya koşullanmışız, 5 duyuyla
ikna olmuşuz, her şeyiyle 5 duyuya çekilmişiz. Bu dünyaya
geliyoruz ve doğar doğmaz ana babalarımızın etkisine giriyoruz.
Realitemiz ve kimlik duygumuz, onlar tarafından belirleniyor, aynı
sistemden geçmiş oldukları için, onlar da bize aynı programı
yüklüyorlar. Sonra da aslında tamamen delice olan birçok şey
‘norm’lara uygun, yani ‘normal’ olarak kabul ediliyor, doğal
olarak biz de bunu kabulleniyoruz. </span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Enkarne
olmuş olan bu ‘farkındalık’, 3-4 yıl içerisinde kendisini,
sistemi temsil eden bir otorite figürünün önündeki sırada
buluyor. Bu eğitici figür ona nerede olması gerektiğini, ne zaman
orayı terkedebileceğini, ne zaman yiyeceğini, ne zaman
konuşacağını, tuvalete ne zaman gidebileceğini, neyin doğru,
neyin yanlış, neyin gerçek, neyin gerçek olmadığını söylüyor.
Dolayısıyla bütün bu ‘farkındalık’ lara, her şeyin, ‘sistem
versiyonu’ empoze ediliyor. Bu yıllarca sürüyor, gençlik
yılları derken yetişkinlik dönemi başlıyor. Böylece bütün
programlar, enkarne olmuş olan bu ‘farkındalık’a, sistemin
istediği şekilde yüklenmeye başlıyor.</span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Bu
‘Öz/Farkındalık’ orta eğitimden üniversiteye geçiyor, bir
de üstelik kendi programlanması için büyük miktarda ödentiler
altına giriyor. Sistemin tamamen kendi versiyonu olan yükleme
döneminin sonunda da; politika, gazetecilik, hukuk, tıp veya büyük
şirketlerdeki görevlere gelip, kendi içindeki çekirdek
programlama her ne ise, bütün bu alanlara aynen onu yüklemeye
başlıyor. Bazıları bunu görebildikleri için
reddediyor/uyanıyorlar, ama çoğu kabulleniyor, hatta benimsiyor.</span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Bazıları
buna sol, bazıları sağ görüş diyorlar, ama en temel konularda
bir realite birliği oluşuyor. Bu nedenle sol ve sağ görüşlü
politikacılar dünya ve hayat hakkında alternatif açıklamalarda
bulunurlarken, birbirinden beter duruma düşüyorlar, çünkü
sözünü ettiğimiz “çekirdek program” hepsinde devreye girmiş
oluyor. </span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Mesela
çekirdek programa göre hareket eden bir gazeteci de, diyelim ki 25
yılını çeşitli yöntemlerle tedavi etmeye harcamış olan bir
kişiye gitmiyor da, bir doktora gidiyor, çünkü ona insan bedeni
hakkında her şeyi sadece doktorların bildiği doğrultuda bir
program yüklenmiş oluyor. Oysa insan vücudunun asıl holografik
doğası hakkında bilgisi olan en son kişiler doktorlar! Aynı
şekilde, gazeteciler, realite hakkında bir hikaye isterlerse,
yıllarını realiteyi araştırmaya adamış olan kişilere
gitmiyorlar da, sistemin eline tutuşturmuş olduğu kağıdı
okuyan bilim adamına gidiyorlar. </span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Size
bir kez bu program yüklenmişse, farkına varmadan sistemin ajanı
olur ve hep kendi programınızı diğerlerine yüklersiniz. Buna
“eşdüzey baskısı” denir. Bu da başka bir seviyedir. Ana akım
medya her şeyi, sistemin versiyonu olan şekliyle verir, ama eğitim
sistemiyle, hepimiz sadece bunun doğru olduğuna inandırılmışızdır.
Milyarlarca insan kendilerini, oldukları sandıkları kimlikleriyle,
dünyayı da, yaşadığımız bütün bu saçmalık olarak tanır,
her şeyi belirli bir şekilde algılar, buna göre hareket eder,
böylece her şeyi, realiteyi kendi algılama şekline göre
değerlendirip destekler.</span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">İşte
bütün bu unsurları, yani insanların kendilerine verdikleri
isimleri, hayat hikayelerini, ırklarını ve bütün bu
programlamayı bir araya getirdiğiniz zaman ortaya ‘Hayalet
Benlik’ çıkar! Bu, aynada gördüğümüz görüntü, işimiz,
gelir düzeyimiz v.s. olduğuna inandığımız benliktir, ama bu,
bir ‘yapı’dan başka bir şey olmayan ve o olduğuna ikna
edildiğimiz ‘sahte benlik’tir. Kitaplarımda sözünü ettiğim
sonsuz sayıda başka etken de olmasına rağmen, bütün algıyı en
çok olumsuz etkileyen; ‘yapamam’ veya ‘olamam’ gibi sınırlı
olma duygusudur. </span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">İşte
o zaman şöyle bir durum oluşuyor: Hayalet benlik, bu programın
yüklenmiş olduğu diğer hayalet benliklere polislik yapar hale
geliyor! Kitaplarımda hep şu benzetmeyi kullanırım; “</span></span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"><i>koyunlara
güleriz, çünkü her koyun önündekini izler ve çoban köpeğinden
kaçar</i></span></span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">”.
Ama insanlar, ihtiyaçları olmadığı için çoban köpeğini
devreden çıkarırlar, çünkü onlar birbirlerine karşı polislik
yapar hale gelmişlerdir. Bu biraz, hücredeki mahkumların, özgür
olmak istediği için kapıyı açan başka bir mahkuma engel
olmalarına benzer. İşte hayalet benlik de aynı şekilde diğer
hayalet benliklere polislik yapıp, onları aynı hizada tutuyor.
Bunu Avustralya ve Yeni Zelanda’da yapacağım sunumlarda da
anlatacağım; artık hayalet benliğimizin, hayalet bir benlik
olduğunu farkederek/anlayarak bundan kurtulmamız lazım.</span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"><b>Mark
Star:</b></span></span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">
Kitabında trans-humanist planına karşı, trans-fantomizm diye bir
kelime kullanmışsın, anlamı nedir? Trans-humanist planı nedir? </span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"><b>David
Icke: </b></span></span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Kitabımda
‘trans-fantomizm’ diye bir bölüm var. Trans-fantomizm,
‘trans-humanizm’ ile bağlantılı bir kelime. Trans-fantomizm
dememin nedeni, ikinci aşama olması. ‘Farkındalık’, hayalet
benlik’in de ötesinde, çok minicik, 5 duyunun mikroskopik
dünyasında izole ediliyor. </span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Trans-humanizmin
amacı teknolojiyi, daha ziyade nano-teknolojiyi, insan bedenine
sokup, zihin/beden/algılama yoluyla insanları Frankestein haline
getirmek. </span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Mesela
Google’dan Ray Kurzweil’in ‘cloud’u gibi... Kurzweil, sözde
süper-insanı yaratmak için trans-humanizm’i benimsetmeye çalışan
cephenin en önde gelen kişisi... Onun da gayet iyi bildiği üzere,
asıl amaç sub-human/insan olmayan bir varlık geliştirmek. Örneğin
2030 itibariyle insan düşüncesinin çoğu, insan zihninden değil,
‘cloud’dan gelecekmiş, çünkü insan beyni/zihni, tıpkı şu
anda önümde duran bilgisayarın İnternet’e bağlandığı gibi
‘cloud’a bağlanacakmış! </span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Uzun
süredir kitaplarımda “teknolojik alt realite” dediğim bir
planı anlatmaya çalışıyorum. Bu tam Kurzweil ve türevlerinin,
‘cloud’ dedikleri şey. Ana fikir şu; hepimiz teknolojik olarak,
bir çeşit Internet’e bağlanacağız ve bizim adımıza düşünme
işini o yapacak. Dediğine göre bir zaman sonra insan adına
düşünme ve algılama işlemi, insan zihninden ziyade ‘cloud’dan
kaynaklanacakmış... O kadar ki sonunda ortada insan kalmayacak,
sadece ‘cloud’ olacak!</span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Dediğim
gibi, sözde süper insanı yaratmak için bize bu akıl almaz, artık
iyice geliştirilmiş olan kontrol mekanizmasını dayatmaya
çalışıyorlar. Bu durumda şu soruyu soruyorum; nesillerden beri
binlerce yıldır, insanların tam kontrolünü ele geçirmek isteyen
bu saklı global şebekenin temsilcileri, neden insanları süper
insan haline getirmek istesinler ki? İsteyebilecekleri en son şey
bu!</span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Şimdi
görmekte olduğumuz, aynen benim “totaliter - parmak ucunda sinsi
yürüyüş” dediğim şey. Sözde “a”dan başlıyorlar, “z”ye
gideceğinizi sanıyorsunuz, ama öyle farklı bir yönde gidiliyor
ki, çoğu insanın ruhu bile duymuyor! Ama hergün, benim yaptığım
gibi bu gidişatı siz de izleseniz siz de görürsünüz. Planın
gittiği yönü görüyorsunuz, dolayısıyla ilk amaç, insanları
tamamen teknolojiye bağımlı hale getirmek. </span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Şimdi
herkese söylüyorum; çevrenize şöyle bir bakın. Bir tren
istasyonuna, havaalanına, kalabalık olan yerlere bir gidin.
Teknolojiye bağımlılık inanılmaz boyutlarda. Genellikle de
adının önünde “akıllı” sıfatı olan teknoloji çok önemli.
Kitaplarımda ve konuşmalarımda hep açıklıyorum. “Parmak
ucunda sinsi yürüyüş adımları planı”nın ilk aşaması;
insanları önce teknolojiye bağımlı kılmak. Halen devreye
sokulmuş olan ikinci aşama ise “takılabilen” veya
“giyilebilen” teknolojiler. Akıllı saatler, Google gözlük,
kulağa takılan Bluetooth, bunlar beyini yakmak için birebir! Bu
çeşit takılabilen, giyilebilen teknolojinin daha birçok farklı
çeşitleri de var!</span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Sonraki
aşama ise implant edilenler! İmplant edilenler bu teknolojiyi insan
vücuduna sokmuş oluyor. İmplant edilebilenler, şimdilik gözle
görülebilen seviyede, ama çoğu, yukarıda açıklamış olduğum
üzere aslında nano-teknoloji ve “akıllı toz” dedikleri
birşeyle yapılıyor. Bunlar misroskopik robot türünde bir
teknoloji, kendilerini kopyalayabiliyor, inşa edebiliyor, bizim
doğal dediğimiz şeyden ziyade bedeni sentetik birşeye
dönüştürebiliyor. İşte geliştirilenler bunlar! Yaptığım bu
açıklamalara göre dünyamız, tam anlamıyla kendisinin,
“sentetik” bir versiyonuna dönüştürülüyor! </span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">İnsanlar
bir kez “cloud” denilen bu teknolojiye, bu teknolojik alt realite
veya sahte realiteye bağımlı hale gelirlerse, bu enkarne olmuş
“Öz/Farkındalık/Bilinç” ile “Sonsuz Bilinç/Farkındalık”
arasındaki bağlantı iyice kopacak, gerileyecek ve bu “hayalet
benlik” vasıtasıyla şimdikinden daha beter bile hale gelinecek. </span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">İşte
insanları bu konuda uyarmamız lazım, çünkü bunu yapmazsak
bundan 3-4 yıl sonra bu “trans-humanizm” planı şimdi bulunduğu
aşamadan çok daha ilerilere gidecek. Robotların, makinaların
insanların yerini aldığı teknolojik değişikliği görmeniz için
çevrenize bir bakmanız yeterli olacaktır. </span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Bu
teknoloji zaten uzun zamandır mevcut, plana göre, artık topluma
uygulama aşamasına geçtiler. Bu teknolojik “gelişme” gittikçe
daha hızlı bir şekilde ilerliyor. 3-4 yıl içerisinde oldukça
uzun bir yol katetmiş olacak. “Hayalet Benlik” kitabımı
yazarken Forbes dergisinde okudum. İmplant edilebilen teknoloji 3-4
yıl içerisinde “olağan” kabul edilecek bir aşamaya gelmiş
olacakmış!</span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
“<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Nakitsiz
toplum” gibi, sistemin diğer planları da o yönde öyle bir hızla
ilerliyor ki, bu teknoloji olmadan toplumda hiçbir fonksiyon yerine
getirilemez olacak. Hepsi planın parçası! </span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Önümüzdeki
3-4 yıl için görevimiz bu trans-humanist planının gerçek yüzünü
ortaya çıkarmak. Bu, insan denilen varlığın, “yapay zeka”nın
teknolojik hapishane hücresine asimilasyonu olacak. Peki “Yapay
Zeka” nedir? Hiçkimse bu soruyu sormuyor. İnsanlara, “cloud”
aracılığı ile hakim olacak olan bu “Yapay Zeka” nedir? </span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Ben
diyorum ki; “Hayalet Benlik” kitabımda ve “dünya turu”
konuşmalarımda açıkladığım üzere, aslında bütün her şeyin
arkasında hep bu “Yapay Zeka” vardı, hala da var...</span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"><i><b>David
Icke, zamanının ötesindeki adam...</b></i></span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span id="bolum2" style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: medium;"><u><b>BÖLÜM
2 :</b></u></span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"><b>Marc
Star: </b></span></span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Dünya'nın
şimdiki halinin, kişinin içşel halinin bir yansıması olduğunu
söyledin “Farkındalık”ı olmadığı için insanoğlu,
spiritüel yoluna barikat yapılmış gibi, kendi spirtüel aslından
kopmuş durumda. Birisi çıkıp, “</span></span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"><i>Siz
delirmişsiniz, bu kronik bir Travma Sonrası Stres Bozukluğu!</i></span></span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">”
diyebilir. Sanırım hala 2. Dünya Savaşı’ndan iyileşemedik,
hiç savaşsız olamadık. Bu hasta iyileşir mi? </span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"><b>David
Icke: </b></span></span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Önce</span></span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"><b>
h</b></span></span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">asta
kim? Hasta, dünya dediğimiz bu sahte realitenin dışında</span></span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"><b>ki
</b></span></span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">frekanslarda
işleyebilen,</span></span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"><b>
</b></span></span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">kendi
sonsuz benliğinden, yani, ilhamdan, bilişten, önseziden kopmuş
bir enkarne farkındalık. Yaptığım konuşmalarda anlattığım
üzere evren aslında bir kuantum bilgisayar, yani sahte bir realite.
Buna çok gelişmiş bir bilgisayar oyunu da diyebilirsiniz. Aynı
prensip. Bu nedenle bilgisayar oyunlarının fiziği ile dünyamızın
fiziği temelde aynı. </span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Bu
bağlamda hasta kelimesi kullanılıyor, çünkü insanlar gerçek
benliklerinden koparılmışlar. “Uyanma” dediğimiz zaman bu,
programdan uyanıp, gerçek olağanüstü benliğimizin özelliklerine
geri kavuşmak anamına geliyor. Önce bunu yaptığınız zaman,
kendi olağanüstü benliğinize geçiyor, sonra, örneğin 11 Eylül
olayının peşinden gelen olayların terörizme karşı savaş
bahanesiyle ülkelerin işgali olduğunu görmeye başlıyorsunuz.
Bankacılık sisteminin ve özel bankaların, sadece çok az
sayıdaki bir grup tarafından kontrol altında tutulan bir sistemin
kurumları olduğunu anlıyorsunuz. Bunu başkaları takip ediyor.
Sonra 5 duyu seviyesindeki bağlantıyı anlıyorsunuz, çünkü
artık olaylara daha gelişmiş bir farkındalık hali ile bakıyor
hale geliyorsunuz. </span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Bazıları
o noktada duruyor. Doğruyu söylemek gerekirse, alternatif medya da
öyle. Oysa devam edip farkındalığınızı daha da
geliştirirseniz, o zaman her şeyi sorgulamaya başlıyorsunuz. Neyin
gerçek, neyin realite olduğu sorgulanmaya başlıyor. Fiziksel
realitenin hiç de fiziksel olmadığını anlıyorsunuz. Kuantum
fiziğin gösterdiği gibi fiziksel diye bir şey yok. Sadece
fiziksellik illüzyonu var. Tıpkı önümdeki bilgisayarın kuleden
aldığı bilgiyi deşifre edip ekranda resim, film veya grafik
olarak göstermesi gibi, çünkü kuledeki o halde olan bilgiyi
deşifre ediyor, biz de benim biyolojik bilgisayar dediğim beden
yoluyla deşifre ediyoruz. Biz bilgiyi gerçek ve katı olduğunu
düşündüğümüz realiteye, benim kablosuz kozmik İnternet
dediğim görünmeyen alemden deşifre ediyoruz.</span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Hastalar,
programın algılama hapishanesinden kendilerini kurtararak
iyileşiyor ve asıl sonsuz farkındalıklarına ulaşıyor, böylece
algılama işlemine geçiyorlar. Bu işlem, “Hayalet Benlik”in
baskılanmış gücünün tersine insanların gerçek güçlerine
ulaşmalarını sağlıyor. (1.Bölüme bknz.) Gittikçe daha çok
sayıda insan bunu yapıyor. Zaten “uyanma” dedikleri de bu. Ne
kadar çok sayıda kişi uyanırsa, o zamana kadar normalmiş gibi
gelen o kadar çok konuyu sorgularlar. Örneğin önümde duran
masanın katı olması gibi. Oysa değil! Öyle görünüyor, ama
değil... </span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Konuşmalarımda
ve “Hayalet Benlik” adlı kitabımda sözünü ettiğim bu, çünkü
bu saçmalığa son vermenin başka yolu yok. İnsanların
farkındalıklarını geliştirmeleri ve programdan çıkıp gerçek
benliklerine kavuşmaları istenmiyor. Düşünürsek, bu bütün
insan toplumu özellikle sonsuz benliğinden kopsun diye tasarlanmış
olan bu program şaka değil, hafife alınacak bir şey hiç değil!
Başarmaya çalıştıkları amaç açısından son derece önemli. O
halde en temel sağduyu, onların istediğinin tersini yapıp sonsuz
benliğimize bağlanmak. </span></span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Alternatif
medyanın çoğu 5 duyu dünyasına odaklanmış, çünkü bu da
programın bir parçası. Böylece 5 duyuya dayalı problemleri
çözmek için 5 duyuya dayalı çözümler. Silahları yığ,
yiyecekleri yığ, sisteme karşı savaş. Oysa sistemin tamamı
hayalet benliğin vardılığına dayalı. O olmazsa sistem falan
olmaz.</span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Dağın
tepesinde bağdaş kurup hayatınızın sonuna kadar meditasyon yapın
demiyorum, hiçbir şey yapmanıza gerek yok, her şey iyi olacaktır,
çünkü artık yüksek frekanstasınızdır. Şimdi “Yeni Çağ”
dedikleri şeyde illüzyona düşüyorlar, çünkü başka bir şey
yapmaya gerek yok. </span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">İsterseniz
meditasyon yapın, benliğinizin derin seviyelerine gidin, önsezi,
ilham alın, ama sonra o ilhamı dünyayı değiştirmek için ifade
edin, yoksa başka hiçbirşeye yaramaz. Bazı insanların “bilgi
güçtür” dediklerini duyuyorum. Hayır, değil. Bilgi güç falan
değil, bilginin kullanılması güçtür. Kullanmadığınız bilgi
işe yaramaz. Ancak bunun uygulanması ve gerekli olanın yapılması,
benliğin ve dünyanın gelişmiş bir şekilde algılanmasından
kaynaklanır. O zaman kişisel özgün katkınızın ne olduğunu
anlarsınız. Bütün bunlar birbirleriyle bağlantılı. Dünyayı
ve kendini farklı bir şekilde görmeye uyanış oluyor, çünkü
insanlar algılamalarını programın dışına doğru geliştirmeye
başladılar. Eğer öyle olmasa, kendi dünyalarını yeniden
değerlendiriyor olmazlardı. Bunların hepsi doğru yönde
ilerliyor. Sayı artıyor. </span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Alternatif
medya konusunda, dünya çapında bu bilgiyi iletmek için sıkıntıya
giren insanlara sonsuz saygım var. Alternatif medyanın çoğu da
hayalet benliğe takılmış durumda, ama tabii ki hepsi değil.
Hayır, ama çoğu öyle. Büyük bir bölümü aynı ana akım medya
gibi “buradan ötesi yok” düşünce yapısında, çünkü
kafaları daha öteye geçemiyor. Onlara saçma geliyor, bir şey
ifade etmiyor, bu konuyu işlemleyemiyorlar, çünkü hayalet benlik
onları esir almış durumda.</span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Alternatif
medyada ve alternatif medyayı izleyenlerde müthiş bir ego var.
Sosyal medyadaki, forumlardaki, yorumlardaki inanılmaz taciz ve
aşağılama seviylerinde bunu görmek mümkün. Farklı
araştırmacılar arasında da aynı şeyler yer alıyor, çok acaip.
Ben de ana akım medya kadar alternatif medyanın da saldırısına
maruz kaldım, doğrusu pek de diğerinden altta kalmadı. Alternatif
medyanın da büyük bir bölümünde de, daha önce bahsetmiş
olduğum gibi, koyunlar ve çoban köpeği ifadesi var. Koyunlar
birbirlerini hizada tutuyorlar. (1.Bölüme bknz.)</span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Sanırım
alternatif medyanın kendisine bir bakması lazım ve aynı
komplonun, hedef almış olduğu kişilerin yakalanmış olduğu aynı
algılama yanılmasının içine hapsolmuş olup olmadığını
kendisine sorması lazım. Bir kez kendi bütünlüğü çerçevesinde
“neler olduğunu biliyorum” şeklinde düşünürseniz kendinizi
aldatıyorsunuz demektir, çünkü bilinçli zihine hiç girmeyen bir
farkındalık/bilgi/algılamanın sonsuzluğu vardır. </span></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">Çalışmalarımı,
tekrarlanan belirli temaya dayanarak yaparım. Sokrat, Konfiçyüs ve
daha başkalarının da belirtmiş olduğu gibi; “</span></span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;"><i>Bilgelik
ne kadar az bildiğimizi bilmektir</i></span></span><span style="font-family: "trebuchet ms" , serif;"><span style="font-size: small;">”.
Bunu hatırlarsanız, o zaman zihniniz, inanç sisteminize uymayan
mümkün olurluğa kapalı olacağı yerde bütün olasılığa
açılır. Altenatif medyanın bunun farkında olması gerekir, çünkü
büyük bir bölümü, “buradan ötesi yok”tuzağına düşer.
Tavşanın deliği tahayyül edilemeyecek kadar derin. </span></span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<br />
<br /></div>
Emre GÜNEYhttp://www.blogger.com/profile/13047109848125444476noreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-5641839326598037682.post-72729840320704826692019-04-09T20:43:00.000+03:002019-04-09T20:43:03.832+03:00Sürüngen beynin kölesiyiz<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<h3 style="text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;">“<span style="font-size: small;"><b>Gerçek’in
Titreşimleri” - 91</b></span></span><span style="font-family: inherit; font-size: large;"><span style="font-size: x-small;"><i><b><br /></b></i></span></span></h3>
<h2 style="text-align: center;">
<span style="font-family: inherit; font-size: large;"><span style="font-size: x-small;"><i><b>Sürüngen
beyin sisteminin kölesiyiz...</b></i></span></span></h2>
<h3 style="text-align: center;">
</h3>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-cUOhoBA3Olo/XKzZF8litSI/AAAAAAAAaNc/mZIJ5uTueogxJwvx6cBIt9B7Vr4rHfP9ACLcBGAs/s1600/beyin-grafik.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="240" data-original-width="333" height="230" src="https://1.bp.blogspot.com/-cUOhoBA3Olo/XKzZF8litSI/AAAAAAAAaNc/mZIJ5uTueogxJwvx6cBIt9B7Vr4rHfP9ACLcBGAs/s320/beyin-grafik.jpg" width="320" /></a></div>
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Hepsi
sürüngen beyin ile bağlantılı, dolayısıyla bu büyüden
kurtulmanın bir aşaması olarak önce sürüngen beyinden kopmak
lazım, çünkü sürekli olarak bizi korkuyla besliyor; “</span><span style="font-size: small;"><i>Şundan
kork! Bundan kork!</i></span><span style="font-size: small;">”
Güvensizlik, anksiyete, zaten algılamamızı manipüle etmek için
yapılan hep bu. Böylece bizi düşük frekanslı halde tutuyorlar,
dolayısıyla algılamamız “Ay Matriksi”ne hapsoluyor.</span></span><br />
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Yapabileceğimiz
şeylerden birisi, sadece günlük hayatımızda bu kertenkele
beyinle bağlantıyı kesmek. Kızdınız mı, 10’a kadar sayın.
Geçmedi, 50’ye kadar sayın. Hala birilerini dövmek mi
istiyorsunuz, bir daha 50’ye kadar sayın. Çünkü sürüngen
beyin düşünmez, sadece tepki gösterir, bu nedenle çok hızlıdır. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Oysa
beyinin “neokorteks” bölümü ayrıntılı olarak uzun düşünür,
bu yüzden sürüngen beyinden daha yavaş çalışır. Bu nedenle
bir olay olur, sürüngen beyinimizle anında tepki gösteririz,
aradan bir iki dakika veya yarım saat falan geçer,
“neokorteks”imiz aklı selimle olayı düşünür ve sonra “</span><span style="font-size: small;"><i>Aman
Allahım! Ben ne yaptım? Bütün onları ben mi söyledim, aman
Tanrım, olamaz!</i></span><span style="font-size: small;">”
deriz. </span></span><br />
<br />
<a name='more'></a>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Bu
bir tepki sistemi, reaksiyon! Eğer tepki göstermezsek, duygusal
tepki bütün o duygular, mesele yok, ama bu sürüngen beyin yoluyla
manipüle ediliyoruz. “</span><span style="font-size: small;"><i>Sakin
ol, bunda birşey yok, azıcık düşün, araştır, ne düşünüyorsun,
tart!</i></span><span style="font-size: small;">”,
arkasından çözüm gelir. Bu bir problem, tepki, çözüm denklemi.
İnsanlar kitleler halinde bu şekilde manipüle ediliyorlar,
buradan, kafadan!</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Ve
durumla yüzleştiğimiz zaman, bu arada bir parantez açalım,
inanın burada ben de herkes gibi aynı şeyleri yaşamış biriyim,
dağın tepesinde oturup ahkam kesmiyorum. Bu tepki sistemi ile
yüzleştiğimiz zaman ki bu bir dünya olayı olabilir, hayatımızda
birşeyler olabilir, o zaman deriz ki; pekala bundan hoşlanmadım,
1,2,3,4,5,6, diye sayarız, bu arada sürüngen beyin gücünü
kaybeder, çünkü onunki tepki gücü. Tepki bir kere yok olursa,
gücü de yok olur ve o zaman sağlıklı düşünebiliriz. Sürüngen
beyin yoluyla tepki göstermezsek , o zaman “Ay matriksi”nden de
kopmuş oluruz.</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Ve
bu “Gerçek”in Titreşimleri değişirken, insanları kollektif
olarak kontrol altında tutan, bağlanmış olduğumuz bu kovan aklı,
onun ifadeleri, bu yapılandırılmış dünya, çalışma şeklimiz
hepsi değişir. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Birgün
erkek kardeşim bana şöyle demişti: “</span><span style="font-size: small;"><i>Yahu
Dave, bu nedir ya? Sabah kalkıyorsun, işe gidiyorsun, eve
geliyorsun, çayını içiyorsun, biraz TV seyrediyorsun, yatıyorsun,
sonra yine kalkıyorsun, yine işe gidiyorsun, bu ne ya?”</i></span><span style="font-size: small;">
Şuraya bakın! Hep aynı şey, çünkü öyle yapılandırılmış.
Bu kölelik, çünkü son derece kısıtlı! </span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">İnsanlara
hep anlatırım, konuşmalar yaparım. Bir keresinde Oxford
Üniversitesi’nin Öğrenci Birliği’ne bir konuşma yapmıştım,
devletlerin hiyerarşik yapısının olmayabileceği bir dünyayı
algılayamadılar bile, çünkü onlara göre kaos olurdu, bu tamamen
bir sol beyin işlemi!</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Sonra
insanlar. Bakıyorsunuz, bu dünya delirmiş, çünkü sistem
insanlara hizmet etmiyor, insanlar sisteme hizmet ediyorlar. Sistemi
değiştireceklerini sanıyorlar, oysa sistem insanları
değiştiriyor! Böylece, etkileşimin farklı yollarının olduğu,
yemek ve barınak sağlamanın eski sol beyin çağındaki
bilgilerini algılayamıyoruz. Yaşamanın, bundan farklı şekilleri
de var! Oysa bunları düşünmek bile angarya geliyor. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Oysa
farkındalığımızı geliştirirsek, etkileşimin farklı yolları
belirecektir. İnançlarla kör olmuşuz. İnanmak! İnsan ruhunu
kontrol altına almanın en önemli silahlarından birisi onların
birşeye inanmalarını sağlamaktır. Bunun, o ya da bu din veya o
ya da bu politik görüş olması gerekmez. Birşeye güçlü bir
şekilde inandığınız sürece sizi kapanda tutar, çünkü o
inanma duygusu, etrafına bir duvar örer ve o inancı
değiştirebilecek bütün sınırları kapatır. Birdenbire
kendinizi posta pulu gibi bir kısır ve kısıtlı bir alemde veya
bir noktacığın içinde bulursunuz. Ve bu arada, son derece engin
olan doğal algılama yeteneğiniz kaybolur gider! Dini bir inancınız
olmuşsa, onda kurallar talimatlar vardır. İnancın çevresi
duvarla örülür, “</span><span style="font-size: small;"><i>bizden
olacaksan şuna inanman lazım, şuna inanırsan olmaz, yoksa sen de
onlardan olursun</i></span><span style="font-size: small;">”
ve bunun gibi niceleri. Oysa hepimiz “sonsuz olasılık” ız,
böyleyken kalıplaşmış inancın içinde ne işimiz var? </span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Din
zihinde olur. Din sadece kiliseye gitmek değildir, çeşitli
ifadeleri vardır. Zihinin de çeşitli dinleri vardır. Öyle
görünmez, ama bunlar zihinin bağımlılıklarıdır. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Bu
akıl. “Buna inanmalısın!” Burada tek bir olasılık var, o
deyişte ne der? Sadece tek bir olasılık vardır, o da aklımız.
Oysa bilinç, tek bir olasılık, dolayısıyla bildiğimiz din de bu
çağ değişikliğini aşamayacak, çünkü o da akılın bir başka
ifadesi. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Bir
hipnoz gösterisinde kişilere hipnoz uygulanıp dindar oldukları
söylenmiş. Bu şekilde inananlar çoktur. Akılın, birçok
hapishanesi vardır. Dinsel inanç, ırksal inanç; mesela ırkçılıkta
şu var: “</span><span style="font-size: small;"><i>Benim
elbisem seninkinden farklı, o halde ben senden daha iyiyim</i></span><span style="font-size: small;">!”.
Bu, “Ay”da iki astronotun, hangisinin uzay kıyafetinin
diğerinden daha iyi/güzel olduğunu tartışmasına benziyor.
Benimki şurada yapıldı, hayır benimki burada yapıldı, ben
senden üstünüm! Bu çocukluk! Bütün bunlar o kadar çocukça ki!
Bu arada ırkçı olanlar sadece beyaz ırktakiler de değil, bu öyle
bir zihniyet ki, bütün ırklarda dışavuruyor. Dünyanın her
yerinde ırkçılık var.</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Bu
ırkçı bir inanış değil, bu bir zihin hali ve birisi beden
bilgisayarının, durumunun veya renginin başkalarından daha üstün
olduğunu düşünüyorsa, zihni ve öğrenmesi tamamen kontrol
altında tutuluyor demektir. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Politik
bir inanç, kendini tanımlama inancı veya “</span><span style="font-size: small;"><i>Ben
sıradan biri Joe” veya “Zavallı aciz ben</i></span><span style="font-size: small;">”
inancı, bütün bunların hepsi kaybolacak, kaybolması lazım, eğer
kendimizi “Gerçek”in Titreşimleri’ne açacaksan böyle
olmalı, çünkü hepsi bu kendimizi sınırlamamızla ilgili, “yani
zavallı aciz ben” sınırlaması. Araştırmacıların
araştırmaları, kesin inanışlar olduğu zaman beyinin, nöronları
belirli bir ağ içerisinde ateşlediğini gösteriyor. Yani realite
süzülüyor ve beyin nöronların ateşlediği şekildeki bir
realiteyi deşifre ediyor, yani bilgiyi kendi inancını koruyacak
şekilde süzüyor. Ve araştırmada görüldüğü gibi inanç
sisteminizi değiştirdiğiniz zaman nöronlar farklı bir şekilde
ateşleme yapmaya başlıyorlar. O zaman dünyayı farklı bir
şekilde görüyorsunuz. Zihinlerimizi açtığımız bir noktaya
ulaştığımız zaman bir “biliş” haline geçiyoruz. Aklımızın
inanışından öteye biliş bilincine geçince, erim, algılama ve
anlayış ve farkındalıkla erişiminiz ötelere geçiyor. Kendimizi
bilincimize açarsak herşey değişiyor, bunu yapmak için boş bir
kağıda ihtiyacımız var. Mesele yeni birşeyler öğrenmek değil,
eğer varlığımızın o seviyesine geçebilirsek o zaman herşeyi
biliriz. Aslında mesele, bizi o seviyemine geçmekten alıkoyan
programı silmek! Benliğimizin derinliklerindeki asıl olan biz,
“bütün olasılık” ile bütün önyargılı düşünceler veya
peşin hükümleri salmak için boş bir kağıda ihtiyacımız var.
Önsezisel biliş, neyi düşüneceğimizi ve ne hissedeceğimizi
bilir. “</span><span style="font-size: small;"><i>Bu
asla mümkün olamaz!</i></span><span style="font-size: small;">"
düşüncesi yerini, “</span><span style="font-size: small;"><i>bu
koşullara, bu bilgiye ve hissettiklerime bakılırsa görelim
bakalım mümkün olacak mı?</i></span><span style="font-size: small;">”
düşüncesine bırakır. Ve birden “</span><span style="font-size: small;"><i>hayır,
bu mümkün değil!</i></span><span style="font-size: small;">”
demeyi bırakır, hemen tepki göstermeden “</span><span style="font-size: small;"><i>bir
bakacağım</i></span><span style="font-size: small;">”
demeye başlarız. Kendi deneyimimden biliyorum, başlangıçta
çılgınca görünen birşey, çok derin boyutlara erişebilir,
çünkü bizler “bütün olasılık”ız. Eğer “bu mümkün, bu
değil” şeklinde düşünüyorsak benliğimizin derinliklerinden
hareket etmiyoruz demektir. Kendimizi kısıtlayıp “akıl”
alemine girmişizdir. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Şimdi
“seçmek zamanı”. Birçok açıdan akıl yöneticidir, kalp ise
bilir, önsezidir. 20 yıl önce benim hayatımı değiştiren;
“aklım” ile kalp çakramdaki önsezisel “bilişim” arasında
karar vermem oldu. Hangisini kullanacaktım aklımı mı, önsezisel
bilişimi mi? Seçimim hayatımı değiştirdi ve bu yolu izlememi
sağladı. Son 20 yıldır diyebilirim ki, yani ilk zamanlar aklım;
“</span><span style="font-size: small;"><i>Öyle
mi söyleyeceksin? Öyle mi yapacaksın? Şaka ediyor olmalısın!
Hayır, hayır asla!</i></span><span style="font-size: small;">”
diyordu. Ama ben “</span><span style="font-size: small;"><i>Böyle
yapmam gerektiğini hissediyorum!</i></span><span style="font-size: small;">”
diyor ve öyle de yapıyordum. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Sonuç
olarak, önsezisel bilişle bu enerjisel yolu izliyorsunuz, çünkü
bu yolun sizin için açılmış olduğunu, 5 duyu realitesinin
ötesindeki bir farkındalık seviyesinden geldiğini biliyorsunuz. 5
duyu realitesine göre genel olarak dünyada önsezilerinizi
izlediğiniz zaman yaptıklarınız “ben bütün olasılık”ım
düşüncesi, delilik, kaçıklık ve tehlikeli olarak görülüyor.
Bunu yaptığınız zaman aklınız, kafanızda dank ediyor ve
kollarını önüne kavuşturup; “</span><span style="font-size: small;"><i>Gördün
mü bak, beni dinlemedin, gördün mü başını nasıl bir derde
soktun!</i></span><span style="font-size: small;">”
diyor. Evet, akıl gözüyle baktığınız zaman öyle görünüyor,
ama üzerine giderseniz kendi özgünlüğünüzü ve önsezisel
bilişinizi ifade etmenin bir sonucu olarak iyi şeyler olmaya
başlıyor, ama bu yaptığınıza ve aldığınız tepkiye rağmen
değil, o yolla oluyor. Daha sonra akıl buna bakıyor, “</span><span style="font-size: small;"><i>Bir
dakika dur bakayım, gerçi başını biraz derde soktun, ama sonunda
işe yaradı</i></span><span style="font-size: small;">”
diyor. Sonunda aklınız ve kalbiniz veya önseziniz birlikte
çalışmaya başlıyor. Aradaki savaş sona eriyor, yeniden “bütün”
oluyoruz, akıl kendisine hizmet edeceği yerde, bilince hizmet
etmeye başlıyor. Yıllardan beri açık ve dürüst bir şekilde,
aklım ve önsezimin problem içerisinde olduğu zamanları hep
anlatırım. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Bu
müthiş bir duygu, çünkü şöyle başlarsınız; “</span><span style="font-size: small;"><i>Bunu
yapmam gerektiğini hissediyorum!</i></span><span style="font-size: small;">”
“</span><span style="font-size: small;"><i>Oh,
hayır, bunu yapamazsın!</i></span><span style="font-size: small;">”...
Derken mücadele başlar. Ama bir zaman sonra senkronizasyon oluşup
da kalp; “</span><span style="font-size: small;"><i>bunu
yapmam gerektiğini hissediyorum</i></span><span style="font-size: small;">”
dediği zaman akıl, “</span><span style="font-size: small;"><i>pekala
yapalım</i></span><span style="font-size: small;">”
demeye başlıyor. Bu dünyayla etkileşime girmenin tamamen farklı
bir şeklidir, ama aradaki ikisi arasındaki savaş biter. Bu
hepimize açık bir seçim.</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Ama
öncelikli olan şu: Neyse o! İçinde bulunduğumuz durum bu ve
bunun için birşeyler yapmamız lazım. Anlamamız gereken ilk şey;
özgür olduğumuzu zannederken zihinsel köle olduğumuz gerçeği.
Dolayısıyla ilk aşama bunu idrak etmek. Bunu kavrayabilirsek
birşeyler yapabiliriz, çünkü durumu kabul ediyoruzdur. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">İkincisi;
zihinsel köle olmaya karşı özgürlüğü seçmek ve o özgürlüğe
kavuşmak için hazır olmak. Bunu seçtiğimiz zaman enerji
alanımızda bir değişim olur. Bu değişim yer alırken, buna ben
manyetik çekim diyorum, insan vücudunun enerji alanı zihinsel,
duygusal, hatta ruhsal varlık halimizin titreşimsel ifadesi,
kendine senkronize olduğu titreşim alanlarını çeker. Bunlar
kişiler, yerler, konumlar, hayat tarzları, iş, fırsatlar veya tam
tersi olur. Bu değişim yer aldığı zaman, niyet özgürlükse,
köle olmamaksa, kim ve nerede olduğumuzu anlamaksa, bu enerji
değişikliği ile kendimize yeni kişiler, yeni yerler, yeni
fırsatlar vs çekeriz. Böylece eskisinden farklı bir tireşim hali
ile senkronize oluruz. </span></span><br />
<br />
<br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<span style="font-family: inherit;">
</span>Emre GÜNEYhttp://www.blogger.com/profile/13047109848125444476noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5641839326598037682.post-58863362505050596462018-12-04T21:47:00.001+03:002018-12-11T19:53:58.470+03:00Çözüm mü istiyorsunuz?<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<h3 style="text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;">
“<span style="font-size: medium;"><b>Gerçek’in
Titreşimleri” - 90 </b></span></span></h3>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: center;">
<h2>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: medium;"><i><b>Çözüm mü
istiyorsunuz? Buyrun, size çözüm... </b></i></span></span>
</h2>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">0:05:
</span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Merhaba,
Davidicke.com videosuna hoşgeldiniz. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">0:12:</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Pekala,
bu hafta bazı sorulara cevap vereceğim, çok sayıda var, çoğu da
farklı konularda, ancak 3-4 kişiden gelmiş olan bir iki tanesine
değinmek istiyorum. “</span><span style="font-size: small;"><i>Neden
bize çözüm önermiyorsun?</i></span><span style="font-size: small;">”
ve “</span><span style="font-size: small;"><i>Neden
hep yolunda gitmeyen konulardan söz ediyorsun ve biize bunun için
ne yapılması gerektiğini söylemiyorsun?</i></span><span style="font-size: small;">”</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">0:42:</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Onlarca
yıldır bununla karşılaştığım için yaptığım için ilginç
geliyor, oysa dedikleri gibi çözümden hep bahsediyorum, ama
insanlar da hep by pass ediyorlar, çünkü onların duymak
istedikleri bu değil. Çözüm istedikleri zaman mutlaka, A, B, C ve
D şeklinde yapmalıyız, toplantı yapılmalı, tutanak tutulmalı
v.s. Ama şimdi açıklayacağım üzere, bunlar hiçbir çözüme
ulaştırmıyor. Değiştirmemiz gereken şey davranışlarımız,
algılamalarımız ve sadece başkalarına aktarmak yerine, dünyada
neler olduğuna dair ne kadar kişisel sorumluluk almaya hazırız,
bunu bilmemiz gerekir.</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<a name='more'></a><span style="font-family: inherit;"><br /></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">1:51:</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Pozitif
konulardan söz etmeye gelince. Yıllardır vurguladığım üzere;
“</span><span style="font-size: small;"><i>bizler
bedenlerimiz değiliz, isimlerimiz değiliz, hayat hikayemiz değiliz,
onların hepsi birer deneyim</i></span><span style="font-size: small;">”
şeklindeki açıklamalarımdan daha pozitif ne olabilir? Biz “Sonsuz
Farkındalık”ız, yani bir “farkındalık hali”. Ne kadar
“farkında” olduğumuz algılamalarımızın ne olduğu konusunda
verdiğimiz karara bağlı. Ama algılamalarımız manipüle ediliyor
da olsa, hala deneyim yaşayan “Sonsuz Farkındalık”ız. Ölüm
diye birşey yok, sadece beden denilen aracı, ya da giysiyi
bırakmak, terketmek var.</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">2:55:
</span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Yani,
bundan daha pozitif ne isteyebilirsiniz? Soruların birisi buydu,
neyse ki arada birçok saygılı ve nazik sorulmuş olanlar da vardı.
Tabii ben yıllardır bu tür kabalıklara alıştım. Adının
Stevie Sleuth olduğu belirtmiş olan kişi bir de şöyle demiş:
</span><span style="font-size: small;"><i>“Neden
“korku”ya bu kadar tiryaki olmuşsun ve neden korku yaratarak
kendine hava yaratıyorsun? Problemler yerine çözüm üzerinde
çalışsan daha iyi olmaz mı?</i></span><span style="font-size: small;">”
Çeyrek yüzyıldan fazla bir zamandan sonra hala aynı şeylerle
karşılaşıyorum. Bu tam bir klasik.</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">3:30:</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Önce
bana bir bakın, hiç korkar gibi bir halim var mı? Yıllardan beri
ortaya çıkardığım gerçeklerden sonra, belki korkmam gerekirdi,
ama ben hiç korkmuyorum. İnsanların, bilmemiz gereken gerçeklerin
ortaya çıkmasından korkmaları ilginç. Oysa bu gerçekleri
bilmezsek, yapmamız gereken neyse onu yapma şansımız olamaz,
olaylar da gerçekleşmeye devam eder.</span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">4:13:</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Dünyaya
bir bakarsanız, benim sürekli olarak ifşa etmekte olduğum global
şebekenin ifadeleri olan korkunç ve korkuya neden olan olayları
görürsünüz. Bu gerçekler ortaya çıkarken, çoğu kişinin hala
neler olduğundan haberi bile yok. Bunların arkasında ne var,
sadece ana akım medyanın aktardıkları biliniyor. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">4:41:</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Eğer
insanlar ortaya çıkan gerçekler nedeniyle korkmayı tercih
ediyorlarsa, bu onların problemi, onların kararı. Korku içinde
kalıp, “</span><span style="font-size: small;"><i>Aman
Allah’ım</i></span><span style="font-size: small;">”
mı dersiniz, yoksa, “</span><span style="font-size: small;"><i>Çok
iyi, şimdi neler olduğunu ve beni manipüle etmek için
kullandıkları yöntemleri anlıyorum, böylece eskisine göre daha
az aldanırım”</i></span><span style="font-size: small;">
mı dersiniz. Bu müthiş birşey. Bu, ortaya çıktıkça bilgiye
farklı bir gözle bakmanın bir yolu. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">5:23:
Diğeri ise, “</span><span style="font-size: small;"><i>Oh,
aman Allah’ım, çabuk sus, insanları korkutuyorsun!</i></span><span style="font-size: small;">”
Peki o zaman, insanlar korkuyorlarsa, o zaman sen de planlanmış
sona doğru daha hızla yol alıyorsun demektir.</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">5:42:</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Bir
de şu var; probleme maruz kalmayı, bu konuda birşeyler yapmaktan
ayrı tutuyorlar. Bunu hep biraz tuhaf bulmuşumdur. Pekala, çözümler
buldun, ee, ne için? Olanlar için. Peki, neler oluyormuş?
Söyleyemem, yoksa insanlar korkar. Sana söyleyemem, ama çözümlerin
bazısı şunlar...</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">6:18:</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Burada
neden bahsediyoruz Allah aşkına? Neler olduğunu bilmeden nasıl
çözüm bulabilirsiniz ki? Sonsuz aşamaları ve yüzleri ile bu
global manipülasyona bir son vermek için a) Bunun hala devam
ettiğini, b) Arkasında nelerin olduğunu, c) Kullanılan
manipülasyonu bilmek lazım ki manipüle edilmeyelim...</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">7:00:</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Neyi
değiştirmenin gerektiğini bilmeden birşeyi nasıl
değiştirebilirsiniz ki? Birşeyler var, ama sizi nasıl manipüle
ettiğini bilmiyorsunuz, peki bu koşullarda nasıl manipüle
edilmeyeceksiniz? Bu durumda, hedefin ne olduğunu bilmeden nasıl
hedef alırsınız? Ha, bir de insanlardan duyduğum birşey daha
var: “</span><span style="font-size: small;"><i>Oh,
bunu daha önce de söylemiştin, biliyorum</i></span><span style="font-size: small;">”.
Eee? O zaman ne düşündün? </span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">7:53:</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Bu
dünyada, dünya hakkında, neler olduğuna dair ana akım medyanın
dışında haber alacakları hiçbir kaynağı olmayan milyarlarca
insan var. O zaman bir kere söyleyeceğiz, bir daha söyleyeceğiz.
Bir işe yarayacaktır, öyle değil mi? </span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">8:39:</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Bir
fark yaratma çabası içine olanlar, bu bilgiyi farklı şekillere
sokarlar, tekrar tekrar aktarırlar, çünkü dünyada bu bilgiye
ulaşamamış çok sayıda insan olduğunu bilirler. Ve her seferinde
bilmeyen birilerine daha ulaşılır. Demek daha önce de duymuştun
öyle mi? Görüyor musunuz? Yine hep “ben, ben, ben zihniyeti”!
“Ben merkezci” liğin başka bir ifadesi. Pekala, daha önce de
duymuştun, peki ne yapacaksın? Bekleyelim belki bir çözüm
bulursun belki? Böylece dönüp dönüp dururuz. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">9:4</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">İş
kişisel sorumluluk almaya gelince, pek çözümleri dinleme
eğiliminde değilizdir. Dolayısıyla bazıları kalıcı olmaz,
gelir geçer, hiçbir çözüm de getirmezler. Bu arada görüyoruz;
dünya çözümlerin içinde boğuluyor, oysa bu çözümler sadece
yeni problemlere yol açıyor, belki daha etkili olur diye daha da
başka çözümlere gerek oluyor. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">10:05:</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">O
halde, problem nedir? Benim adlandırdığım üzere, “program”.
İnsan nüfusunun programlanmış algılaması. İnsanlar,
doğumlarından itibaren hayatı terkedinceye kadar sistematik
olarak, eğitim ve medya, bilim, tıp v.s. yoluyla bu programlamaya
maruz bırakılmışlar. Bize hep neyin olacağı, neyin olmayacağı,
neyin doğru, neyin olmadığı, neyin mümkün, neyim imkansız,
neyin inanılır, neyin inanılmaz olduğu söyleniyor. </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">10:52:</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Oysa
sistemin bu dayatmalarını kabul etmeyince birdenbire kim
olduğumuzun doğasını farkediyorunuz, bizden sistematik olarak
gizlenmiş olan realiteyi görüyorsunuz, kendimizi ismimiz,
bedenimiz, hayat hikayemiz, cinsiyetimiz, deri rengimiz, ırkımız
olarak gördüğümüz bir “sahte benlik” içinde olduğumuzu
farkediyorsunuz, oysa hepsi gerçek kimliğimiz için birer deneyim!
“Sonsuz farkındalık” bu deneyimleri deneyimliyor. Ölüme yakın
deneyim yaşamış olan kişilerin anlattıkları itibariyle,
“farkındalık” bedeni terk ediyor veya içinden gördüğü
merceği bırakıyor. Beden bir araç, biyolojik bir bilgisayar olup,
realiteyi belirli bir şekilde deşifre ediyor.</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">12:00:</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Yani,
bir düşünün, bedenimizi oluşturan partiküller aslında aynı
anda birçok yerde var olabiliyor, tek bir yere değiller.
Düşündüğümüz dünya çok gerçek, dolayısıyla çözüm
bulmamız lazım, oysa hepsi sadece beyindeki bir yapıdan
kaynaklanıyor. Beyindeki küçük bir kısım elektriksel bilgiyi
görsel bilgiye dönüştürüyor. Algıladığımız gibi dışarıda
birşey yok. Hepsi burada, beynimizde yer alıyor. Bilgi,
bilgisayarın Wi-Fi’yi deşifre ettiği gibi deşifre oluyor. Ve
bilgi menzili içinde deşifre ettiğimiz bilgi ve anlayış, kendi
algılamamıza dayanıyor. Eğer algıladıklarınız bezelye
büyüklüğünde olup “</span><span style="font-size: small;"><i>Ben,
zavallı küçük ben, hiçbir gücüm yok</i></span><span style="font-size: small;">”
şeklindeyse kollektif olarak çok az sayıdaki grup tarafından
konrol altında tutulmaya son derece müsaitsiniz demektir. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">13:33:</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Zihinlerimizi
açmamız, bundan başka daha birçok şey yapmamız lazım, mesela
programın ötesini görmek, 5 duyuya dayalı “yapamam” duygusunu
bırakmak gerekir. Aslında bu beyinin deşifre olan kısmında yer
alır. O zaman belirli bir alemde/dünyada yaşar ve az sayıdaki
grubun kontrolü altında oluruz.</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">14:19:</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Eğer
dünyayı farklı ırklar, farklı dinler, o farklı, bu faklı
şeklinde algılarsak, o zaman bölünüp yönetilmemiz çok kolay
olur. “</span><span style="font-size: small;"><i>Senden
hoşlanmıyorum, çünkü farklı dindesin, farklı deri rengin var</i></span><span style="font-size: small;">”
demek son derece saçmadır. “</span><span style="font-size: small;"><i>Senden
hoşlanmıyorum, çünkü söylediğin şey hoşuma gitmedi</i></span><span style="font-size: small;">”.
Bu algılamalar; kitlesel manipülasyona veya kitlesel kontrola açık
olmamıza neden olur.</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">15:15:</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Ya
da aynaya bakarız veya programın ötesini görürüz. Bir deneyim
yaşayan “Sonsuz Farkındalık” olduğumuz kabul eder ve örneğin
“</span><span style="font-size: small;"><i>Ben
David Icke değilim, bu sadece benim şimdiki deneyimim</i></span><span style="font-size: small;">”diye
düşünürüz. Kendi kişisel hayatımdan ve yıllar boyunca
tanıdığım başkalarının hayatından biliyorum. “</span><span style="font-size: small;"><i>Kendinizi,
ben ‘bedenim’im, ‘ismim’im, gelir düzeyim’im, geçmişim’im,
ırkım’ım, dinim’im</i></span><span style="font-size: small;">”
diye tanımlamaktan “</span><span style="font-size: small;"><i>ben
Sonsuz Farkındalık”ım</i></span><span style="font-size: small;">”
a geçer, odaklanma noktasını küçücük orandan, muazzam bir
orana taşırsanız, dünyayı gördüğümüz sandığımız şekilde
değil, aslında olduğu gibi görmeye başlarsınız. Her şeyi
algılamanız değişir, dolayısıyla çözüm dediğimiz farklılık
yaratma aşamasına kişisel olarak nasıl bir katkınız olabilir
bunu anlarsınız. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">16:50:</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">İnsanlar,
“</span><span style="font-size: small;"><i>Bana
ne yapacağımı söyle, bize ne yapacağımız söyle, bize çözüm
ver</i></span><span style="font-size: small;">”
dedikleri zaman bu tipik “program”ın konuşması! Oysa benim
“Hayalet Benlik”” dediğim öz benlik, öz kimliğin ötesine
geçip kendinizi “Sonsuz Benlik/Sonsuz Farkındalık”olarak
görmeye başlarsanız, o zaman bir farklılık yaratmak için nasıl
bir katkıda bulunacağınızı, ne yapmanız gerektiğini iyi
bilirsiniz! Sadece o da değil, bunu yapmak için inanılmaz bir
istek duyarsınız. Birçok kişi, “</span><span style="font-size: small;"><i>Ne
yapmamız lazım? Bize çözüm göster</i></span><span style="font-size: small;">”
demek, hiçbirşey yapmamak için bir bahanedir.</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">17:52:</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Aslında
çözüm ve problem birbirinden ayrı değildir, ama insanlar öyle
görürler. Yani şöyle diyeyim; aslında beyninizde deşifre edilen
bir realite duygusu olduğu halde çözümleri, “katı” olduğunu,
fiziksel olarak gerçek olduğunu düşündüğünüz bir dünyada
arıyorsanız, o zaman nereden başlarsınız? Çözümleri realitede
aramaya başladığınız yer, düşündüğünüzü sandığınız
realite bile değil. Bu dünya bir yansıma, görünmeyen bir
enerjisel bilgi, bir algılama. Bu yansıma, illüzyonsu fiziksel
realiteye görünmeyen bir alemden yansıtılıyor! </span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">19:03:</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Bu
realitedeyken hiçbir çözüm bulamazsınız, çünkü bu sadece bir
sineme filmi gibi birşey. Perdeye yansıyan filmi
beğenmeyebilirsiniz, film filmdir, film nereden yansıtılıyorsa
oraya gidip filmi oradan değiştirebilirsiniz, çünkü film
değişecekse, yansıtılan ne ise onun değiştirilmesi gerekir. Bu
da “kendimizi değiştirmemiz gerekir” demektir. Aynaya bakıp,
“</span><span style="font-size: small;"><i>Yapacağım
mücadeleye nasıl bir katkıda bulunabilirim?</i></span><span style="font-size: small;">”
diyeceksiniz. İnsanlar “</span><span style="font-size: small;"><i>Çözümler
neler?</i></span><span style="font-size: small;">”
diye soruyorlar. İnternet’te görüyorsunuz, sosyal medyada. Bazı
agresif tipler; “</span><span style="font-size: small;"><i>Yaptığını</i></span><span style="font-size: small;">
ç</span><span style="font-size: small;"><i>özüm
olmadan yapıyorsun?</i></span><span style="font-size: small;">”
diyorlar, bazıları da gayet saygılı, kibar. Ve bu problemin bir
kısmı.</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">20:09:</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Bu
bölünmüşlük, bu taciz isteği, bu, insanların hep katkıda
bulundukları klasik “böl ve yönet” tarzına belirli bir
seviyede herkes çekiliyor. Bu da, problemi daha da zorlaştırıyor.
Dolayısıyla bunu yapmaya son verirsek, o zaman çözüme ve
problemin ortadan kaldırılmasına bir katkımız olabilir.
Problemin dışavurmuş olduğu şekli değiştirebiliriz.
Birbirimizi taciz etmezsek, din, ırk veya cinsiyetle ilgili
birbirimizle kavga etmezsek, “böl ve yönet” için aracı
olmayız.</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">21:04:
</span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">O
zaman hoşlanmadığımız ve olması gereken değişime katkımız
olmuş olur. Bu tamamen bir seçim meselesi, Steve Sleuth’un
söylediğine ironk olarak, önünde sonunda hepsi korku ve sevgi
arasında bir seçim. Burada sözünü ettiğim karşı cinsleri
birbirine çeken “sevgi” değil, ilahi “Sonsuz Sevgi”yi
kastediyorum. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">21:33:</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Bu
seçimi ne zaman istersek o zaman yapabiliriz. Bilginin açığa
çıkmasını görebilir veya “</span><span style="font-size: small;"><i>Bu
çok korkutucu, sus!</i></span><span style="font-size: small;">”
diyebiliriz. Ama ikincisi bizi hiç istemediğimiz çok daha
derinlere çeker. Yola “Sevgi” noktasından çıkarsanız,
dediğim gibi “seni seviyorum, gel disco’ya gidelim” sevgisi
değil, kendisini fiziksel çekim değil, belki sevgi dolu bir
dostluk, arkadaşlık şeklinde ifade edebileceğiz bir “sevgi”
ile çözüme ulaşabilirsiniz. Ne olursa olsun, arkadaşlar hep
sizin için oradadırlar.</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">22:15:</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Fiziksel
olarak birbirine çekilenler, genellikle sevgi/aşk dediğimiz şeyde,
kişilere ihtiyaç olduğunda orada değillerdir. Ama asıl “sevgi”
noktasından hareketle, “</span><span style="font-size: small;"><i>Pekala,
o dinde olabilirsin, bana ya da başkasına empoze etmediğin sürece
sorun yok. O ırkta mısın, ırk, “sonsuz farkındalık”ın
deneyim yaşadığı bir araçtır. Onun fikri öyle mi, iyi, ben
katılmıyorum, ama istediğin şekilde düşünmeye hakkın var, ya
da şunu mu söylemek istiyorsun, ben fikir ve konuşma özgürlüğünden
yanayım, dolayısıyla onu düşünmeye veya söylemeye hakkın
olduğunu düşünüyorum. Tabii ki tartışılabilir</i></span><span style="font-size: small;">...
Ve böyle sürüp gider...</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">23:3</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Bütün
bunların hepsi yüzümüze bakmakta olan çözümler, ama insanlar
bunları by pass ediyorlar, çünkü bir liste, toplantı tutanağı
v.s. istiyorlar. Çözümler aynada... Ama kaç kişi aynaya bakmayı
istiyor? Kaç kişi sorumluluk alabilecekken, sirküle olan bilgiye
katkıda bulunabilecekken yapmıyorlar. Çünkü sonuçlarına
katlanamamaktan korkuyorlar. Taciz görmek, dikkate alınmamak, alay
edilmek istemiyorlar. Eh, o zaman yapmazsınız. Ama o zaman da
kalkıp bana “</span><span style="font-size: small;"><i>çözüm
nerede?</i></span><span style="font-size: small;">”
diye sormayın, çünkü çözümler orada, ama siz oraya gitmek
istemiyorsunuz. Olayların gerisinde, hayatın başka bir
görüntüsüne, farklı bir anlayışa uyandığınız zaman, onda
da bir sorumluluk var. Bilgi tek kişide kalırsa bunun iyi
olmayacağını bilirsiniz. Sokağın diğer tarafında durup, “</span><span style="font-size: small;"><i>bunun
böyle olacağını biliyordum</i></span><span style="font-size: small;">”
demek de bizi nereye götürür, hiçbir yere!</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">24:45:</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Şimdi
bunun ikinci aşamasına geçmemiz lazım. Burada insanlar neler
olduğu konusunda daha büyük bir anlayış içine girer ve şöyle
derler: “</span><span style="font-size: small;"><i>Pekala,
fark yaratmak için nasıl bir katkıda bulunabilirim? Veya şimdi
buna bir katkım oluyor mu? Bu benim tavır ve davranışlarımı
değiştirecektir</i></span><span style="font-size: small;">”.
Artık zaman, insanların bir ayna bulup, “</span><span style="font-size: small;"><i>ben
ne yapıyorum, problemin çözümüne bir katkıda bulunabiliyor
muyum?</i></span><span style="font-size: small;">”
diye kendilerine sormalarının zamanı...</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">25:35:</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Muhteşem,
fazlasıyla önemle ihtiyaç duyulan bilginin ışığa çıkmasını,
“insanları korkutuyor” diye görmezden gelip sonra da “çözümler
nerede?” diye soranlara ne demek lazım? O zaman ben de “</span><span style="font-size: small;"><i>Peki
sizin çözümleriniz nerede?</i></span><span style="font-size: small;">”
diye sorabilirim. Daha önce de belirtmiş olduğum gibi pozitiflik
açısından, ölümün bizi kontrol altında tutmak için bir mit
olduğunu anlamaktan daha pozitif ne olabilir? Kaç kişi korktuğu
için ana akım tıbbın tedavilerine giriyor, bunu yapmazsa
öleceğini düşünüyor. Çoğunlukla da tedavi yüzünden
ölüyorlar. Ölüm korkusu kitlesel bir kontrol mekanizması. Ölüm
diye birşey yok, sadece farkındalığımız aracın içinden çıkıp
gidiyor ve daha geniş bir sonsuzlukta sonsuz deneyimler
deneyimliyor. Yani, bu çok mu korkutucu? </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://3.bp.blogspot.com/-I_Vkc2A-T2s/XAbMxx143ZI/AAAAAAAAThQ/BaTn7GkWtGgEzwq_EJilra6haP31PlTBQCLcBGAs/s1600/gercek-siz.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="386" data-original-width="580" height="265" src="https://3.bp.blogspot.com/-I_Vkc2A-T2s/XAbMxx143ZI/AAAAAAAAThQ/BaTn7GkWtGgEzwq_EJilra6haP31PlTBQCLcBGAs/s400/gercek-siz.png" width="400" /></a></div>
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;">“<span style="font-size: small;"><b>Gerçek
Siz” hangisi?</b></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Aynaya
baktığınız zaman ne görüyorsunuz? Gerçek sizi/asıl olan
benliğinizi mi, yoksa “inanmaya koşullandırılmış olduğunuz
siz”i mi? İkisi arasında o kadar büyük bir fark var ki. Birisi
seçtiği her şey olabilen, istediği her şeyi oluşturabilen “Sonsuz
Farkındalık” olan siz, diğeri ise kendisinin algılamaya
programlanmış olduğu sınırların içine hapsolmuş olan
“illüzyon siz”...</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">-------</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">İki
tane çok farklı bakış açısı ve realite ile karşı karşıyayız.
Bu ikisini, tam bir uyum ve karşılıklı anlayış içerisinde bir
araya getirmeliyiz. </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">------</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><a href="https://www.blogger.com/null" name="_GoBack"></a><span style="font-size: small;">Hayat
bazen, bize en büyük armağanlarımızı, en büyük kabusların
arkasına gizlenmiş olarak sunar. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
</div>
<span style="font-family: inherit;">
</span>Emre GÜNEYhttp://www.blogger.com/profile/13047109848125444476noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-5641839326598037682.post-49620333501843023492018-11-02T23:00:00.000+03:002018-11-03T13:40:19.224+03:00Mobil Kıyamet: 5G<h3 style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: center;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;">
“<b>Gerçek’in
Titreşimleri” - 89</b></span></span></h3>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;">
</span></span>
<br />
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm;">
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;">5G ile; tablet, laptop
ve mobil telefonlar, saniyede 700 ila 5.8 milyar mikrodalgadan,
saniyede 24 ila 90 milyon mikrodalgaya ulaşıyor. Buna “Frekans
Armageddon”u diyebiliriz ve bu bir abartı değil! </span></span></div>
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" class="YOUTUBE-iframe-video" data-thumbnail-src="https://i.ytimg.com/vi/adazJUSuhjQ/0.jpg" frameborder="0" height="280" src="https://www.youtube.com/embed/DzTzUZqeCoY?feature=player_embedded" width="500"></iframe></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm;">
</div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0cm; text-align: center;">
<span style="font-size: x-small;"><span style="font-family: inherit;"><a href="https://www.youtube.com/watch?v=DzTzUZqeCoY"><i>https://www.youtube.com/watch?v=DzTzUZqeCoY</i></a> <i>6
Nisan, 2018</i></span></span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;">
</span></span>
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<div style="text-align: justify;">
<div style="text-align: justify;">
<br />
<h2>
<span style="font-family: inherit;">5G: Beden ve Zihin için “Frekans Armageddon”u demektir...</span></h2>
<span style="font-family: inherit;"></span><span style="font-family: inherit;"></span><span style="font-family: inherit;">Başlıkta sözü geçen “Armageddon” belki biraz İncil’si kaçacak, pekala, ama sözlükte Armageddon’un anlamına bakacak olursanız , o zaman bu video başlığının muazzam güçlü ve yıkıcı 5G iletişim sistemi için uygun bir kelime olduğunu görebilirsiniz. Armageddon’un ilk tarifi “Yargılanma gününden önce iyi ve kötü arasındaki son savaş”. Eh, bu belki biraz uymadı, ama diğer tanım şöyle; <i>“Nükleer bir Armageddon gibi, özellikle dünyayı veya insan ırkını yok edecek gibi görünen dramatik ve felaket getirecek çatışma.” </i></span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;">Tabii bu terimle 5G’nin ne kadar ultra güçlü, ultra yüksek frekanslı bir iletişim sistemi getireceğini anlatmaya çalışıyorum. Zaten hali hazırdaki radyasyonun insanları ruhsal ve duygusal olarak olumsuz etkilediği birbiri ardından yapılan çalışmalarla belgeleniyor. 5G’de iletişim frekanslarının gücündeki artış, dolayısıyla da insan sağlığı üzerindeki bedensel ve ruhsal etkileri soluk kesici. İnsanların şimdi deneyimlemekte oldukları global Wi-Fi radyasyon denizi ile arasında müthiş farklar var. Fark inanılmaz. Sadece bir fikir vermek için, hatta sayısız insan üzerindeki etkileri bu 5G sistemi ile garantileniyor!</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;"> </span><span style="font-family: inherit;">3:19:</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><span style="font-family: inherit;"></span><span style="font-family: inherit;">Tabii, bütün bu baz istasyonları ve cep telefonları ve radyasyon üreten teknolojinin insan bedeni, insan zihni ve duyguları üzerindeki etkisini görüyoruz. Sağda solda okuduğumuz makalelerden başka binlerce bilimsel belge mikrodalga radyasyonunun biyolojk etkilerini anlatıyor. Sadece kansere, DNA tahribatı, kalp problemleri, stres hormonlarında artış, uyku bozuklukları, depresyon, baş ağrıları ve tedirginliğe sebep olmuyor, üremeyi de olumsuz etkiliyor. Sperm sayılarında büyük düşüş görülüyormuş. </span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;">4:15:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Kanser ile özellikle kablosuz radyasyon bağlantısı son derece rahatsız edici. 2011’de Dünya Ticaret Örgütü Uluslararası Ajansı’nın kanser araştırma bölümü, bütün kablosuz cihazlardan yayılan mikrodalga radyasyonun kanserin insan unsuru nedeniyle oluştuğunu göstermiş. </span><br />
<span style="font-family: inherit;"> </span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<a name='more'></a><br />
<br />
<span style="font-family: inherit;">4:39:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Son zamanlarda yapılan diğer çalışmalar da beyin kanseri ile uzun süreli mobil telefon kullanılması arasında bağlantı olduğuna dair güçlü kanıtlar gösteriyor. Yeniden ve yeniden çalışmalar, beyin tümörü vakalarında artan bir yaygınlık gösteriyor. Duyuyoruz, ama neden olduğunu bilmiyor muyuz? Neden olduğunu anlamıyor musunuz? O halde şu lanet olası telefonu elinizden bir bırakın da anlatayım! Sebep ve sonuç, odada tek bir fil yok, koca bir fil sürüsü var!</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;">5:22:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Artan vakalarda en az 10 kanser vakası, kablosuz teknolojileri ile bağlantılı. Genç kadınlar, cep telefonlarını göğüslerinin üzerinde taşıyorlar. Polis memurları da iletişim cihazlarını nerede taşıyorlar bir bakın.</span><br />
<br />
<span style="font-family: inherit;">5:49:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Tümör artışı, çok düşük kablosuz radyasyona maruz kalındığı için. Yani bu olanlar bile, oldukça düşük radyasyon seviyelerinden oluyor. Şimdi A.B.D. çıkacak olan 5G için denemelere başladılar. Ve İngiltere’de denemelere başlayacaklarını ilan ettiler, bu düşük seviyeler tavanları aşacak!!!</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;">6:30:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Bir düşünün, etkisini zaten biliyoruz, bu insan sağlığına neler yapar! Dahasını anlatacağım. Makalede şöyle diyor: 5G küçük antenler gece gündüz, doğal olmayan, ve mili-dalga ve mikro-dalga radyasyon yayacak. Elektromanyetik spektrumdan daha önce hiç deneyimlenmemiş derecede güçlü bir şey.</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;">7:08:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Bir de üzücü bir gerçek daha; Amerikan ordusu 5G’de olduğu gibi milimetre dalgaları kalabalıkları kontrol altında tutmak için kısa mesafede öldürücü olmayan silah diye kullanıyor, çünkü dalgalar vücudun yüzeyini etkiliyor, deride yanma hisi yaratıyor. </span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;">7:38:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Dolayısıyla şimdi önerilen şey şu ki, zaten başlatıldı, 5G iletişim sistemi Amerikan ordusunun kalabalıkları dağıtmak için kullandığı deride yanma hissi yaratan frekans bandında çalışıyor...</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;"> </span><br />
<span style="font-family: inherit;">8:14:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Küçük kutular, küçük antenlerden bahsediliyor. 5G frekansı çok iyi yol almıyor, dolayısıyla, bugün gördüğümüz büyük kuleler telefonlar için iletişim sistemi, Wi-Fi v.s için uzaktan ulaşıyordu. Yani bu zaten yeterince kötüydü, ama 5G çok iyi yol almadığı için, açık açık söylüyorlar, eğer bu teknolojiyi getireceklerse bu olmak zorundaymış. </span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;">8:57:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Bu biriken ölümcül frekansı yayan küçük kutular bütün sokaklara, lamba direklerine, her yere yerleştirilecek. Evlerimizin dışında, yatak odalarının dibinde, bu teknolojiden en çok etkilenecek olan çocuklarımızın odalarının önünde olacak. İş yerlerinin, okulların dışında olacak. Yani insanlar 7/24, bu ölümcül 5G frekansının içinde olacaklar, kent bölgesinde olmak istiyordunuz, şimdi Wi-Fi’dan uzaklaşmanız lazım.</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;"> </span><br />
<span style="font-family: inherit;">9:46:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Kentten bahsediyoruz, ama bunu her yerde istiyorlar, sebeplerini de sonra açıklayacağım, kırsal kesim de dahil. Dünyada her yerde istiyorlar, çünkü bu kitlesel, insanların kontrolü için tahayyül edilmesi bile zor bir plan. Şimdi bu videoda noktaları birleştirip belirli bir bağlama yerleştirmeye çalışacağım.</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;">10:18:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Çoğumuz evlerimizin dışındayken maruz kalacağız, okullarda, iş yerlerinde. Kronik bir şekilde maruz kalmak ciddi sağlık problemlerine yol açıyor. Deri kanseri, katarakt, kalp düzensizlikleri ve anormallikler. Mikrodalgalar beyin ve DNA hasarına, beyin tümörlerine, bilişsel fonksiyonların, üreme yeteneğinin bozulmasına sebep oluyor kemirgenlerin, arı ve kuşların üremesini etkiliyormuş. Üstelik arılara olan sadece bu da değil.</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;">10:58:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Bütün bunlar olurken, arıların ortadan kaybolmaları ve ekinlerin durumu çevresel zehirlenmeye bağlanıyor. Ama bu gittikçe artan radyasyon ortamının, sadece arıları değil, dünyadaki bütün doğal ortamı kitlesel olarak etkilediğinin de iyice altını çizelim. </span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;">11:28:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Kaliforniya’da yerleşik bir Otoimmünite (kendi dokularındaki antijenlere karşı antikor oluşması) Araştırma Vakfı’nın direktörü Prof. Trevor Marshall şöyle diyor: “Yeni 5G kablosuz teknolojide milimetre dalgaları var. Son derece yüksek frekanslı fotonlar üreterek 4G’den ve Wi-Fi’dan çok daha fazla enerji içeriyor. Bu teknolojiyi güvenilirliğini kanıtlamadan sunuyorlar.” Bunu yapıyorlar ve milimetre dalgalarının insan bedeninin her yerini, zihnini ve duygularını etkilediğini bile bile göreceğiniz gibi son derece pervasızca açıkça da söylüyorlar...</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;">12:16:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Peki bütün bunlar neden? Bir seviyede beyinin, genetik sistemin ve hücrelerin nasıl iletişime girdiğine bakıyoruz. Merkezi sinir sistemi nasıl çalışıyor? Hepsi elektriksel, sonra da elektromanyetik olarak iletişime giriyor. Bedenin temel kurulumu elektromanyetik alan veya alanlar bilgisi. Eğer radyasyon frekansı, elektromanyetik radyasyon verirseniz, bu da bedenin radyasyon durumu ile uyumlu değilse, etkileyecektir. Önce bilgiyi etkileyecek, sonra da beyini ve bedenin iletişim sistemini...</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;">13:31:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">O sistemleri bozarsa çalışmaz, çalışmadığı takdirde sonsuz şekillerde kanser, hastalıklar, uyumsuzluk olarak dışavuracaktır. Elektriksel beyin faaliyetlerine bakın, duygu ve düşüncelerimizi nasıl işlemliyoruz? Eğer elektrik elektromanyetik sistemler, denge, iletişim ağları, dışarıdan kaynaklanan teknolojik kaynak, özellikle de 5G tarafından bozulursa, şimdiye kadar sağlığımıza bundan daha yıkıcı ve güçlü bir tahribat yapılamaz diyebilirim.</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;">14:33:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Sonra sadece sağlığımız değil, ruhsal ve duygusal durumumuz da bozulacak. Sayısız çalışma ve deneyle sabit, frekans yoluyla zihinsel işlemlere “hack”lendiği veya girildiği zaman insanların kendilerinden geldiğini sandıkları zihinleri, düşünceleri, bilgileri aslında kendilerinden geliyor olmayacak! Bu gayet iyi biliniyor ve çok gelişmiş bir teknoloji. Matrix filminde Morpheus Neo’ya ne diyordu? <i>“Şimdi bu soluduğun hava mı sanıyorsun?”</i> Ben de bunun farklı bir versiyonunu söyleyeceğim; <i>“Şimdi bu düşündüğün düşünceler senin mi sanıyorsun?” </i></span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;">15:48:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Sözünü ettiğim bu teknoloji ile gerek yok. Ve bu 5G’yi nasıl satıyorlar? Oh, birkaç saniye içerisinde sonsuz sayıda saçmalık/sinema film v.s. yüklemesi yapabileceksiniz. Oh, tabii, ama o bunun için değil. Sadece insanları cezbetmek için bir yem. <b>En önemli amaç, uzun zamandır planlanmış olan ruhsal, duygusal ve fiziksel kontrol sistemi. </b>Anlatacağım sebeplerle bunun olmasına izin verirsek hepsi, bildiğimiz gibi sonunda insan ırkının sonunu getirmek. Ama bunun arkasında ne kadar soğukkanlı, klinik, psikopatça bir küstahlık var, bunu görmeniz için size bir klip sunacağım. Konuşmayı yapan Tom Wheeler, Amerikan Federal Komünikasyon Komisyonu’nun başkanı. Aslında görevleri Amerika’daki komünikasyonu kontrol etmek ve bizi Wi-Fi endüstrisinden korumak olması gerekirken bu klip izleyince çok sarsılacaksınız.</span><br />
<br />
<span style="font-family: inherit;">17:55:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Bu klipte Tom Wheeler size ne olacağını anlatıyor, size herhangi bir şey sormuyor, bir fikir alış verişi yok, size 5G ile ne olacağını anlatıyor. Bunu hiçbir şeyin durduramayacağını söylüyor. Aslında dediği şu: <i>“Güvenli olup olmadığını anlamak için insanlara felaket getirecek olan bu teknolojiyi geciktirmeyeceğiz, bunu gerçekleştireceğiz”</i>. İşte Wheeler ve insan toplumunu yöneten zihniyete bir örnek.</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;">18:52:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">20 Haziran 2016. 5G hakkında FCC/Amerikan Federal Komünikasyon Komisyonu, Basın Toplantısı/Washington, DC.</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;"> </span><br />
<span style="font-family: inherit;">18:54: (Wheeler)</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Büyük ezber bozan 5G çok daha yüksek frekans bandları kullanacak ve daha önce mobil geniş bandlı ve diğer uygulamalar için düşünülmüş. Böylesine milimetre dalga sinyallerinin fiziksel özellikleri var, hem sınırlı, hem güçlü.</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;">19:10: (Wheeler)</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Dar ve düz hatta yol alıyor ve fiziksel cisimlerin içinden geçmiyor. Ancak çok parlak mühendisler yeni antenler geliştirdiler, bunlar sistemi çalıştırmak için sinyalleri hedefleyip yükseltiyor. 5G’nin alt yapısı için muazzam sayıda küçük hücrelerin yerleştirilmesine gerek var. Eminim ki bu eylem, tahmin edilmesi güç bir çığır açıcı olup müthiş bir bereket getirecek. Ekonomik harekette on milyarlarca dolar yaratacak ve bu çok çok önemli, çünkü Amerikan şirketleri kapıdan ilk çıkanlar olacak, 5G bu nedenle ulusal bir öncelik!</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;"> </span><br />
<span style="font-family: inherit;">20:15: (Wheeler)</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Ve teknolojik gelişimin yolundan çekilin. Bazı ülkelerden farklı olarak, biz önümüzdeki birkaç yılı, <i>“5G olmalı mı veya nasıl çalışmalı”</i> diye harcamamak gerektiğine inanıyoruz. Geleceğin kendisini icat etme yolu var. Geleceği tarif etmek için yenilikçileri salıvermek, komiteleri ve düzenleyicilerin geleceği tarif etmesini beklemeye oranla daha çok tercih edilir.</span><br />
<br />
<span style="font-family: inherit;">20:42: (Wheeler) </span><br />
<span style="font-family: inherit;">Standartları beklemeyeceğiz. Endüstrinin bu fırsatı yakalamak için hazırlandığını görüyoruz. Verizon ve AT & T, 2017’de 5G denemelerine başlayacaklarını söylediler. </span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;"> </span><br />
<span style="font-family: inherit;">20:54: (Wheeler)</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Sözünü ettikleri ilk ticari işlemler 2020’de başlayacakmış. Daha bitmedi. Temmuz 14 aksiyonunun bir bölümü olarak bir başka yüksek frekans bandı daha açmak planımız var. 5G’yi kullanımı için yüksek frekans bandlarının çoğunun uydu kullanıcıları var, Savunma Bakanlığı’nın uygulamaları veya en azından geleceğin uydu savunma kullanıcıları var.</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;"> </span><br />
<span style="font-family: inherit;">21:20: (Wheeler)</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Bu demektir ki, uydu ve karayla ilgili kablosuz arasında paylaşım gerekecek. Özellikle ilgili olan konu 28 gigahertz bandı. Ama herkes 5G’nin ne olacağının ayrıntılarını bildiğini söyler, ama bir de öteki türlü düşünün. Bir şey bağlanabiliyorsa, bağlanacaktır. Yüz milyarlarca mikroçip ilaç şişelerinden bitki sulayıcılarına kadar bağlanıyorsa, 5G’nin geleceğinin de kentlerde tek iş sahası olacağı nosyonunu da geri çeviremeyiz. </span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;"> </span><br />
<span style="font-family: inherit;">21:55: (Wheeler)</span><br />
<span style="font-family: inherit;">5G devrimi, ülkemizin bütün köşelerine ulaşacak, yerel yönetimler daha fazla anten yerleştirecek ve konumlandırma uygulamaları sıkılaştırılacak. </span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;"> </span><br />
<span style="font-family: inherit;">22:09: (Wheeler)</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Amerika’nın yerel yönetimleri bizim bu ulusal önceliğimizi nasıl yerine getireceğimizi tayin etmede önemli bir rol oynayacak. Bir konuda emin olabilirsiniz, en büyük İnternet uygulaması daha hayal bile edilmedi. </span><br />
<br />
<span style="font-family: inherit;">22:30: (Wheeler)</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Ekonomik faaliyette on milyarlarca dolar ve kahrolası, bu çok önemli!</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;"> </span><br />
<span style="font-family: inherit;">22:38: (David Icke) </span><br />
<span style="font-family: inherit;">Bu çılgınlık durdurulmalı!</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;"> </span><br />
<span style="font-family: inherit;">22:42:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Evet, bay Wheeler. Ne hoş adam değil mi? O aynı zamanda Wi-Fi endüstrisinin önceki lobicilerinden. Böylece karşınızda bir hükümeti temsil eden birisi var. FCC/ Amerikan Federal Komünikasyon Komisyonu aslında Wi-Fi endüstrisini kontrol eden bir koruyucu olmalı, ama bu eski lobici, parantez içinde aynı Wi-Fi endüstrisi için eski lobiciydi. Dünya işte aslında böyle çalışıyor ve bu kadar öldürücü 5G bizlere empoze ediliyor. </span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;">23:51:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Yaptıkları tek test ısı testi, bu teknolojinin ısınma etkisi. Test etmedikleri ve etmeyecekleri 5G’nin biyolojik etkileri, zihinsel ve duygusal etkileri. Bunlar, termal etki üretmeye başladığı noktanın altında olan seviyeler.</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;">24:36:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Ana hatları verirken, “Bunu bütün sistemde bulursunuz, hükümet güvenli seviyeler tavsiye etti” dedikleri zaman, bu güvenli seviye değil, onunla hiç alakası yok, o seviyenin istediklerini yapabilmeleri için endüstri açısından güvenli olması lazım, çünkü eğer seviyeler gerçekten güvenli olan o noktada ise, o zaman Wi-Fi ve teknoloji endüstrilerinin şimdi yaptıklarının çoğuna izin verilmezdi! </span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;"> </span><br />
<span style="font-family: inherit;">25:30:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Yani şimdi bulunduğumuz durum bu ve şimdi anlatacağım üzere çok daha büyük bir tablonun bir parçası. </span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;"> </span><br />
<span style="font-family: inherit;">25:46:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Birkaç yıl önce CIA’in başı olan David Petraeus gelmekte olan bir şey hakkında, artık gelmekte değil, çoktan geldi, bir konuşma yaptı. O zaman, gelmekte olan şey eşyaların İnternet’iydi.</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;"> </span><br />
<span style="font-family: inherit;">26:07:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Eşyaların İnternet’i her şeyi İnternet’e bağlayacaktı. Buzdolabınızdan akıllı sayacınıza, hepsi bununla bağlantılı olacak, sürücüsüz arabaya kadar planladıkları her şey, her cihaz, şöyle bir bakın. Günler geçtikçe İnternet’e bağlanan yeni cihazlar çıkıyor. </span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;">26:42:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Bütün plan, “akıllı şebeke” olarak bilinen iletişim ağı, bu nedenle bugün her kelimenin önüne “akıllı” sıfatı konuyor. Akıllı bu, akıllı şu, akıllı öbürü v.s. Akıllı kontrol şebekesi var, bazıları ona “cloud/bulut” diyor. Bağlandığı zaman her yeri kontrol ediyor. Çünkü her şey internet’e bağlandığı zaman, İnternet’i kontrol eden her şeyi kontrol ediyor. </span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;"> </span><br />
<span style="font-family: inherit;">27:17:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Plan bu, ama dahası var, çünkü onun ötesinde bir adım daha var. Asıl ulaşmak istedikleri plan şu. Zaen bundan bahsediyorlar, mesele görülebilir veya görülemez mikroçipler yoluyla insan bedenine, insan beynine teknolojik olarak bağlanmak. Nanoteknoloji mikroçipler aynı İnternet’e, aynı akıllı şebekeye, aynı “cloud/bulut” a bağlanacak. </span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;">28:06:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Ve bu, eşyaların İnternet’inin de bir adım ötesinde, her şeyin İnternet’i olacak. Şimdi teknolojiyi bütük şekilleriyle İnternet’e bağlarsanız, teknolojiyi İnternet kontrol eder, insan beynini, zihnini, bedenini İnternet’e bağlayın, insan beyni/aklı İnternet’i kontrol eden ne ise, kim ise onun kontrolüne girer. </span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;"> </span><br />
<span style="font-family: inherit;">28:42:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">İşte insan beynini yapay zekaya bağlamak için sürekli olarak teşvik buradan kaynaklanıyor. Ray Kurzweil-Google’un yöneticisi gibi tipler var, çünkü Google ve Facebook gibi şirketler bu işin öncülüğünü yapıyorlar. Kurzweil’in dediği gibi insan beyni 2030 itibariyle yapay zekaya bağlanacak veya bağlanmaya başlayacak ve diyor ki; “Bu bağlantı sürdükçe yapay zeka gittikçe daha fazla insanların yerine düşünecek”. Bunlar onun sözleri, temel olarak bildiğimiz şekliyle insan düşüncesi kalmayacak, insan aklı artık insan aklı olmayacak. Bilgisayar terminali, biyolojik terminal gibi bir şey olacak, hatta sonunda biyolojik bile olamayacak. Sentetik bir şey olacak.</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;">30:05:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Yapay zeka için bir bilgisayar terminali, aynı yapay zekanın İnternet’i ve İnternet’e bağlanan her şeyi kontrol etmesi planlanıyor. </span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;">30:19:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Şimdi bunu gerçekleştirmek için, bu her şeyin İnternet’ini yaratmak için, bu akıllı şebeke sistemini yapay zeka kontrol edecek. Yapay zekayı kontrol eden her şeyi kontrol eder, bunun için belirli seviyelerde güç ve iletişim sisteminde bir frekans gerekir öyle değil mi? Yoksa burada 5G’den mi söz ediyorum? Hatta onun da ötesinde güçlü seviyeler... Sanmayın burada bitecek.</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;">31:02:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Noktalar böyle birleşiyor. Aslında olanlar bunlar. Eğer global olarak bir Wi-Fi cloud sistemi olacaksa, dünyadaki herkes teknolojik olarak mikroçiple kontrol edilecek ve bu “cloud”a, bu akıllı şebekeye bağlanacak. O zaman bariz bir şekilde her yerde Wi-Fi olması lazım ki herkes bağlanabilsin. İşte bu nedenle yörüngeye bu kadar çok sayıda uydu koyuyorlar, bütün dünyaya Wi-Fi yayınlasın diye...</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;"> </span><br />
<span style="font-family: inherit;">32:13:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Google bu işin içinde. Kahrolası canavar. Tıpkı Facebook gibi. Diyorlar ki, “Hayır hayır, biz sadece bir sosyal medya platformuyuz, oh, hayır biz sadece arama motoruyuz”. Yalan! Eğer insanlar Google ve Facebook’un farketseler ve onları kimin kontrol ettiğini, gerçek bundan ibaret. Kıvırmaya gerek yok.</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;">32:47:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Sonra bir de Elon Musk var. Bu “Uzay X-man” çıkıp ne diyor? İnsan beynini yapay zekaya bağlamak insanlığın sonu olurmuş. Çok tehlikeli, evet, kesinlikle Musky! Peki o zaman sen neden uyduları yörüngeye sokuyorsun? Neden Amerikan hükümetinden binlerce uyduyu yörüngeye yerleştirmek için iznin var?</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;"> </span><br />
<span style="font-family: inherit;">33:22:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Bütün dünyada Wi-Fi olsun diye. Bir yorum yapar mıydınız? Silikon vadisi, tam olarak şeytanın oyun alanı. Olan şu. Hala çocuk gibi bazı şeyleri yutuyor ve neler olduğunu ve ardındaki su katılmamış kötülüğü görmüyorsak, o zaman çocuklarınıza ve torunlarınıza, eğer yeterince gençseniz kendinize bakın, ama asıl çocuklarınıza bakın ve düşünün, hayatlarında/ömürlerinde düşünmek için kendi akılları olmayacak, duyguları olmayacak, yapay zeka neye karar verirse o olacaklar.</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;"> </span><br />
<span style="font-family: inherit;">34:59:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">“Oh, bu David Icke da delinin biri! Neler söylüyor bakar mısın?” Çevrenize bir bakın ve noktaları birleştirin, işlerin nereye varacağını görmek o kadar zor değil. Son birkaç haftadır söyleyip duruyorum, bunu Silikon Vadisinde yapıyorlar.Google ve Facebook ve tabii Google’ın sahibi olduğu YouTube, dünyadaki en çok gözetlemenin ve sansürün yapıldığı yerler, ama burada da bitmiyor. Silikon Vadisi de istihbarat ağı, Pentagon’ın teknolojik gelişme kolu DARPA tarafından kontrol ediliyor. Silikon vadisi yoluyla bu şirketlere nüfuz edip plana göre insanları bu yöne itiyorlar. Sizin başka tarafa bakmanızı istiyorlar, o halde gelin biz kahrolası bu adlara takılalım. Ben de diyorum ki, 5 G çıkmaya başlayınca, bütün etkileriyle geliyor!!!</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;"> </span><br />
<span style="font-family: inherit;">36:47:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Amerika’da “Oh, ben Trump taraftarıyım, hayır ben ona karşıyım” uyumaları var. Oysa Silikon vadisinde insanlığın sonunu getirecek neler hazırlanıyor. </span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;">37:08:</span><br />
<span style="font-family: inherit;"><i>“Bugün çok kızdım, bu hafta takımım kaybetti!”</i> uykusunda olanlar var. Yöneticiyi değiştirirler biter. Ama Silikon Vadisi faaliyette. İnsanoğlunun sonunu getirecekler. Artık biraz büyümenin zamanı geldi. Yaşadığımız dünya için bir sorumluluk alma zamanı, sürekli olarak sızlanma zamanı değil! Veya saklanabilirsiniz, çünkü bu seçim bizim, ama 5G’den saklanamazsınız! Çünkü her yerde olacak!</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;">38:00:</span><br />
<span style="font-family: inherit;">Bu şekilde devam edecek olursak, haydi insanoğlu, şöyle bir etrafına bak ve neler oluyor gör, artık uyan!</span><br />
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<span style="font-family: inherit;"> </span><br />
<h3 style="text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;">5G: Çılgınlığın ötesi:</span></h3>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;">Ultra yüksek frekans radyasyonu (24-100 Ghz veya fazlası)</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;">Hedef alınan ve yükseltilmiş sinyaller.</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;">Kitleler halinde kulelerin yerleştirilmesi.</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;">İnsanlardan milyon dolarların kesilmesi.</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;">Standart yok. Test etme yok.</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;">Her şey kabul.</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;">2017’de deneme yerleştirmeleri.</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;">Uydu ve askeri op. paylaşımı.</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;">Her şey ve herkesin mikroçip ve IP’si olacak.</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;">Kırsal kesim dahil bütün alanlar radyasyona boğulacak.</span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;">Yerel hükümet temsilcilerine rüşvetler verilecektir... </span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;"></span><br /></div>
<span style="font-family: inherit;"> </span></div>
<span style="font-family: inherit;"></span></div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;">
</span></span>
<br />
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm;">
</div>
Emre GÜNEYhttp://www.blogger.com/profile/13047109848125444476noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-5641839326598037682.post-36910964443955443392018-10-08T21:56:00.000+03:002018-10-08T21:56:06.189+03:00İllüminati ve sürüngenler üzerine sohbet<h3 style="text-align: center;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;">Gerçek’in Titreşimleri – 88</span></span></h3>
<h3 style="text-align: center;">
</h3>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;">
<iframe allow="autoplay; encrypted-media" allowfullscreen="" frameborder="0" height="280" src="https://www.youtube.com/embed/0VFEFNc8ugE?ecver=1" width="500"></iframe><br /><span style="font-size: x-small;"> https://www.davidicke.com/article/455001/david-icke-conspiracy-illuminati-lizards-unilad-original-documentary </span></span></span></div>
<h2 style="text-align: center;">
<span style="font-size: large;"><span style="font-family: inherit;">Komplo, İllüminati ve Sürüngenler... Şubat, 2018</span></span></h2>
<div style="text-align: justify;">
0:03: </div>
<div style="text-align: justify;">
İnsanların; “Bu David Icke dünyanın sürüngenler tarafından yönetildiğini düşünüyor, delinin biri!”... dediklerini duyabilirsiniz. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
0:10: </div>
<div style="text-align: justify;">
İnsanoğlu ayağa kalk! Dizlerinin üzerinde ne yapıyorsun, öyle? </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
0:19: </div>
<div style="text-align: justify;">
Medya, noktaların birleştirilmesini istemiyor. Sadece noktaları görüyorsanız, tablonun tamamını göremezsiniz. Eğer noktaları birleştirirseniz neler olduğu kaçınılmaz bir şekilde ortaya çıkar. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
0:28: </div>
<div style="text-align: justify;">
Yaklaşık 30 yıldır hayatıma bakarsanız, bütün kamuoyunun önünde gözden düşürüldüğüm, alaylara maruz kaldığım halde hala buradayım ve aynı işi yapıyorum. Oysa artık dünyanın dört bir yanında binlerce insan konferanslarıma geliyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<a name='more'></a><br /><br />
<div style="text-align: justify;">
0:52: </div>
<div style="text-align: justify;">
Birisi yanıma gelecek olursa, kendini ağzının bulunduğu yere koymaya hazırlanmadan gelmesin sakın! </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
1:05: </div>
<div style="text-align: justify;">
Alaylara maruz kalınca çok incindiğim için kaçıp bir yerlere saklanabilir, çekip gidebilirdim. Ama ben öyle yapmadım. Ve böylece o zamandan beri yapmam gerekeni yaptım, hala da yapıyorum. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
1:20: </div>
<div style="text-align: justify;">
Çocukken futbol oynamayı ve buharlı trenleri izlemeyi çok severdim. Sonra profesyonel futbolcu olmaya karar verdim. Bütün hayatımın öyle geçeceğini sanıyordum. Coventry takımına katıldıktan 6 ay sonra durup dururken sol dizim şişti. Romatoid artirit/eklem romatizması olduğumu söylediler. Tabii ki futbol hayatım sona ermişti. Sonra düşündüm; “Oturup kendine acıyabilirsin veya kalkıp devam edersin”. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sonra devam ettim ve BBC spor bölümünde sunucu oldum. Bir süre sonra da Yeşiller Partisi’ne katıldım. Bu süreç çok büyük rastlantısal olaylarla doludur. Birgün deniz kenarındaydım ve işte o zaman hayatım olabilecek en tuhaf şekilde değişmeye başladı. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
2:10: </div>
<div style="text-align: justify;">
Bir gün deniz kenarında yaptığım yürüyüşten sonra bizim semtteki kitapçıya giriyordum ki sanki birden bir ses diyemeyeceğim de, aklımdan çok güçlü bir düşünce formu geçti; “Uzak köşedeki kitapların yanına git!” Romantik romanların olduğu rafta diğerlerinden farklı bir kitap vardı. Üzerinde bir kadının resmi vardı. Adı “Zihinden Zihine” idi ve yazarı da Betty Shine adında bir medyumdu. Kitabı 24 saatte temin edip okudum ve kadını gidip görmeye karar verdim. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
2:39: </div>
<div style="text-align: justify;">
Üçüncü gidişimde muayene yatağı gibi bir yerde yatarken Betty (romatizmam için) elle şifa enerjisi veriyordu. Birden zihninde bir takım figürler gördüğünü, onların benimle onun aracılığı ile iletişim kurmak istediklerini söyledi, sonra mesajlar gelmeye başladı. Dünya sahnesine çıkacakmışım, büyük sırlar ifşa edecekmişim, aydınlatılması gereken bir sır varmış. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
3:00: </div>
<div style="text-align: justify;">
Ne yapıyoruz böyle? </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
3:05: </div>
<div style="text-align: justify;">
Sonra gerçekte neler olduğunu görmeye başladım. Şu rastlantısal gibi görünen eşzamanlılık dizini var ya. Tam o sıralarda İngiltere’nin ünlü Wogan Show programına çıktım, sonra da tarihte görülmemiş bir şekilde alay konusu edildim. Yıllar geçtikçe insanlar dünyada olup bitenler karşısında uyanmaya başladılar. “Neler oluyor” diyorlardı. Benim çalışmalarım gittikçe artan bir ilgiyle izlenmeye başladı. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
3:38: </div>
<div style="text-align: justify;">
Bu böyle sürdü gitti ve şimdi insanlar beni yolda durdurup “bilgi” edinmek istiyorlar. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
3:47: </div>
<div style="text-align: justify;">
Çeşitlilikten memnun olmalıyız. Çeşitlilik her şeyin mümkün olduğunun bir ifadesidir. Başka düşüncede, farklı hayat tarzları olan insanlarla barış içinde olmalıyız. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
4:04: </div>
<div style="text-align: justify;">
66 yaşıma geliyorum. Bir yere gitmeye niyetim yok. Daha yapacak çok işim var. Bu dünya, bize söylenenin bir noktacığı kadar bile değil. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
4:18 </div>
<div style="text-align: justify;">
İnsanların, neler olduğuna dair farkındalık içinde olmamaları için onların algılamalarını kontrol altında tutmak gerekir. Algılama herşeydir. Dünya için bu plan, bir başbakan veya devlet başkanının ofisindeki bir toplantı sürecinde olacak birşey değil. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
4:38: </div>
<div style="text-align: justify;">
Kararları verenler onlar değil. Bu şebeke öyle bir şey ki, iktidara kim gelirse gelsin, hep orada mevcutlar. Orta Doğu’daki bu felaket milyonlarca insanı canından etti, sakat bıraktı. Bunlar başından beri soğukkanlılıkla hesaplanıyor. Dünyayı idare eden bu zihniyet psikopatça, empati duygusundan yoksun bir şekilde yürütülüyor. Evet uğraşmakta olduğumuz şey bu. Bu bir farkındalık hali ve evet, gizli saklı gölgelerden sürüngen formu ile ifade ediliyor. Ama insanların arasında da şekil buluyor ve dünyayı onlar idare ediyorlar. Dünyanın şu haline bakarsak mantıklı değil mi? </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
5:30: </div>
<div style="text-align: justify;">
“Ay” aslında, sürüngenler de dahil dünya dışı varlıkların komuta merkezi. Bu sürüngen ırk insanların ürettiği düşük frekanslı duygusal enerji ile besleniyor. Ve istedikleri bir başka şey de çocukların ergenliğe ulaşmadan önceki özel enerjileri. Bu enerjiyi elde etmek için çocukları onlarda korku yaratan bir ritüele maruz bırakıp sonra öldürüyorlar. O kanı içiyorlar, çünkü o korku sırasında kana giden belirli bir adrenalin var ve o, o ırk için nektar gibi. Bunun farkındalığına ulaştığınız zaman zihinleriniz açılıyor ve bu alemde yalnız olmadığınızı anlıyorsunuz. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
6:21: </div>
<div style="text-align: justify;">
Deli bir dünya olduk değil mi? Ama neden? Neden böylesine tepe taklak durumdaki bir dünyada yaşıyoruz? İnsan toplumunu belirli bir yöne iterek gittikçe artan bir merkezi kontrol mekanizması kuruyorlar. Polis devleti dayatılıyor, elit dediğimiz o %1’lik grup derin devleti oluşturuyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
6:55: </div>
<div style="text-align: justify;">
Gerçeği açıklayanlar medya tarafından göz ardı ediliyor, hiçbir zaman söyledikleri doğru mudur değil midir dinlenmiyor bile. “Bir dakika bu adam bunu söylüyor, acaba doğru olabilir mi?” denmiyor. Bir bakın bakalım kanıtlıyor mu? Bunlar kanıt değil mi? </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
7.16: </div>
<div style="text-align: justify;">
Ama olanlardan sorumlu olanlara da aynı şey oluyor. Yaptıkları birşey daha var, vuran da öldüren de aynı. Kendilerinin benimsemiş oldukları programı kabul etmiş sorgulamıyorlar, ama kabul etmeyenler deli veya tehlikeli addedilip alaylara maruz bırakılırlar. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
7:43: </div>
<div style="text-align: justify;">
İnsanların, kendi hayatlarımız üzerinde ne kadar büyük bir gücümüzün olduğu hakkında hiçbir fikirleri yok. Ben özel bir kişi falan değilim. Yaptığımı yapıyorum, çünkü doğru olduğunu hissediyorum. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
7:53: </div>
<div style="text-align: justify;">
“Şimdi acaba bütün bu olanların bana değil de bir başkasına olmuş olduğunu dilediğiniz zamanlar oldu mu?” </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
7:58: </div>
<div style="text-align: justify;">
Hayır. Şimdi bana 50 milyon pound teklif edin, “gel hala BBC’de çalışıyor ol, hayatta ne yapmak istiyorsan yap, bu alay konusu olma olayı falan olmadı, asla istismar falan edilmedin” v.s. deseler? Asla kabul etmezdim. Hepsi sizin olsun. Hayatımda olmuş olan hiçbirşeyi değiştirmek istemem. Şimdi yapmakta olduğum şeyin de değişmesini istemem. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
8:22: </div>
<div style="text-align: justify;">
Çok basit bir hayat felsefem var; Ne istersen onu yap, ama başkasına empoze etme! Bu kadar basit! </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
8:31: </div>
<div style="text-align: justify;">
Yolda yanından geçen herkesin güldüğü o adama ne oldu? İşi bitti sanıyorduk, şimdi yapmakta olduğunu nasıl yapıyor? Çünkü bu realiteyi yaratmayı seçtim, çünkü bunu yapacak gücüm var. Sizin de, herkesin de var. Sistem, böyle bir şeye sahip olmadığımıza inanmamızı istiyor. Dünyayı yönetenler politikacılar, bankacılar vs. Sadece psikopatlar ortada olmayan bir parayı “kredi” diye insanlara verip, geri ödeyemedikleri zaman evlerini ellerinden alıp onları sokağa atar, bunu ancak psikopatlar yapar. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
9:10: </div>
<div style="text-align: justify;">
İşte dünyayı yöneten zihniyet bu. Kontrol uzun zamandır onlarda ve artık geri almamız lazım. Sürekli olarak iki alemde yaşıyorum. Bir tarafta komplolar, diğer yanda bilirsiniz, ben de çay içmeyi, bir kadeh şarap içmeyi severim. Futbol maçlarını izlerim, film seyrederim. Hayat sadece tek birşey değildir. Ne olmak isterseniz o”dur... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: inherit;"> <br /> </span></span></div>
Emre GÜNEYhttp://www.blogger.com/profile/13047109848125444476noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-5641839326598037682.post-3126953211590748692018-09-16T21:38:00.001+03:002018-09-16T21:38:40.597+03:00Biz okyanusuz; uyanın!<div style="margin-bottom: 0cm;">
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: center;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-size: small;"><b> </b></span><span style="font-family: inherit;"><b>Gerçek’in Titreşimleri
- 87</b></span></span><br />
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" class="YOUTUBE-iframe-video" data-thumbnail-src="https://i.ytimg.com/vi/fLE3bt4WOaU/0.jpg" frameborder="0" height="280" src="https://www.youtube.com/embed/fLE3bt4WOaU?feature=player_embedded" width="500"></iframe></div>
<br />
<div style="text-align: center;">
</div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"><b>Biz
“Okyanus”uz – “Uyanın” adlı Dünya Turu’ndan... </b></span></span>
</div>
</div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"><i>(Maastrich-Hollanda)
Ocak, 2018</i></span></span></div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<br />
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"><br /></span></span>
</div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<br />
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">0:01:</span></span></div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<br />
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Şekil
olarak, okyanustaki bir dalganın sırtı gibiyiz. Bir dalganın
sırtı farklı görünür. Dalganın köpüğü gibi görünür, ama
aynı okyanustur, sadece okyanusun farklı bir ifadesidir. Biz “o”
yuz. Aynı “Sonsuz Farkındalık” halinin farklı ifadeleri... </span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<br />
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">0:25:
</span></span>
</div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<br />
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Biliyorsunuz
çocukken öğretirler; burası Atlantik Okyanusu, burası Pasifik
Okyanusu, şurası Hint Okyanusu diye. “</span><span style="font-size: small;"><i>İyi
ama, hepsi de aynı su!</i></span><span style="font-size: small;">”
diye düşünürdüm. Hepsi aynı su bile olsa, tek yaptıkları
farklı isimler vermekti! Şimdi biliyoruz ki, suyun hangi bölümünden
söz ediyorsak ona göre söylüyoruz.</span></span><br />
</div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<br />
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">0:47:</span></span></div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<br />
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Ama
aynı şekilde hepimizin bir odaklanma olduğu aynı “Farkındalık”ı
da bölünüyor ve ona farklı isimler veriliyor; Fred Jones, Bill
Smith... Tabii o kadarcık bir odaklanma da, kendisini minicik
önemsiz bir parça sayıyor!</span></span><br />
</div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<br />
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">1:06:</span></span></div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<br />
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Okyanus
damladan, damla da okyanustan oluşur. Elinizde okyanustan bir damla
tutuuğunuz zaman belki soyutlanmış, herşeyden kopmuş gibi
görünür, ama onu okyanusa geri koyduğunuz zaman damla nerede
biter, okyanus nerede başlar? Hepsi aynı sudur. İşte insanoğlunun
bütün algılamasını köle eden komplonun özü budur! Damlayı/5
duyu zihnini okyanustan/Sonsuz Farkındalık’tan koparmak... Bunu
bir kez başarırlarsa başımız dertte demektir. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"> </span></span>
</div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<br />
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">1:45:</span></span></div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<br />
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Leonard
Cohen’in dediği gibi;<b> “</b></span><b><span style="font-size: small;"><i>Eğer
okyanusun kendisi olmazsan, hayatın boyunca deniz tutar!”</i></span></b><span style="font-size: small;">
Ve insanların çoğu bu yuvadan kopukluk, soyutlanmışlık duygusu
çekiyor. Sanıyorum sorunlar hep bu realitedeki kopuklukluktan
kaynaklanıyor. Gerçek benliklerinden, sonsuz benliklerinden
kopuklar, zaten programın dayattığı da bu!</span></span><br />
</div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<br />
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">2:10:</span></span></div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<br />
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Sistem;
“</span><span style="font-size: small;"><i>Sen
önemsizsin, hiçbir gücün yok!</i></span><span style="font-size: small;">”
diyor. Oysa gerçek şu ki; Sen her şeysin. Sistemin bizi sokmak
istediği boşluk bu. Dolayısıyla kendimizi böyle değil, böyle
görüyoruz. Zaten o zaman da mesele kalmıyor.</span></span><br />
</div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<br />
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">2:32:</span></span></div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<br />
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Böylece
evet, aciz ben! “</span><span style="font-size: small;"><i>Oh,
ben sadece küçücük benim!</i></span><span style="font-size: small;">”
Oysa öyle bir şey yok! O sadece algılamamızda var ve kendi “aciz
ben” algılamamız bazı nedenlerle böyle dışavurup, bizde “aciz
ben” deneyimi yaratıyor! İnanmazsak “aciz ben” diye birşey
yok. Hepimiz kendini sonsuz şekilde deneyimleyen “Sonsuz
Benlik”iz. O deneyimleri yaşayan hep aynı bilinciz!</span></span><br />
</div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<br />
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">3:03:</span></span></div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<br />
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Dünyanın farklı yerlerinde bütün antik ve yerli kültürlerde bu güce
farklı isimler verilmiş. Kuzey Amerika Lakota yerlileri ona “Wacken
Tanka” demişler. Her şeyi hareket ettiren büyük güç. Bilinç
dediğimiz güç, her yerde ve her şeyde. O bilinci ne kadar içimize
alırsak, o kadar realitemiz de deneyimleyeceğimiz şeyi yaratır.</span></span><br />
</div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<br />
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">3:42:</span></span></div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<br />
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Bu,
Yeni Bilim ifşaatları. Ağaçlar birbirleriyle iletişim
içerisindeymiş ve sosyal çevreleri varmış! Her şey bilinç!</span></span><br />
</div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<br />
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">3:52:</span></span></div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<br />
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Bilim
adamları keşfedince şaşırmışlar, bitkiler insanlar gibi
öğrenebiliyor ve çevrelerine uyum sağlayabiliyorlarmış! Yani
bitkiler bilinçli mi? Cevap; Her şey bilinç! Gözden kaçırdığımız
birşey daha var. Cansız cisimleri de bir bilinç şekli. Çağlardan
beri bu bilinen bir tema. “</span><span style="font-size: small;"><i><b>Her şey
canlı, her şey birbirine bağlı!” – Çiçero</b></i></span></span><br />
</div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<br />
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">4:18:</span></span></div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<br />
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Leonardo
da Vinci; “</span><span style="font-size: small;"><i><b>Görmeyi
öğrenin. Her şeyin her şeyle bağlantılı olduğunu farkedin!</b></i></span><span style="font-size: small;">”
demiş, çünkü bilinç seviyesinde her şey; her şey!</span></span><br />
</div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<br />
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">4:28:</span></span></div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<br />
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"><a href="https://www.blogger.com/null" name="_GoBack"></a>Ezoterik
filozof, ressam ve şair William Blake; <i><b>“Eğer
algılama kapıları temizlenmiş olsaydı, insanoğluna herşey
gerçekte olduğu gibi görünürdü, yani “Sonsuz”. </b></i>Ve
tabii program/sistem orada ve algılama kapılarının hiç
temizlenmemesi için nöbet bekliyor!</span></span><br />
</div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<br />
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">4:50:</span></span></div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span>
<br />
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">Nikola
Tesla; “</span><span style="font-size: small;"><i><b>Beynim
sadece bir alıcı. Evrende bilgi, güç ve ilham sağladığımız
bir çekirdek var. Onun sırlarına vakıf değilim, ama var olduğunu
biliyorum!</b></i></span><span style="font-size: small;">”
demiş...</span></span></div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span><span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"><br /></span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;">
</span></span><span style="font-family: inherit;"><span style="font-size: small;"><br /></span></span>Emre GÜNEYhttp://www.blogger.com/profile/13047109848125444476noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5641839326598037682.post-67400838002563051082018-08-19T20:13:00.001+03:002018-08-19T20:13:40.192+03:00Beyin ve Akıllı Teknoloji<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: center;">
<h3>
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
“<span style="font-size: small;"><b>Gerçek’in
Titreşimleri - 86</b></span></span></h3>
</div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: center;">
<h2>
<span style="font-family: inherit; font-size: large;"><span style="font-size: medium;"><b>Beyin ve “Akıllı”
Teknolojiye dair...</b></span></span></h2>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<a href="https://3.bp.blogspot.com/-fSWJLbZ0jG0/W3mkgQLWo6I/AAAAAAAAO5I/UGh5BrLDLSIG3RDX3aQWRaUvDopuhkaaQCLcBGAs/s1600/beyin.jpg" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" data-original-height="852" data-original-width="1280" height="133" src="https://3.bp.blogspot.com/-fSWJLbZ0jG0/W3mkgQLWo6I/AAAAAAAAO5I/UGh5BrLDLSIG3RDX3aQWRaUvDopuhkaaQCLcBGAs/s200/beyin.jpg" width="200" /></a><span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"><span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"></span></span></span></span><br />
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"><span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"></span></span></span></span><br />
<br />
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;">İngiliz Nörolog Profesör
Susan Greenfield İngiltere’de Lordlar Kamarası’nın bir üyesi.
2014’te basılan “Zihin Değişimi” adlı kitabında insan
beyninin sosyal medya/akıllı telefon çağından nasıl
etkilendiğini anlatıyor. Beyin çevreye adapte oluyor; ama bu çevre
sürekli olarak değiştiği için beyin de aynı şekilde kayıtsız
şartsız değişiyor. Bilim adamları; “</span><span style="font-size: x-small;"><i>Beyin
oluşmuşsa değişmez</i></span><span style="font-size: x-small;">”
derler, ama şimdi öyle olmadığını biliyorlar. Şimdi onlar da
biliyorlar ki, beyinin bir çeşit özelliği var ve aldığı
bilgiye göre değişir. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;">George Mason Üniversitesi’nden
bir nörolog olan James Olds; “</span><span style="font-size: x-small;"><i>Beynin,
birden doğaçlama olarak kendisini yeniden programlama yeteneği
var. Çalışma şeklini değiştirebiliyor</i></span><span style="font-size: x-small;">.”
diyor. Canlı türleri, değişen çevreye beyinleri vasıtasıyla
adapte oluyorlar ve bu genetik uyumluluk hayatta kalmak için onlara
yeni yetenekler sağlıyor. Bu işlem yeterince hızlı gelişirse
buna “mutasyon/dönüşüm/değişim” deniyor, ama bu
gerçekleşmezse o zaman “tükenme/yok olma” şeklinde ifade
ediliyor. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;">Akıllı telefonlar, Internet
ve sosyal medya, çok kısa bir sürede beyinde inanılmaz etkiler
yaptı. Japonya’daki Tohoku Ünversitesi’ndeki araştırmacılar,
uzun süre ile televizyon izlemenin çocukların beyin yapısına
zarar verdiğini saptamışlar. Zaten uzun zamandır bilinen bir
gerçek şu ki, televizyon bağımlılık yaratıyor ve insan
beynini, hipnoza benzer bir zihin hali olan alfa dalga haline taşıyor
ve bilinçaltının sınırsız bir şekilde programlanmasını
sağlıyor. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;">Amerikalı psikofizyolog
Dr.Thomas Mulhooland, televizyonun zihin kontrolü potansiyeli
üzerinde araştırma ve çalışmalar yapmış. Dediğine göre alfa
dalgaları sadece 30 saniye sonra beliriyor ve ardından izleyiciler
sanal bir transa giriyorlarmış.</span></span><br />
<a name='more'></a><br />
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://4.bp.blogspot.com/-siLMfMp3TVE/W3mkgfcP1YI/AAAAAAAAO5M/K_IGpf-rIvMGiercCg1AP3klfeiwCrT2QCLcBGAs/s1600/tv.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="403" data-original-width="500" height="257" src="https://4.bp.blogspot.com/-siLMfMp3TVE/W3mkgfcP1YI/AAAAAAAAO5M/K_IGpf-rIvMGiercCg1AP3klfeiwCrT2QCLcBGAs/s320/tv.jpg" width="320" /> </a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"><span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"><i></i></span></span>Akıllı teknoloji, bu
bilişsel işgale yenilerini de ekledi ve küçük büyük herkesin
beyni hem akıllı telefonlar, hem de akıllı televizyonlarla
yıpratılıyor. Piyasa araştırma kurumu Childwise, İngiliz
çocukların, günde ortalama 5 saat 20 dakika süre ile TV veya
bilgisayarın önünde zaman geçirdiklerini saptamış. Bu çok
çarpıcı bir gerçek. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;">Lordlar Kamarası’ndan Susan
Greenfield Lordlara şöyle demiş: “</span><span style="font-size: x-small;"><i>Eski
nesillere kıyasla, günlük bu şekilde yaşamamızın beyinlerimizi
nasıl etkilediğini görmemek imkansız</i></span><span style="font-size: x-small;">”.
</span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;">Bence de öyle, ama sistem
bunu istiyor... Greenfield; “</span><span style="font-size: x-small;"><i>Korkarım,
21.yüzyılın ortasında insan zihni çocuk yerine konulacak. Çok
kısa odaklanma süreleri yüzünden genç nesil “sansasyonalizm
ile, vurgulamadan aciz ve sarsak bir kimlik duygusu ile karakterize
edilecek.</i></span><span style="font-size: x-small;">” </span></span><br />
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;">Bir kez daha vurguluyorum,
amaç zaten bu. Üstelik 21.yüzyıl ortasını beklemeye gerek yok,
işlem çoktan devreye sokulmuş durumda...</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;">Lütfen birkaç dakikanızı
verin ve sosyal medyayı bir tarayın ve sözde yetişkin yaştaki
nice insanın nasıl çocuk gibi davrandığını, son derece trajik
koşullardaki insanlara bile nasıl muamele edildiğini, kısaca
hiçbir empati duygusunun kalmamış olduğunu gözlerinizle görün.
Neyse ki herkes öyle değil, ama bu oran çok yüksek ve gittikçe
de yükseliyor... </span></span><br />
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;">Greenfield şöyle yazıyor:</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
“<span style="font-size: x-small;"><i>Beyinlerimiz, yeni
teknolojinin gittikçe gelişen dünyasından çok etkileniyor. Çok
kanallı televizyonlar, MP3, İnternet, kablosuz ağlar, Bluetooth
linkleri derken liste iyice uzuyor. Elektronik cihazların ve
ilaçların, beyinlerimizin mikro hücresel yapısı ve karmaşık
biyokimyası üzerinde büyük etkisi var. Bunun bir neticesi olarak
kişiliğimiz, davranışlarımız ve özelliklerimiz olumsuz
etkileniyor. Kısaca modern dünya, insan kişiliğimizi
değiştiriyor</i></span><span style="font-size: x-small;">”.
</span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;">... “</span><span style="font-size: x-small;"><i>Daha
şimdiden, ekrana dayalı iki boyutlu dünyaya dalmış olan genç ve
gittikçe artan sayıda yetişkinin davranışlarında farklılıklar
ortaya çıkıyor. Dikkat ya da odaklanma süresi çok az, kişisel
iletişim becerileri çok düşük ve bağımsız veya soyut olarak
düşünme kapasitelerinde önemli bir düşüş var. </i></span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"><i>...Bu oyun bağımlısı
nesil, dünyayı ekran biçimindeki gözler yoluyla görüyor. Eğer
facebook, Bebo veya YouTube’da yer almamışsa veya almıyorsa,
birşeyin gerçekleşmiş olduğuna inanmaları neredeyse imkansız
gibi</i></span><span style="font-size: x-small;">”. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;">Bütün bunların amacı,
insanların kendilerini algılamalarını ve insan kimliklerini
değiştirmek... Bana kalırsa Dr.Susan Greenfield, bunlarını
hepsinin, insanların soyut düşünme yeteneği üzerindeki etksini
yeterince vurgulamamış bile... </span></span><br />
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
“<span style="font-size: x-small;">Soyut”un tanımında;
“olaylardan ziyade düşüncede var olma, ama fiziksel ve somut bir
var oluş değil” deniyor. Yani olaylardan ziyade düşünceyle
ilgili olmak ve belirgin bir nesneden ziyade bir fikir, nitelik veya
hal anlamına geliyor. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;">Soyut düşünmek, daha ziyade
sağ beyinin işi. Malum bu; sürüngen ırkın, baskı altına
almak istediği, insanların en önemli özellikleri. Soyut düşünceyi
ve odaklanmayı bırakınca ve dünyayı gerçekte olduğu şekliyle
algılama yeteneğini kaldırınca, insanların algılamasını da
Matriks’in beş duyu illüzyonuna hapsetmiş oluyorlar. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;">Leicester’daki De Montfort
Üniversitesi’ndeki araştırmacılar Internet, akıllı telefonlar
ve azaltılmış odaklanma süreçleri hakkında aynı sonuca
varmışlar. Bulgulara göre bir kişi ne kadar çok Internet’te
geziyorsa, o kadar çok bilişsel veya kavramsal bozukluk içinde
oluyorlarmış. </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;">Çin’deki üniversite ve
hastanelerdeki nörolog ve radyologlar da araştırmalar yapmışlar.
Fazlasıyla İnternet kullanan gençlerin beyinlerinin bir kısmının
zarar gördüğü MR görüntüleriyle saptamış. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;">Amerikalı teknoloji uzmanı
Nicholas Carr “Sığlıklar: İnternet, Düşünme, Okuma ve
Hatırlama şeklimizi nasıl değiştiriyor?” adlı kitabı ve The
Atlantic adlı dergide çıkan “</span><span style="font-size: x-small;"><i>Google
bizi aptallaştırıyor mu?</i></span><span style="font-size: x-small;">”
başlıklı makalesi ile Greenfield’in fikirlerini destekliyor. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<a href="https://3.bp.blogspot.com/-xRuDj6hfkps/W3mkgWFvnZI/AAAAAAAAO5E/m4IfKTsWDP01k1EFAUTYTDkdZQquIK_SgCLcBGAs/s1600/beyin2.jpg" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="474" data-original-width="474" height="200" src="https://3.bp.blogspot.com/-xRuDj6hfkps/W3mkgWFvnZI/AAAAAAAAO5E/m4IfKTsWDP01k1EFAUTYTDkdZQquIK_SgCLcBGAs/s200/beyin2.jpg" width="200" /></a><span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"><span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"><i></i></span></span>Bu arada bütün bunların
sonucunda Nicholas Carr; kendi beyninin nasıl çalıştığı
konusunda birşeyin farkına varmış. “</span><span style="font-size: x-small;"><i>Son
zamanlarda sanki birileri veya birşey beynimle oynuyor, nörol
devrelerimi yeniden yapılandırıyor ve hafızamı yeniden
programlıyormuş gibi rahatsız edici bir duygu hissediyorum</i></span><span style="font-size: x-small;">”
demiş. Üstelik bunu başkalarıyla görüştüğü zaman bu konuda
yalnız olmadığını da görmüş. Bir doktor arkadaşı ona,
İnternet’teki veya baskısı yapılmış uzunca bir makaleyi okuma
yeteneğini neredeyse kaybetmiş olduğunu, bazı arkadaşları kitap
okumayı tamamen bırakmış olduklarını, bir tanesi de keskin ve
kuvvetli bir duygunun, “Savaş ve Barış” gibi kitapları
okumasını engellemekte olduğunu söylemiş. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;">Atlanta Emory Üniversitesi’nde
yapılan bir çalışma, kitap okuyan öğrencilerin beyin
fonksiyonlarında, bir kitabı okumaya başladıkları birinci gün
ile okumayı tamamladıkları beşinci gün arasında gelişme
oluştuğunu göstermiş. Kitap okumak, özellikle de kağıt kitap
okumak, teknoloji ve İnternet’in yarattığı değişikliğe
direnmek için yararlı imiş. Sistemin insanların kitap okumasını
neden istemediği belli. Araştırmalar insanların elektronik
kitaplardan ziyade, kağıt kitap okurken daha fazla bilgi kaptığını
göstermiş. Okulda geleneksel kitap yerine sürekli olarak
bilgisayar kullanan çocuklarda okuma ve matematik başarısının
düşük olduğu saptanmış. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;">Nicholas Carr, dil bilimciler,
nörolog, psikolog ve psikiyatristlerle görüşmüş, onlardan,
İnternet ve sosyal medyanın insan beynini yeniden yapılandırdığına
dair bilgiler edinmiş. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;">California Üniversitesi’nden
Psikiyatri Profesörü Gary Small, Internet’i sınırlı miktarda
kullananlarla düzenli kullanıcıların beyni arasında kıyaslama
yapmış, sınırlı miktarda kullananların beyin faaliyetlerinin
arttığını, değişim için bir iki günün yeterli olduğunu
görmüş, diğer yanda sürekli kullanıcıların beyinlerindeki
değişikliğin ise kalıcı olduğu sonucuna varmış. </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;">Carr, adeta kimyasal bir
narkotik gibi İnternet’in, bilinçüstü ve bilinçaltı
düşüncelerimizde ite kaka bir uyarıcı gibi kısa devreler
yaptırdığını, böylece de zihinlerimizin derinlik, yaratıcılık,
hatta empati ve insanlık duygularından uzak bir şekilde
düşünmesine yol açtığını söylemiş. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;">Video oyunları oynayanlar
üzerinde yapılan çalışmalarda ise beyinde hafızayı, öğrenmeyi
ve duyguları yöneten hippokampusun gri maddesinde düşüş olduğu
ve bunama ve depresyon gibi nörolojik ve psikolojik problemlere yol
açtığı saptanmış. Bütün bunlar söylenirken, 2015’te Londra
Üniversitesi’nden Profesör Anette Karmiloff Smith kalkmış ne
demiş biliyor musunuz? Doğumdan itibaren bebeklere tablet
bilgisayarlar verilmliymiş ki iyi bir eğitim ve akademik statü
insanları akıllı kılarmış! Buyrun bakalım!...</span></span><br />
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;">Lordlar Kamarası Üyesi
Nörolog Dr.Susan Greenfield, şiddet içeren video oyunlarının
kişilik ve algılama üzerindeki etkilerinin kaygı verici olduğunu
belirtmiş. Bu oyunların oyuncuları şiddete teşvik etmek için
tasarlanmış oldukları besbelli. Beyin ve bilinçaltı, “gerçek”
olan ile “uyarılmış/koşullandırılmış” olanı
ayırdedemiyor. Çalışmalarda saptanmış olduğu üzere, piyano
çalmayı öğrenmeyi düşünen kişi ile gerçekte öğrenmekte
olan kişinin beyin tepkileri birbirine çok benzer. </span></span><br />
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;">Dr.Greenfield’in dediği
gibi, ezeli bir gençlik protestosu olan “</span><span style="font-size: x-small;"><i>Ama
anne, bu sadece bir oyun!</i></span><span style="font-size: x-small;">”
söylemi aslında alarm veriyor, çünkü şiddete karşı
duyarsızlık, psikopatlığın farklı bir şekli olup kurban veya
mağdurlara empati duymama duyguları içeriyor... </span></span><br />
<br />
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><span style="font-size: x-small;"> </span></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-left: 5cm; margin-top: 0.18cm; text-align: right;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><a href="https://www.blogger.com/null" name="_GoBack"></a>
<i><b>David Icke - “Phantom Self/Hayalet
Benlik” kitabından... </b></i></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="line-height: 100%; margin-bottom: 0.18cm; margin-top: 0.18cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><br /></span>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit; font-size: small;"><br /></span>
</div>
<span style="font-family: inherit; font-size: small;">
</span>Emre GÜNEYhttp://www.blogger.com/profile/13047109848125444476noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5641839326598037682.post-51744722245867992972018-07-15T14:51:00.001+03:002018-07-15T14:51:19.018+03:00Kalbin akla üstünlüğü<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<h3 style="text-align: center;">
Gerçek’in Titreşimleri - 85<iframe allowfullscreen="" class="YOUTUBE-iframe-video" data-thumbnail-src="https://i.ytimg.com/vi/ibPnrI_CXRw/0.jpg" frameborder="0" height="280" src="https://www.youtube.com/embed/ibPnrI_CXRw?feature=player_embedded" width="500"></iframe></h3>
<h2 style="text-align: center;">
Akıla Oranla Kalbin Gücü...</h2>
<div style="text-align: center;">
</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
0:02: (Joe)</div>
<div style="text-align: justify;">
Benim açımdan en önemli şey, biz insanlar kalbimizle Yaratan’a bağlıyız. Sen, diğer realiteyi görürken bu “hal” içinde bulunmuş birisin, ama çoğumuzun bu deneyimi yok. Bence “beyin aklı”mızdan uzaklaşmak veya iç sesimizi dinlemek iyi, ama bu manipüle edilebilir. Ama kalbimiz manipüle edilemez, çünkü daha yüksek frekansla çalışıyor ve o zaman bu güçler ona ulaşamıyorlar. Bu durumda, insanların kalp üzerindeki bu mücadeleyi yenmeleri için ne gibi bir mesaj verebilirsin?</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
0:46:</div>
<div style="text-align: justify;">
A.B.D.’de The Heart Math Institute diye bir kurum var. Kalbin gücü ile ilgili bir sürü çalışma yapıyorlar, tabii kalbin fiziksel gücü ile değil, bu vorteks ile, bu enerji noktası ile. Bedende bir dizi vorteks var, bunlar beden dediğimiz insan enerji alanlarında varlığın farklı seviyelerine nüfuz ediyor. Bunların, daha geniş kapsamlı realitede farklı etkileşim noktaları var.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
1:20:</div>
<div style="text-align: justify;">
Kalp ile kıyaslandığında beyinin, temelde düşük seviyede bir algılaması vardır. Beyin bilmediği bir şeyi düşünür, böylece üzerinde çalışır ve çözer. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
1:37:</div>
<div style="text-align: justify;">
Karındaki duygusal vorteks ise düşünmez, tepki gösterir. Düşünmez ve duygusal bir etki ile tepki verir. İnsanoğluna olan bu; kalpten gelen daha engin realite ile olan etkileşimi manipüle edildi. Artık düşünmeden doğrudan karından gelen duygusal tepki ile birleşerek tepki veriyor. Buna daha sonra değineceğim. Kalbi, düşünme eylemi olmadan karındaki duygu ile birleştirmeli. Düşünerek “bil”inmez, oysa beyin bilmek için işlem yapmaya çalışıyor. Şimdi şu beden diline bakar mısın? Sanki açık bir kitap gibi okunacak halde... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
2:21:</div>
<div style="text-align: justify;">
İnsanlar “düşünüyorum” derler ve başlarını işaret ederler. Oysa sezgisel olarak “bildikleri” zaman ellerini nereye koyarlar? “Biliyorum, hissediyorum!” deyip içgüdüsel olarak kalp bölgesini tutarlar, çünkü kalp bilir. Kalp, bu programın, bu manipülasyonun ötesindeki bilinç seviyesine bağlanır. Bilir! Bu yüzden bilir. Örneğin; “Önsezimle biliyorum, neden bilmiyorum, ama oraya gitmeliyim, oraya gitmem gerekiyor!” deriz. Oraya gidersiniz ve birden rastlantısal güzel bir şeyler olur. Oysa “Neden oraya gidecekmişsin, bu çok saçma” diye sürekli olarak konuşan duyguyu dinlemiş olsaydınız o güzelliği asla yaşayamazdınız. </div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
3.03:</div>
<div style="text-align: justify;">
Bu içsel yolculuğu çıktığımdan beri geçen yaklaşık 30 yıldır hayatıma baktığım zaman sadece bir tek şey oluyor. Neye ters düştüysem, “bu mu, şu mu” derken bütün bu verdiğim bilgilere kalbim yönlendirmiştir. Zihin “Canım, oraya da yarın gidersin!” derken, bu kalp “Biliyorum, biliyorum!” diyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kafam “Olacak terslikleri düşün” derken kalp, “Biliyorum! Biliyorum!” diyor... Manipülasyonun karanlığın derinliklerinde nasıl çalıştığına bakarsanız görürsünüz. Kalbi susturmaya çalışıyorlar. İnsanlar bazen sorarlar; “Kalbimin sesini dinlesem mi?” Oysa beden dili suratımıza bakıyor! Hala “Kalbimi mi dinlesem mantığımı mı?” diyorlar. Kalbiniz size ne diyor, duygular ne anlatıyor?</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
3:57:</div>
<div style="text-align: justify;">
Mantığımı mı/aklımı mı dinlemeliyim? Bir daha düşüneyim. Yoksa kalbimi mi dinlesem? O zaman biliyorum! İşte kalp bu şekilde susturulmuş. Avatar filminde Mavi halk, Navi’ler tamamen kalp insanları olarak tasvir edilmişler. Herşeyin “BİR” olduğunu biliyorlar. Ağaçlarla ve hayvanlarla bağlantıdalar, çünkü hepsi; hayvanların, ağaçların ve doğal hayatın da içinde olduğu bir bilinç alanında yaşıyorlar. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
4:41:</div>
<div style="text-align: justify;">
Ve bu durumda, bir benzetme yapılacak olursa, bu fısıltı gazetesi gibi bir şey. İletişim orada mümkün. Navi’lerin yaptığı kalpten iletişim. İnsanoğluna ne oluyor derseniz; kalp iletişiminden kafa ve korku iletişimine çekiliyoruz. İnsanların verdiği tepkiye bakarsanız, dünyayı inceler etkileşim içinde olursanız, kafadan da gelse karından da, duygu, hepsi gittikçe artan duygu. İşte dünyada böyle yaşıyoruz, çünkü hepsi duygulardan geliyor. Artık kafadan kalbe geçiyoruz. </div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
5:26:</div>
<div style="text-align: justify;">
Kaç kişi dünyayla kalbi, önsezisi yoluyla etkileşime geçiyor, acı çeken başkalarıyla empati kuruyor? Şefkat kalpten geliyor, gerçek sevgiyi oradan alıyoruz. Bu, (kişiler arasında ) çekim oluşturan, “Ay, çok tatlısın, ne kadar hoşsun” sevgisi değildir!</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
5:48:</div>
<div style="text-align: justify;">
Bunun yerine, “Oh, ne kadar hoşsun” şeklinde değil arkadaşlık olarak dışavurabilir. Arkadaşlık. Kalp. Arkadaşlık budur. Ama hep sevgiyi, kadın-erken ilişkisi ile değerlendiriyoruz. Birbirine çekilme, cinsellik, aşk dedikleri. Hayır, o sadece çekim. O da olabilir, arkadaşlık da, ama kaç tane ilişkide çekim değil de arkadaşlık olur? Hiç de uzun süreli olmaz.</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
6:34:</div>
<div style="text-align: justify;">
Diyelim ki sen veya başka biri bu seviyede beni cezbetti, bir dostluk başlar, ama bu tür ilişkilerin çoğunda kontrol olur. İlişkiyi kim kontrol edecek? “Sen, benim istediğim yapmıyorsun!, Sen bana şunu, bunu yaptın, seni siliyorum!” söylemleri başlar, çaat kapı kapanır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
7:03:</div>
<div style="text-align: justify;">
Arkadaşlık nedir? Nefis bir söz vardır; “Arkadaş, herkes dışarı çıkarken odaya giren kişidir.” Çünkü kalpten bir arkadaşlık gerçek arkadaşlıktır. Gerçek arkadaş; “Yaptıklarını onaylamıyorum, ama burada senin için varım” der. “Bunu bana nasıl yaparsın?” Çaat kapı... Bu, bağlantı seviyesinden tamamen farklı bir seviyede yer alır.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
7:37: (Joe)</div>
<div style="text-align: justify;">
Dünya turundasın, bir sürü insanla karşılaşıyorsun, bazıları soğuk, ama onları kalp seviyesinde hissetmiyorsun. Çok akıllı ve başarılı olabilirler, ama onları hissetmiyorsun. </div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
7:54: (David)</div>
<div style="text-align: justify;">
Aynen öyle.</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
7:56: (Joe) </div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
Ben de, gerçekten kim kalpten, kim iyi anlayabiliyorum, ama bu bir ölçü değil. Bu kalp duygusu kimlerde vardır, senin algılaman nedir, gerçekten olabiliyorlar mı?</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
8:19: (David) </div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
Yapmak istedikleri bunu yok edip, tamamen yapay zekaya bağlamak. Amaç kalp gücünü kapatmak, çünkü kalp çok güçlü, enerjisi çok kuvvetli. Bağlı olduğu frekans seviyesi çok çok güçlü. Onu kapatmak için 7/24 çalışmaları lazım. Nasıl bir şey olduğunu biliyorsun. Bunu nasıl kıracağımıza bir örnek verebilirim. </div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
8:51:</div>
<div style="text-align: justify;">
Londra’daki o feci Grenville yangınını hatırlıyor musun? Kocaman kule şeklindeki bina yanınca içinde yaşayan çok kişi hayatını kaybetti. Büyükler, çocuklar, aileler. Çok feciydi. Orada Müslümanlar, farklı kültürlerden, farklı ırkta insanlar vardı. Şimdi buna tanıdığın bir sürü insan açısından bakarsan, ırkçı gerilim ve önyargı v.s. ile, eminim “o binada kimler vardı” diye düşünenler olmuştur. Hala ırkçı önyargıları olanlar. Bina korkunç bir şekilde yanarken herkes değil tabii ki, ama öyle insanlar var ve öyle bağnazlar ki, asla bu hayatlarında iyileşemeyecekler. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ama bir de öyleleri var ki; “Hangi renkte veya dinde olmalarının ne önemi var ki?” diye düşünürler. Şimdi bunda müthiş bir şefkat akışı var, ama tabii ki sonra ne oluyor? İlk tepki, şefkat tepkisi, empatik tepki oluyor, sonra insanlar günlük hayatlarına devam ediyorlar. Haberlerde veriliyor. Grenville House kulesini alalım, orada neler oldu ve insanlar geri döndüler. Konuya kalbimizle baktığımızda dünya çok daha farklı bir yer olur, çünkü kalp için senin ırkın, dinin neymiş hiç fark etmez! Hepsi illüzyon, bir deneyim ve illüzyonsu başlıklar kurulumu. Bu/akıl o dünyayı yaşar, bu/kalp ise hepsinin bir saçmalık olduğunu bilir...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
11:26: (Joe)</div>
<div style="text-align: justify;">
Bu güçler, sürekli olarak terör saldırıları ile bizi korku içinde tutmaya çalışıyorlar. İnsanlar ise onların istediği şekilde tepki vermiyormuş. (Aşırı nefret ile) Daha kötülerine ihtiyacımız varmış. Pekala, böyle söyleniyormuş. Aslında şimdiye kadar bu terör saldırılarıyla iç savaş çıkmalıymış v.s. Ama insanlar “Arkon”ların düşündüğü şekilde tepki vermiyorlarmış.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
11:57: (David)</div>
<div style="text-align: justify;">
Bu, alternatif medyanın büyük güçlerinden birisidir, çünkü alternatif medya böyle geniş kapsamlı olarak iletişime henüz başlamamışken, kağıtlardan okunuyordu. Dolayısıyla, insanların bir dünya olayında, bir terör saldırısında veya ana akım medyadan bir savaş olsun, hepsinin kendi versiyonları oluyordu. Tabii ki, insanlar resmi haberleri çoğunlukla hiç sorgulamadan alıyorlar. Birkaç şey hariç, onlar da çok az.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
12:31:</div>
<div style="text-align: justify;">
Algılamaları o bilgi ile şekillenmiş, bazı insanların doğal bir kuşkuculukları var. Belki, “Şuna pek inandığımı sanmıyorum” diyebilirler. Ama çoğu kişi inanır, çünkü bir terör saldırısı olduğu zaman başka bir bilgi yoktur. Haberlerde gördüğünüz ya da gazetede okuduğunuzun dışında açıklama yoktur. Alternatif medyanın yaptığı bu oldu, dolayısıyla onu silmek istediler. Aslında buna farklı bir şekilde de bakılabilir. Burada kasıtlı olarak bir problem yaratıyorlar, sonra da dünyayı değiştirmek için yaratılan problemden önce asla izin verilmesi mümkün olmayacak çözümler sunmaya başlıyorlar. Buna ben Problem-Reaksiyon-Çözüm diyorum.</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
13:15:</div>
<div style="text-align: justify;">
İşin iyi tarafı gibi görünüyor, bunu anlarım. Çözüm getirdiklerini söyledikleri şey, o saldırı her neyse bunu, onun bir sonucu olarak yaptıklarını söylüyorlar. İkinci aşama olduğunda insanlar, “Evet, bunlar haberlerde var” demiyorlar, “bir dakika, biz de bundan söz ediyoruz,” diyorlar. İnsanlar artık gittikçe daha fazla sorguluyorlar. Hani Rus İstasyonu RT var ya, onların sloganı şu; “Daha fazla sorgulayın”. Ama ben diyorum ki; “Herşeyi sorgulayın!”...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<br />
<br />Emre GÜNEYhttp://www.blogger.com/profile/13047109848125444476noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5641839326598037682.post-7604339783959918072018-06-25T23:44:00.000+03:002018-06-25T23:44:23.247+03:00Hiç yorulmuyor musun?<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: center;">
<span style="font-family: "arial" , serif;"><span style="font-size: medium;"><b>Gerçek’in
Titreşimleri – 84</b></span></span><br />
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div style="text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" class="YOUTUBE-iframe-video" data-thumbnail-src="https://i.ytimg.com/vi/SEd9j8G5z9k/0.jpg" frameborder="0" height="300" src="https://www.youtube.com/embed/SEd9j8G5z9k?feature=player_embedded" width="500"></iframe><span style="font-family: "arial" , serif;"> </span></div>
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: "arial" , serif;"> </span><span style="font-family: "times new roman" , serif;"><span style="font-size: x-small;"><span style="text-decoration: none;"><a href="https://www.youtube.com/watch?v=SEd9j8G5z9k">https://www.youtube.com/watch?v=SEd9j8G5z9k</a></span></span></span><span style="font-family: "arial" , serif;"><b>London
Real </b></span><span style="font-family: "arial" , serif;"><b><span style="font-family: "arial" , serif;">2018
Ocak</span></b></span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<a href="https://www.blogger.com/null" name="_GoBack"></a><span style="font-family: "arial" , serif;">(Brian):
</span>
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "arial" , serif;">Son 3 yıldır
şu 10 saat süren sunumlarını yapmak üzere dünyayı
dolaşıyorsun. David, bu enerjiyi nereden buluyorsun? Bunu nasıl
yapıyorsun?</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "arial" , serif;">0:12:</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "arial" , serif;">Bize
dayatılmış olan kimliğimize karşın, gerçekte kim olduğumuz
algılamasından çıkarak hareket edersen bilirsin, enerji nedir?
Enerjisizlik nedir? Bu bir algılamadır!</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "arial" , serif;">0:32:</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "arial" , serif;">Bilirsin,
hani birisini hipnotik bir transa sokup, yorgun olmadığını
söylersin, sonra uykuya dalarlar, bu bir algılamadır. Şuradan
yola çıktım; ben sonsuz farkındalığın özgün bir odaklanma
noktasıyım. Yani sonsuz farkındalığın enerji bulmakta bir
problemi olabilir mi? Hayır, enerji sonsuzdur. Sonsuz berekettir.
İçine çekilebilirsin, çünkü biz sonsuzuz.</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "arial" , serif;">1:10:</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "arial" , serif;">Şimdi bunu
benimsersen, yani doğarsın, büyürsün, okula gidersin, temel
olarak hayatını o program yönetmeye başlar. Bedenin bir
“program”ı, bir deviri vardır, devir, diyorum ki; bu oraya
kasıtlı olarak koyulmuştur. Ama bu deviri/programı kırabiliriz.</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "arial" , serif;">1:30:</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "arial" , serif;">Dünya'da var
olan her şeye bir bak. Doğar, büyür ve ölür. Bu bir yazılım
programı ve tekrarlanan bir devir. Daha ziyade sahte bir
“rastgelelik”, ama bunu kırabilirsin, çünkü bu bir illüzyon,
sadece bir algılama programı. İçsel kimliğinize dönerseniz,
bunu aşabilirsiniz.</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "arial" , serif;">1:48:</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "arial" , serif;">Dolayısıyla,
hiç yorulmuyorum demiyorum, tabii ki zaman zaman yoruluyorum, ama ne
zaman enerjiye ihtiyacım olsa, oradadır. Bugün buraya geldiğimde,
son günlerde bir sürü şey yapıyordum, sonra buraya geldim.
Yorgun muyum? Sen başlar başlamaz bum, yorgunluk nereye gitti?
Artık burada değil. Çünkü o bir illüzyon.</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "arial" , serif;">2:12:</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "arial" , serif;">Bir illüzyon.
Bizim realiteyi algılamamızın bir dışavurumu. Biliyor musun,
bazen bayağı duygusallaşıyorum. Dünyaya bakıyorum, çekilen
acıları görüyorum, hasta insanlara bakıyorum, hiç hasta
olmaları gerekmiyor, insanlar duygusallık içindeler, hiç
gerekmiyor, ırk, cins, kültür veya ülke için savaşıyorlar.Oysa hepimiz
biriz. Gerçekten çok çok üzücü...</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<br /></div>
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "arial" , serif;">2:46:</span></div>
<div style="margin-bottom: 0cm;">
<span style="font-family: "arial" , serif;">Ama işte
beni ilerleten de bu, çünkü neticede bunu değiştirecek olan
bilgi. Çünkü bilginin bu şekilde baskılanmış olması buna
neden olmuş...</span><br />
<br />
<br />
<span style="font-family: "arial" , serif;"> </span>
</div>
Emre GÜNEYhttp://www.blogger.com/profile/13047109848125444476noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5641839326598037682.post-87079032900268828662018-06-05T09:48:00.000+03:002018-06-05T09:48:11.268+03:00Korku hapishanedir<h2 style="text-align: justify;">
David Icke, insanları kontrolü altında tutan “korku”yu anlatıyor...
</h2>
<div style="text-align: center;">
<iframe allow="autoplay; encrypted-media" allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="https://www.youtube.com/embed/rfJ_2oGfdJ4" width="560"></iframe><br /><a href="https://www.youtube.com/watch?v=rfJ_2oGfdJ4">https://www.youtube.com/watch?v=rfJ_2oGfdJ4</a><br />
</div>
<div style="margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<br />
<br />
<br />
0:01: (Brian)<br />
David, seni ne korkutur? <br />
<br />
0:02:<br />
Hiçbir şey. Hiçbir şey, çünkü korku – eğer anlamını açacak olursak – hapishanedir. Bizi kısıtlayan korku içinde olmaktır, çünkü sonuçlarından korkarız. Malum, sonuçlarından korkarsak, doğru bile olsa, o sonuçları getirecek olan şeyleri yapmayız. <br />
<br />
0:35:<br />Mesela, başkalarının senin için ne düşüneceği korkusu ile düşündüğünü söyleyemezsin. Dolayısıyla korku bir tuzaktır. <br />
<br />
0:50:<br />
Bilirsin işte, korku antik zamanlardan gelir, korkunun dünyaya geldiği zamanlar o zamanlardır, oysa önceden yoktu. <br />
<br />
0:58:<br />
Sanırım, insan algılamasının gaspedilmesiyle dünyaya korku doldu. Dolayısıyla korkuya kapıldığın zaman tuzağa düşüyorsun. Peki korkacak ne var? <br />
<br />
1:08:<br />
Hepimiz “Sonsuz Bilinç”iz. Ölüm diye birşey yok, sadece bir odaklanma noktasından diğerine geçiş var. Bunda korkacak ne var? Hiçbirşey... <br />
<br />
1:19:<br />
Ve eğer korkmazsak oyun biter. Bizi kontrolü altında tutan “korku”! <br />
<br />
<br />
<br /></div>
Emre GÜNEYhttp://www.blogger.com/profile/13047109848125444476noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5641839326598037682.post-45694861369289745392018-05-09T17:24:00.002+03:002018-05-09T17:24:44.284+03:00Normal nedir? Normal misin deli mi?<br />
<div style="text-align: center;">
<b>Gerçek’in Titreşimleri – 82</b></div>
<h2 style="text-align: center;">
Beyin Yıkama ve Zihin Kontrolü</h2>
<div style="text-align: center;">
<iframe allow="autoplay; encrypted-media" allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="https://www.youtube.com/embed/mQ3Gnb3mAlc?rel=0" width="560"></iframe>
</div>
<div style="text-align: center;">
<a href="https://www.youtube.com/watch?v=mQ3Gnb3mAlc">https://www.youtube.com/watch?v=mQ3Gnb3mAlc</a> (London Real) </div>
<br />
<br />
<br />
<br />
<div style="text-align: justify;">
0:02:</div>
<div style="text-align: justify;">
Eğer çılgın bir yerde doğmuşsan, o çılgın yerde büyümüşsen ve o çılgın yerde bir yetişkin olmuşsan, o zaman bildiğin tek yer o çılgın yer olacaktır. O zaman senin ölçülerine göre “çılgın olan” normaldir. Dışarıdan birisi gelip de bunu görürse, “Burası amma da çılgın bir yer!” der. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
0:28:</div>
<div style="text-align: justify;">
Çılgın olarak nitelendirir, çünkü kendisi normal değildir. Ama o insanlar ona alışmıştır. Mesele burada Brian, normal nedir? Normal, bizim normal olarak deneyimlediğimiz şeydir. Mesela Avustralya’nın kuş uçmaz kervan geçmez misali bölgelerinden birindeysen, senin için normal olan; evinin önünde gelip geçen kimsenin olmaması, hiçbir taşıt görmemendir, ama Londra’nın göbeğinde doğmuşsan, orada yaşıyorsan, o zaman senin için normal olmayan; orada hiç insan ve taşıt görmemektir. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
1.01:</div>
<div style="text-align: justify;">
Dolayısıyla, Avustralya’ daki o ıssızlıkta bir taşıt geçse, “Hey, bir araba! Bu hiç normal değil!” dersin. Aynı şekilde birisi Londra sokaklarında hiç araba veya insan görmezse, “Allah Allah, neler oluyor, bu hiç de normal değil!” der. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
1:13: </div>
<div style="text-align: justify;">
Normal olan, bizim normal olarak deneyimlediğimiz şeydir. Ve eğer çılgın bir yerde yaşıyorsak, o zaman bizim normal olarak deneyimlediğimiz şey bu olur. Dünyaya gelmişiz değil mi? Dünyaya geldiğin zaman, neler olduğunu görürsün ve nasıl görmüşsen dünyayı aynen öyle bilirsin. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
1:38:</div>
<div style="text-align: justify;">
Çılgın bir yerde doğmuşsan, aynen şimdi olduğu gibi, çılgın olduğunu görmezsin. Mesela benim gibi biriysen, bu çılgın yer hakkındaki her şeyi sorgularsan, o zaman tabii ki o toplum seni “deli” olarak görür. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
2:00:</div>
<div style="text-align: justify;">
Bunu bir iltifat olarak kabul ediyorum. Kitabımda anlattığım şeylerden birisi de bu, bir “aptal” tarafından “deli” olarak kabul edilmek bir iltifattır. Yıllardır bir sürü aptal tarafından deli olarak nitelendirildim, tabii ki çoğu da gazeteciydi. Ama bu birlikte yaşamayı öğrendiğiniz bir şey oluyor, normal sayılanla mücadele ediyorsun ve dünyanın normal kabul ettiği şey karşısında deli kalıyorsun. Başka türlü olamaz ki... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
2:30: </div>
<div style="text-align: justify;">
Mesele şu ki, 30 yıl önce bunu keşfettim, eğer söylediklerinizin bir geçerliliği varsa ve sürekli olarak bunu söylerseniz, bütün o alaylara ve istismara rağmen bunu söylemeyi sürdürürseniz ve tabii ki anahtar kelime “geçerliliğinin olması”, yani eğer doğruysa, sonunda kabul edilir. Benim geçirmiş olduğum süreç buydu. Gerçi henüz geçmedi, yani bitmedi, ama herşey öyle bir doğrultuda gidiyor ki, artık dünyadaki olaylar insanların zihinlerinde yoğunlaşıyor ve gerçeğin aslında düşündükleri gibi olmadığın görüyorlar. Bu durum pek de hoşlarına gitmiyor, ama benim eskiden yazmış olduklarımla ilgilenen insan sayısı artıyor. Ve uzun zaman önce planlanmış olan şeylerin derinliklerine giriyoruz... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
3:31: </div>
<div style="text-align: justify;">
London Real Academy. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<br />Emre GÜNEYhttp://www.blogger.com/profile/13047109848125444476noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5641839326598037682.post-14970979107378783432018-04-16T15:41:00.003+03:002018-04-16T15:41:54.863+03:00Chemtrail - Nano Parçacıklar ve Cinsiyet Planı<br />
<h3 style="text-align: center;">
Gerçek’in Titreşimleri - 81 </h3>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" class="YOUTUBE-iframe-video" data-thumbnail-src="https://i.ytimg.com/vi/KKPxAYg4Zc8/0.jpg" frameborder="0" height="280" src="https://www.youtube.com/embed/KKPxAYg4Zc8?feature=player_embedded" width="500"></iframe></div>
<div style="text-align: center;">
<a href="https://www.youtube.com/watch?v=KKPxAYg4Zc8">youtube.com/watch?v=KKPxAYg4Zc8</a> ─ Şubat, 2018 </div>
<br />
<h2>
Kimyasal Püskürtme İzleri, Nano Parçacıklar<br />ve Cinsiyet Planı </h2>
<br />
<div style="text-align: justify;">
0:09:</div>
<div style="text-align: justify;">
Yani, diyeceğim şu ki, bu uzun bir hikaye. Kısaca evet, yukarıda belirtilenlerin hepsi doğru. Yeni kitabımda bu konudan ayrıntılı bir şekilde bahsettim. İlk ortaya çıktığı zamanlarda Morgellons hastalığı kapmış birçok kişiyle konuştum. Gökyüzünde kimyasal püskürtme izleri görünmeye başlayınca, insanlar bunları farketmeye başladı. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
0:24:</div>
<div style="text-align: justify;">
Olan şu; insanlar teknoloji çeşitleri keşfediyorlar. Kamuoyunda kesinlikle bilinmiyor, bunlar bazı alt maddeler. Hastalar bunları tüp biçimi iplikler gibi derilerinin altından çekebiliyorlar, ama hastalık yeniden oluşuyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
1:01:</div>
<div style="text-align: justify;">
Kitabımda dünyanın tanımını yapıyorum, bu tanım da Ray Kurzweil gibi kişilerden kaynaklanıyor. O temel olarak “Yapay Zeka”yı tanımlıyor... Bahsettikleri akıllı teknoloji şeklinde, zaten koydukları isim de bu. Bu püskürtülen kimyasala da “akıllı toz” diyorlar, ne de olsa günümüzde herşey “akıllı” ya! </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
1:33:</div>
<div style="text-align: justify;">
Çünkü “akıllı” denen herşey birbiriyle bağlantılı. Bu, bütün farklı ifadeleriyle “Akıllı” aletlerin yaratılıması. Bu aletleri yaratmak için hepsi birbiriyle iletişim içerisinde. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br />
<a name='more'></a><br /></div>
<div style="text-align: justify;">
1:48:</div>
<div style="text-align: justify;">
Bu “akıllı toz” aynı zamanda nanoteknoloji. O kadar küçük ki, insan gözü onu hiç göremiyor. Delillere bakarsanız, kimyasal püskürtme ile tepemize yağıyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
2:09:</div>
<div style="text-align: justify;">
Sadece insan bedenini etkilemekle kalmıyor, çevreyi de etkiliyor. Şimdi Ray Kurzweil’in söylediği bir şeyi söyleyeceğim. “Nanobot/nano robotlar çevremizdeki bütün madeleri, bilgi ile dolduracak. Kayaları, ağaçları v.s. Herşey bu “akıllı” yaratıklar olacak. Demek istediği şu: yapacakları yapay zeka teknolojisini bütün çevreye doldurmak... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
2:39:</div>
<div style="text-align: justify;">
Peki başka türlü bu nasıl yapılır? Tabii ki gökyüzünden! Kimyasal püskürtme izleri sadece bununla ilgili değil, ama birçok başka açıdan da bunlar büyük önem taşıyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
2:58:</div>
<div style="text-align: justify;">
Şöyle bir şey duydum. Doğru olduğunu iddia etmiyorum, ama Morgellons hastalarının bedenleri bunu sindiremiyor, reddediyormuş. Beden reddedince, fiziksel belirtiler oluyor ve deriden dışarı çıkıyor, çünkü insanların bağışıklık sistemi bunu bedenden atmaya çalışıyor. Hastaların derilerinde büyük yaralar oluşuyor. Bedenin sindirmesinin beklendiği söyleniyor, çünkü anlatabiliyor muyum, bu; oyunun son perdesi...Amaç sadece insan zekasını yapay zekaya bağlamak değil, aynı zamanda tamamen farklı bir insan yaratmak. Yani sentetik bir insan! </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
3:50:</div>
<div style="text-align: justify;">
Bu nedenle şimdi kamuoyunda açıkça, sentetik bir genom geliştirmekten söz ediyorlar. Şimdi kamuoyunda görmekte olduğunuz teknolojik gelişme, gölgelerde elde edilen gelişmelerden ışık yılları kadar geride! Bu da çok önemli bir nokta... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
4:11:</div>
<div style="text-align: justify;">
Malum, bu adamlar yuvarlak masada otururken, parmakları ile masaya vurarak sıkıntı gidermiyorlar. İnsanları kontrol altına alma planları için gerekli olan teknik gelişmenin sonraki aşaması için adamın birinin Kaliforniya’daki bir garajda keşif yapmasını beklemiyorlar. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
4:31:</div>
<div style="text-align: justify;">
Bu teknoloji çok uzun zamandır zaten mevcut, çünkü “insan olmayan/dünya dışı” kaynaklardan temin ediliyor. Ve bu teknoloji transferi büyük çapta, Amerika ve Dünya'nın çeşitli yerlerinde, derinlerdeki yeraltı üslerinde geliştiriliyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
4:52:</div>
<div style="text-align: justify;">
Bu insan olmayan kaynaktan, insanlara verilme işlemi belirli bir dizinde yer alıyor. Bu nedenle şimdi çok hızlı gelişmeler oluyor. O kadar hızlı ki, teknolojik gelişmeler yoluyla Yapay Zeka herşeyi ele geçiriyor. Oysa bunlar gelişme değil, uzun zamandır mevcut! Sadece kamuoyunda o his yaratılıyor. Hem de sanki bir dahi bunu kendi garajında yaratmış gibi paravan hikayelerle satıyorlar. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
5:29:</div>
<div style="text-align: justify;">
Hayır, hayır. Tabii ki bu da oluyor, ama aslında insan olmayan gruba bağlı projelerden kaynaklanıyor. Bu projeler, Ulusal Güvenlik Ajansı ve CIA gibi organizasyonlarla çalışan Pentagon’un teknolojik gelişme bölümü DARPA tarafından yürütülüyor. Silikon Vadisini de bunlar yönetiyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<div style="text-align: justify;">
5:56:</div>
<div style="text-align: justify;">
Bütün bunların kaynağı Silikon Vadisi değil. Kamuoyunun kullanımına ve halka DARPA yoluyla geliyor. Neden DARPA ölüm ışınları ve özel genleri yok edici yollar arıyor? </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
6:26:</div>
<div style="text-align: justify;">
Belirli genetik ırklar yaptılar. Neden “tohum aşaması yatırımcılı”ğına ilgi gösteriyorlar? Neden Echo, Alexa, Siri gibi ofis asistanları teknolojisini geliştiriyorlar? Bunu neden yapmak istesinler? Çünkü insanlar, evlerinde teknolojik asistanları olmasını istiyorlar. Şu DARPA’dakiler de, ne iyi insanlar değil mi? </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
6:56:</div>
<div style="text-align: justify;">
Hayır, çünkü bu büyük tablonun bir parçası, bu nedenle arkasında DARPA var. Bu nedenle CIA , Google daha Google olmadan bu kadar yatırım yaptı. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
7:07:</div>
<div style="text-align: justify;">
Facebook Zuckerberg tarafından yönetilmiyor ki! O kısa pantalonlu bir çocuk! Sadece paravan kişi... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
7:22:</div>
<div style="text-align: justify;">
Şu anda gördüğümüz şey şu; bu teknoloji belirli bir dizinde ortaya çıkıyor, çünkü onun gelişmesini falan beklemiyorlar. Zaten bu teknoloji çok uzun zamandır geliştirilmiş! Ve dediğim gibi çok hızla yol alıyor. Ana fikir, sentetik insan yaratmak. Şimdi önemli olan nokta şu: Bu sentetik insanın cinsiyeti olmayacak! Yani üreme kabiliyeti olmayacak şekilde planlanmış... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
7:55:</div>
<div style="text-align: justify;">
Bu tam Aldous Huxley’nin, 1932 de basılmış olan, “Cesur Yeni Dünya” kitabında tarif etmiş olduğu bir şey. Dünya devletinin üretme çiftliklerinde insanların, sentetik yollarla belirli genetik türleri yaratılacak. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
8:19:</div>
<div style="text-align: justify;">
Her yerde cinsiyet değiştirme patlaması olmasının asıl nedeni bu... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
8:23:</div>
<div style="text-align: justify;">
Evet, bu nedenle şimdi çok teşvik ediyorlar. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
8:25:</div>
<div style="text-align: justify;">
Şimdi çok teşvik ediyorlar. Hatta teşvik etmiyorlar, her yerde adeta patlama yaşanıyor! Neden? Çünkü yine en büyük hedef kim? Çocuklar ve gençler, çünkü onların cinsiyet algılamalarını birbirine kaynatıyorlar. Önce erkek ve dişi algılamasını yok edersin, sonra cinsiyetleri birbirine kaynaştırmaya başlarsın, yaptıkları bu... Bu nedenle şimdi harf listeleri gittikçe uzuyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
8:56:</div>
<div style="text-align: justify;">
Totaliter parmak ucu yürüyüşüyle usul usul algılama manipülasyonu yapılıyor. Algılamalar, cinsiyet kavramının olmadığı noktaya doğru odaklanıyor. Hep duyuyoruz, çocuklara gençlere; “Cinsiyet yok, kendini cinsiyetinle tanımlama!” diyor, onları cinsiyetsiz insan fikrini benimsemeye hazırlıyorlar. Cinsiyeti olmayan yetişkinler olacaklar. Hepsi bir “akıl oyunu” ve gözümüzün önünde gerçekleşiyor... </div>
<br />
<br />Emre GÜNEYhttp://www.blogger.com/profile/13047109848125444476noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5641839326598037682.post-46905699201565872002018-03-12T07:00:00.000+03:002018-03-12T07:00:33.736+03:00Chemtrail ve Enerjinin Silaha Dönüştürülmesi<h3 style="text-align: center;">
“Gerçek”in Titreşimleri – 80<span class="Apple-tab-span" style="white-space: pre;"> </span></h3>
<h2 style="text-align: center;">
Kimyasal Püskürtme İzleri (Chemtrail) ve<br />Enerjinin Silaha Dönüştürülmesi</h2>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" class="YOUTUBE-iframe-video" data-thumbnail-src="https://i.ytimg.com/vi/ayEKpRKQfWs/0.jpg" frameborder="0" height="280" src="https://www.youtube.com/embed/ayEKpRKQfWs?feature=player_embedded" width="500"></iframe></div>
<div style="text-align: center;">
<a href="http://youtube.com/watch?v=ayEKpRKQfWs">youtube.com/watch?v=ayEKpRKQfWs</a> Temmuz 2017</div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>0:13:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Çok ilginçtir, tuş programları(keystroke) başlığı altında, bir çeşit yazılım programı ve teknoloji ile bilgisayarınıza yazdığınız her tuş izlenebiliyor. Bu yeni kitabı yazmaya başladığım zaman, özellikle hamle yaptıran şu belirli konudaki bilgi yüzünden geceler boyunca elektromanyetik bombardımana uğradım. Hala elektromanyetik alanı sadece hissetmiyorum, görüyorum da! Çok tuhaf şeyler gördüm...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>0:55:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Ve ilk başladığı zaman, “Bu da nesi?” diye düşündüm. Sağlığım gittikçe bozulunca sadece “Kahretsin, cehennemin dibine!” demekten başka birşey yapmadım. Hala devam ediyor, ama artık beni etkilemiyor, neden? Çünkü algılamamı değiştirdim.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>1:13:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Gecenin yarısında uyanıyorum, çevremde bir şeyler olduğunu hissediyorum, gülüp arkamı dönüyor ve uykuma devam ediyorum. Yani her neyse, bu hala sürdüğü halde sağlığım daha iyiye gidiyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>1:27:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Korkunun bizi esir almasına izin vermemeliyiz, çünkü kontrol sisteminin en güçlü silahı bu...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>1:35:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Şu havadan püskürtme izleri meselesi... Son 20 yıldır dünyada 50 ülkeyi gezdim. Hatta Güney Afrika’daki dostum Zulu Kabilesinin şamanı Credo Mutwa’yı da ziyarete gittim. Kalahari Çölü'nün yanında. Gökyüzüne bakıyorsun, kahrolası püskürtme izleri orada da var. Tabii bunun belirli bir sebebi var.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>1:56:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
20 yılı aşkın bir süredir araştırmalar yapıyorum, bu zaman içerisinde öğrendiğim şeylerden birisi de şu; bir şeyin sadece tek bir sebebi yok. Bu komplonun çoklu sebepleri var; biri insanların bağışıklık sistemini dengesizleştirmek, diğeri her gün çevremizde olan enerji alanını manipüle ederek dünyada bir alt realite yaratmak.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>2:16:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Kesinlikle eminim ki, sürekli olarak deneyimlediğimiz bu kimyasal püskürtme ve yaşadığımız dünyanın enerji alanının düşük seviyelerinin manipülasyonu kısmen, tabii ki teknoloji uygulamalarının çoklu seviyelerine sahip olan HAARP’ın bir yayılımı... Bir de tam anlamıyla, bizim kendi deşifre ettiğimizi sandığımız kitlesel düşünce alanları yaratıyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>2:44:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Amerika’da bir arkadaşım var. Birkaç hafta önce olmuş bir olayı anlattı. Kendisi, kocası, oğlu ve oğlunun kız arkadaşı, aynı gece Obama’yı rüyalarında görmüşler. Rüyada Obama’nın harika, fevkalade bir adam olduğu söyleniyormuş. Azıcık bir araştırma yapan bunun ne kadar saçma olduğunu görür. Ama arkadaşım hemen bunun, yapılmakta olan bir çeşit yayın olduğunu, insanların da bu yayını algıladığını anlamış. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<b>3:19:</b></div>
<div style="text-align: justify;">
Yapmak istedikleri; insanların realitelerine rüyalar, algılamalar yaymak için epifiz bezine erişim sağlamak. Bu konuda çok dikkatli olmamız gerekiyor, çünkü her rüya önsezisel değil, yaydıkları bir yayın olabilir, onu deşifre edip rüya sanabiliriz, oysa aslında bilinçaltımız o frekansı yakalayıp algılamış olabilir!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
Emre GÜNEYhttp://www.blogger.com/profile/13047109848125444476noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-5641839326598037682.post-55356895602202703622018-02-20T12:41:00.000+03:002018-03-09T17:48:26.576+03:00Dünya bir bilgisayar oyunu olabilir mi?<div style="text-align: center;">
<h3 style="text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;">Gerçek’in Titreşimleri – 79</span></h3>
<h2>
David Icke Türkçe Video<br />Dünya, gerçeklik ve simulasyon üzerine</h2>
<a href="https://www.youtube.com/watch?v=3w1jeX-mwdM" target="_blank">Hem Türkçe altyazılı video olarak</a>, hem de aşağıda düz yazı olarak sunulmuştur.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" class="YOUTUBE-iframe-video" data-thumbnail-src="https://i.ytimg.com/vi/3w1jeX-mwdM/0.jpg" frameborder="0" height="280" src="https://www.youtube.com/embed/3w1jeX-mwdM?feature=player_embedded" width="500"></iframe></div>
<br />
<br /></div>
<span style="font-family: inherit;">Merhaba. Davidicke.com üyeleri için sunulan video cast'ımıza hoşgeldiniz. Bu hafta yine pek çok mesaj aldık.</span>
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span>
<span style="font-family: inherit;">Kevin Black'in sorusuyla devam edeceğiz. Kevin soruyor ki "Dünya Düz mü?" Düz Dünya sorusunu neden sorduğunu bilemiyorum ama... cevabım şu olurdu: Nereden bilebiliriz ki? Gerçekten dünya var mı bilebilir miyiz? Evet dünyada yaşıyoruz, öyle değil mi? Çevremizdeki bunca şey, uzaydan görülenler. Evet... Ama ne görüyoruz? Yani gördüğümüz şey... araştırılmakta olan bir saha. İnsanoğlunun burada bulunduğu durumu araştırıyoruz. Ki bu da çoğu insan tarafından gözardı ediliyor. Siz araştırmayı incelersiniz, ben ise kendim bakarım. Ne olduğunu görmem lazım. Finansal ya da politik bir manipulasyon var mı bakmam lazım. </span><span style="font-family: inherit;">Savaş la ilgili bir manipulasyon var mı, tezgahlanmış bir terör saldırısı mı var... </span><span style="font-family: inherit;">Bunun yapılması lazım. Ama </span><span style="font-family: inherit;">olayın zemininde aslında </span><span style="font-family: inherit;">realitenin anlaşılması yatıyor. </span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<a name='more'></a><span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Bizler yaşam dediğimiz şeyi deneyimliyoruz, Dünya dediğimiz şeyi deneyimliyoruz. Nedir peki o? </span><span style="font-family: inherit;">İlk bakışta çok basit görünüyor. </span><span style="font-family: inherit;">O bir gezegen, bir evren... </span><span style="font-family: inherit;">...ve katı maddeden bir nesne. Madde yani. </span><span style="font-family: inherit;">Ama ne zaman ki... </span><span style="font-family: inherit;">Ne zaman ki derinlere inseniz, </span><span style="font-family: inherit;">-aslına bakarsanız o kadar derin de değil- </span><span style="font-family: inherit;">Bunların hiçbiri doğru değil. Katı bir dünyada yaşamıyoruz. </span><span style="font-family: inherit;">Kuantum Fiziği bunu bize uzun zamandır anlatıyor. Bizler fiziksel görünen... </span><span style="font-family: inherit;">illüzyonik bir dünyada yaşıyoruz. Ama değil. </span><span style="font-family: inherit;">Ve bizler bir bilgisayar oyununun... </span><span style="font-family: inherit;">çok çok gelişmiş bir </span><span style="font-family: inherit;">sürümünü deneyimliyor gibiyiz. </span><span style="font-family: inherit;">Bir simulasyon. </span><span style="font-family: inherit;">Ve insanların bilgisayar oyunlarını </span><span style="font-family: inherit;">nasıl oynadığına bakarsanız. Yani şu sanal gerçeklikleri falan diyorum... </span><span style="font-family: inherit;">Orada ne oluyor? İnsanlar gözlüklerini takıyor, k</span><span style="font-family: inherit;">ulaklıklarını falan takıyor, hatta... </span><span style="font-family: inherit;">bazen özel eldivenlerini giyiyorlar. </span><span style="font-family: inherit;">Bunun yaptığı şey aslında basitçe </span><span style="font-family: inherit;">bizim gerçekliğimizi kırmak ve </span><span style="font-family: inherit;">onu algılayış biçimimize müdahale etmek. </span><span style="font-family: inherit;">Çünkü orada aslında </span><span style="font-family: inherit;">dalgaboyu mertebesindeki iletişim, beş duyumuzca </span><span style="font-family: inherit;">elektriksel bir bilgiye dönüşüyor ve sonra beyinle iletişime geçiyor.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Beyinde ardından bunu deşifre ediyor ve bunu bizim deneyimlediğimizi düşündüğümüz gerçekliğe dönüştürüyor.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">İşte olan şey bu. Size uzun zamandır kitaplarımda bahsettiğim simulasyon. Bu simulasyon kablosuz internet gibi. Aynı o durum. Eğer kablosuz... internet olan bir yerdeyseniz onu göremeseniz de o her yerdedir. Görünmez bir biçimde varolur. Ve bilgisayar bu... bilgi alanını deşifre ederek ekranda gördüğümüz şeye çevirir. Biliyorsunuz, internetten bahsedince tüm o resimler, grafikler, filmler, yazılar... evet ama sadece ekranda. Başka yerde değil. Sadece deşifre edilip işlenmiş bir bilgi kümesi. Bu yüzden bir biyolojik bilgisayar olarak bizim yaptığımız şey de bilgiyi almak, işlemek, iletmek suretiyle kozmik internet dediğim bu alanla etkileşimde bulunmak. Kozmik bir wifi ağı gibi düşünebilirsiniz. Ve böyle yaparken bir dünyada varmışız </span><span style="font-family: inherit;">gibi görünüyor. Ama aslında sadece onu deşifre ediyoruz. Aynı bilgisayarın vericiden gelen bilgiyi işleyip ekrana getirmesi gibi. O yüzden sanal gerçeklik bilgisayar oyunlarının yaptığı şey, eldiven, gözlük gibi </span><span style="font-family: inherit;">gereçlerle bu sürece müdahale etmek. Bunu görüşünüzü, ve duyduğunuz sesi değiştirmekle yapıyor tabii. </span><span style="font-family: inherit;">Bedenin beş duyusuna hitap edebilecek şeylerle. Yaptıkları şey, bu duyuları başka bilgilerle beslemek. Bunu da normalde deneyimleyeceğiniz ve "gerçek" kabul ettiğimiz Dünya'yı baskılayarak yapıyor. Acaip değil mi gerçekten? Ve birden insanlar kendilerini öyle sofistike bir sanal gerçeklik içinde buldular ki şu anda algıladıkları Dünya acaba gerçek mi? İnsanların özel gereçlerle o gerçeklikle etkileşime girdiklerini görüyorsunuz. Aslında duyularının algılayacağı formda onlara sunulmuş veriden başka şey değiller.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Şimdi soru şu. Ya halihazırda yaptığımız da buysa? Yani sahte bir gerçekliği algılamak. Bu da bizi "Dünya Düz mü?" sorusuna getiriyor. Bir Dünya var mı acaba? Nereden bilebiliriz ki? Bilgisayar nereden bilsin; ekranındaki şey gerçek mi? Nereden bilebiliriz? Biz katı gibi görülen bir gerçeklik algılıyoruz ama değil. Ve biz sadece bilgi alanında mevcut bulunan veriyi işliyoruz. Aynı bilgisayarın yaptığı gibi. Bilgiyi/veriyi değiştirin, ekrandaki görüntü değişsin. Bu yüzden, eğer bilgisayar simulasyonu tarzı bir şeyin içinde yaşıyorsak; ki ben kuvvetle muhtemel böyle görüyorum. Tamam bilim projeleri var; ama bunlar ana-akım. Dünya'nın dört bir yanından açık fikirli çalışmalar var ve bizi şu soruya getiriyor. Bu bir simulasyon mu? Bir bilgisayar oyunu gibi mi? Biliyorsunuz, bazı fizikçiler de buna değindi ve realitemizin fiziğinin bir bilgisayar oyunu fiziğiyle aynı işlediğini söylediler. O zaman kanıtlar bizi hep bu sonuca yaklaştırıyor.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Bir başka soru şu; Simulasyonu yöneten her kimse işlediğimizi veriyi de kontrol ediyor, gerçeklik algımızı, kim ve nerede olduğumuz algısını da kontrol ediyor. Yani... (tuş sesleri) sonra Enter'a basar. Ahaa, Dünya yuvarlak adamım. Baksana uzaydan görüyorum. (tuş sesleri) Enter'a basar. Allah aşkına, herkes Dünya'nın düz olduğunu bilir. Baksana uzaydan görünüyor. Bu kadar basit. Ancak ve ancak gerçeklik ve benlik gibi böyle derin konulara ya da yaşadığımız bu dünyaya veya burada yaşadığımız dair algıya işte burası cevapların olduğu yer çünkü burası tavşan deliğinin bizi götürdüğü yer.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Bu sorular, insanların sahip olduğu bu kesinlikler... mesela insanlar gelip şöyle diyorlar "ooo adamım sen delisin, bunu herkes bilir" Peki ya sen nereden biliyorsun?</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">─ "Eee okulda anlatıldı." </span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">evet, peki sonra?</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">─ "Medya böyle diyor, bilim öyle anlatıyor."</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Pekala... Aldığın bu bilgilerin hep aynı kaynaktan geldiğini hiç düşündün mü ki? Hatta hep aynı oyundan geldiğini. Çeşitli uzmanlıklardan insanlar der ki işte bu böyle olur. Ben de bu oyuna geldim, ben de herkes gibi sahte gerçeklik tuzağına düştüm. Çoğu zaten söylediklerine inanıyor çünkü onlara göre doğru bu. Ama ne zaman ki realiteye derince ve açık fikirlilikle bakarsanız, gerçekliği algılayış ve deneyimleme sürecimizi görmeye başlarsanız, o zaman bu büyük sorular cevap istemeye başlıyor. Burası nedir? Algıladığımız bu Dünya gerçek mi? Yoksa bu tıkır tıkır tuşlara basılıp programlanan bir şey mi? Eğer öyleyse komutları kim gönderiyor?</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Yıllar önce, çok yıllar önce, 1950'lerde, Londra Planetaryumu açıldı. (Ç.N.: Uzay ve gökyüzü müzesi)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">ve... Ben orta İngiltere'de, Leicester'de doğmuştum. Hiç paramız olmamıştı. Haftadan haftaya zor geçiniyorduk. Bir gün bir şey oldu. Babam şu banka tatillerinden birinde çıkıp geldi. Merdivenlerden indi ve Londra'ya gideceğimizi söyledi. Ne?! Bu aşağı yukarı 50'lerin sonunda oluyor. Yani ben de 6-7 yaşlarındayım. Harikaydı. İlk kez buharlı trene de binmiştim. Londra'ya vardık ve... Babam dedi ki "Londra Planetaryuma gidiyoruz!" Ne olduğunu bile bilmiyordum. Üstelik babamın astronomiye kesinlikle hiçbir ilgisi yok, hayatında bundan bahsetmedi, hiç bunu anmadı ama şimdi Londra Planetaryumuna gidiyoruz.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Buradan şuraya geleceğim... İçeri girdim, gündüzün ortasındayız, oraya oturdum, küçük bir çocuğum, ışıklar söndü... Ve birden gece gökyüzü üzerimdeydi ve bana bakıyordu. O gün bir şey beni dürttü ve düşünün; küçücük bir çocuğum. Bunu o zamandan beri aklımda tutarım. Gerçek miydi, yoksa bir film miydi sadece?</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Gece baktığımız gökyüzünden bahsedersek, öylece bakıyoruz... Onca yıldızlar, Binlerce nesne, milyonlarca yıldız, milyarlarca ışık yılı uzaklıklar... bahsettikleri o korkunç mesafeler. Sadece bizim onları görebildiğimiz formda mevcutlar. Bunu da beynin sadece 2 cm küplük kısmı yapıyor. Gördüğü bilgiyi işleyip bizim için algılanabilir olan gerçekliğe çeviriyor. Çünkü zaman diye bir şey yok. Aslında uzay da yok. Hepsi illüzyon. </span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
<div style="text-align: justify;">
Kaynak: <a href="http://youtube.com/watch?v=dWIbdSIrigU">youtube.com/watch?v=dWIbdSIrigU</a><br />
<br />
<br /></div>
Emre GÜNEYhttp://www.blogger.com/profile/13047109848125444476noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5641839326598037682.post-49608403940769677912018-02-02T13:48:00.000+03:002018-03-09T17:47:57.080+03:00Gerçeğin Titreşimleri nedir?<h3 style="text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;">Gerçek’in Titreşimleri – 78</span></h3>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" class="YOUTUBE-iframe-video" data-thumbnail-src="https://i.ytimg.com/vi/o0gDaZml9gw/0.jpg" frameborder="0" height="280" src="https://www.youtube.com/embed/o0gDaZml9gw?feature=player_embedded" width="500"></iframe></div>
<div style="text-align: center;">
<a href="https://www.youtube.com/watch?v=o0gDaZml9gw" style="font-family: inherit;">https://www.youtube.com/watch?v=o0gDaZml9gw</a></div>
<span style="font-family: inherit;"></span><br />
<div style="text-align: center;">
<span style="font-family: inherit;"><span style="font-family: inherit;">(LookHereAndWakeUp - Mayıs </span><span style="font-family: inherit;">2011)</span></span></div>
<span style="font-family: inherit;">
</span>
<br />
<br />
<h2>
<span style="font-family: inherit;">“Gerçek’in Titreşimleri” Nedir?</span></h2>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">0:11:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">En başında, ortaya çıkıp şimdi yapmakta olduğum işi yapacağım söylenmişti. Şimdi kelimeyi en geniş bağlamda kullanıyorum, “spiritüel bir devrim” geliyordu. Titreşimsel bir değişim gelecek, insanoğlunu hipnotik halden uyandıracaktı. Diyorum ki, hipnotik hal oradan geliyor, havada görüyoruz ve 1990-1991’lerde bu konunun içine girdiğim zaman ilk yazdığım kitaba bu titreşimsel değişimin adı olan “Gerçek’in Titreşimleri” adını verdim.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">0:52:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Çünkü bana söylenenlere göre, bunun iki ana etkisi olacaktı. Birincisi, insanlar komadan uyanacaklar, yani önce uyanacaklar, sonra bu gittikçe daha hızlı bir şekilde gerçekleşecekti. Robert, şimdi bunu görüyoruz, bütün dünyada oluyor!...</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">1:12:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Ama aynı zamanda insanlıktan gizlenmiş olan her şey ortaya çıkacaktı. 20 yıl önce buna ait en küçük bir işaret bile yoktu. Oysa şimdi şu hale bak! Geçen yıl, 5 yıl önce, 10 yıl önce, şimdi bildiklerimizin hiçbirini bilmiyorduk! Gerçekten geliyor!</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">1:29:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Benim açımdan bu “Gerçek’in Titreşimleri”- bu arada bu da noktaları birleştirdiğim uzun bir hikaye, zaten çoğu da öyle, çünkü çoğu farklı kaynaklardan geliyor ve parçaları bir araya getiriyorsun, ama hepsi aynı yönü gösteriyor.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<a name='more'></a><br />
<br />
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">1:45:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Diyorum ki, kara deliklerden ki... Şimdi bu algılamaya göre, bu galaksinin ortasında kocaman bir tane olduğunu keşfettiler, her galaksinin ortasında bir kara delik vamış. Kara delikler zaten her yerde...</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">1:57:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Bu realitenin temel titreşimi veya kozmik internetin temel titreşimi, bu kara deliklerden geliyor, ama bu titreşim değişiyor. Temel titreşimin titreşimi yankılanıyorsa, güneşlerden “bilgi” getiriyor, belki başka kaynaklardan da, o frekanstaki güneşlerden, sonra o frekans menzili, dolayısıyla da “bilgi”, foton enerjisi, foton bilgi, akupunktur sistemindeki meridyen hatlarından geçiyor, neden, çünkü ne yapıyorlar? Akupunktur noktaları, “Ki” dedikleri nedir? “Bilgi” !...</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">2:40:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Dolayısıyla, bu enerji genetik yapıdan geçerken, sürekli olarak “bilgi”yi deşifre ediyoruz, çünkü deşifre etme ile beyinin çok ilgisi var. Sonra dünya da... Dünyanın meridyen hatları, ley hatları, vorteks/girdap noktaları antik çağlarda yaşayanların hep büyük tapınaklarını inşa ettikleri yerlerde. Masonlar da o enerjiyi salmak için tapınaklarına bir şeyler koyarlar. Bu da foton enerjisi. Bu gezegen de bilgiyi deşifre ediyor.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">3:05:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Ay Matriksi de, Çin, ülkedeki dünya internet sunucuları ağını ateş duvarı ile “hack”liyor ya, Ay Matriksi de onun gibi bir şey. Biz o “bilgi”nin küçücük bir bölümünü algılıyoruz, ama dediğim gibi bu temel rezonans sabit değil, bir devirden geçiyor. Dairesel değil, devirinden geçerken farklı bir ritimle farklı titreşiyor. Sonra yeniden başa dönüyor. Yeniden başlıyor, ben buna “zaman döngüsü” diyorum.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">3:44:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">O temel frekans değişirken, “kozmik internet” diyebileceğimiz internetten gelen “bilgi” de değişiyor. O değişiyor ve bu da zaten zamanın döngüsel doğası olan şey, yani zaman da bir illüzyon, “bilgi”ye dayalı deşire edilmiş bir illüzyon, ama...</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">4:05:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Mayalar zamanın ‘döngüsel doğası’ndan söz ediyorlar. Asya’da Yuga’lar var, zamanın döngüsel doğası, her yerde aynı tema mevcut. Peki neyi anlatıyorlar? Bir “Altın Çağ’dan Geçiş” ten söz ediyorlar, sonra daha baskılı bir devir geliyor, karanlık çağ gibi, baskı, kısıtlanma, ama bu arada açık bir şekilde Çağ değiştirmekte olduğumuzu anlıyorum. Bu astrolojik ve ekonomik dizinlerin hepsi hologafik bir ifade, “bilgi”nin, bu realitede oynanan ifadesi temel yapıda değişiyor, çünkü şimdi değişimin eşiğindeyiz. </span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">4:53:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">İnsanlar neden bahsediyorlardı? Yeni Çağ”cılar ne der? “The Dawning of the Age of Aquarius”/KovaBurcuÇağınınDoğuşu...Bunların hepsi...Mayalar 2012 söz ederler. Malum, bazı kişiler bunun bütün ayrıntılarını sorguluyor. Tema konusunda kesinlikle hemfikirim, bir çağ değişimi var, çünkü bir “bilgi” değişimi yer alıyor!...</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">5:15:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Şimdi içinde bulunduğumuz durum şöyle; bir dönüm noktasındayız, dolayısıyla her iki bilgi kaynağı da aynı anda mevcut ve bu burada çok açık ve net. İnsanlar çatal ağzında, bilgiyi hala eski çağa göre deşifre etmekte olanlar, senin benim gibi kişilere bakıp; kendilerine göre “Siz ne yapıyorsunuz, siz deli misiniz?” diyorlar.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">5:41:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Ancak öte yanda, dünyada benim gibi “Tanrım, 20 yıl önce bunu görmüştüm” diyenler de var. Dünyada 51 ülkeye gittim, bu küresel bir fenomen haline geldi, insanlar artık zihinlerini açıyorlar. Çünkü bütün bu kontrol sistemi ve baskının oluşturduğu eski çağın bilgisi giderse, zaten gitmesi de şart, bunların hepsi onun bir ifadesi. Artık ellerinde ne varsa hepsini üzerimize atmaya başladılar, ama kontrol sistemi yok olmaya mahkum...</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">6:15:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Zihinsel ve duygusal bir halde iseniz ne olur? Sizin ayarlandığınız titreşimsel hal, “yankılanan” durumdaysa, o zaman siz eski çağ ile bağlantılı olan algılama ve olasılık duygusunda olursunuz. Bu, çok düşük değerdeki bir bilgi olur, çünkü o çağ baskı ve cehalet çağının bilgisidir. Bilinçlenme için bir deneyimdir, oysa biz şimdi diğer çağa geçiyoruz. Zihninizi, bizim sonsuz seviyemize açtığınız zaman çok daha hızlı titreşmeye başlarsınız ve sonra ne olur? Yeni bilgi ile çok çok daha hızlı bir şekilde titreşmeye başlarsınız. O da benim “Gerçek’in Titreşimleri” dediğim yeni bilgi!... İşte bu nedenle insanlar uyanıyor ve “Bunu daha önce neden görmemişim?”diyorlar. Çünkü o zaman şimdi bağlantıda olduğunuz bilgiyle bağlantıda değildiniz de ondan...</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">7:16: (Robert)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Onlar daha çok kozmik akıla sahip olurken, diğerleri hala eski dünyada kalıyor. Dolayısıyla tanımda bir farklılık var. Bazılarımız ilerleyecek, hatta ulaşmış bile, Avatar filmini hatırlayacak olursak. Orada olan enerjilere odaklandığın takdirde, o “bilgi” ye sahip olabilisin. Gelmekte olan yeni “bilgi” yi görürsün. Bu bilgi, şimdi inandığımız her şey hakkında bilgilerin yanlış olduğunu ifşa ediyor. Diğer insanlar ise diğer dünyaya saplanıp kalacak, bizi de deli sanacaklar, oysa biz yeni bilgiye ulaşarak bu yeni ifadeye geçmiş durumda olacağız. </span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">8:02:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Hala eski bilgi yapısına bağlı olanlar yeni çağa sadece bir zihin açılımı uzaktalar. Şimdi bütün şekilleriyle kontrol sistemine baktığım zaman - bütün gıda katkı maddeleri, içeceklerdeki katkı maddeleri, sudaki florür, elektromanyetik kirlilik, gittikçe artan gözetleme, gittikçe artan stres, ekonomik kriz korkusu ve bütün hepsi bizi zihinsel, duygusal, kimyasal, elektromanyetik etkenlerle - titreşimsel olarak bütün dengemizin bozulduğunu görüyorum. Neler olduğuna dair bunları görmüyorsak, o zaman bu kontrol sistemi tüm küresel gücün son aşamasına ulaşıyor demektir. </span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">9:00:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Ben başka türlü görüyorum. Ben bu titreşimsel değişimin 20 yıl önce gelmekte olduğunu biliyor idiysem, peki ya kontrol sistemi bunun geldiğini ne zamandır bilmiyor muydu? Şimdi bu zamanda olması hiç tesadüf değil. Gerçek’in Titreşimleri değişimi gittikçe daha çok insanın algılamasını etkilemeye başladı, sistemin üzerimize attıkları ile darbe alıyoruz, çünkü beden ilgisayarı, bir alıcı verici durumunda... Beden billursu bir varlık, ama aynı zamanda bir seviyede, elektro kimyasal bir organizma... Bütün bu tüketmekte olduğumuz şeyler, elektromanyetik kirlilik, su ve diğer içeceklerdeki katkılar, gıdalarımızdaki katkılar, hep, elektro kimyasal olarak dengemizi bozuyor. Böyle bir bozulma olduğu takdirde, realiteyi ve plana göre bu yeni uyanışı, deşifre etmeniz gereken ölçekte deşifre edemezsiniz. </span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">10:10:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Ve tabii ki şimdi ne yapıyorlar? Büyük çapta çocukları hedef alıyorlar. Gıda ve içeceklerdeki, bütün o şekerlemeler ve diğer zararlı yiyeceklerle... Şimdi şu ADD dedikleri (Attention Deficit Disorder/Dikkat eksikliğ/Hiperaktivite) konsantrasyon bozukluğu, Ipad faaliyetleri ve her şey yüzünden... Çocuklara Ritalin veriyor, çocukları ve gençleri daha çok ilaca boğmak üzere kendilerini haklı çıkarmaya çalışıyorlar. Oysa zihinsel bir problem olarak ortaya çıkardıkları ADD’nin belirtileri, çocuklara verdiğimiz katkılı yiyecek ve içeceklerin belirtileri ile tamamen aynı!</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">10:59: (Robert)</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Çocukları çoklu seviyelerde hedef alıyorlar, çünkü onlar bu “Gerçek’in Titreşimleri” değişimini devralacak olan sonraki nesil... Böylece kontrol sistemi, bu titreşimsel bilginin bizim olmamızı sağlayacağı şeyi engellemek için bizi durdurmaya çalışıyor.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">11:21:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Engellemeye çalışıyor, ama tam filin üzerindeki sinek misali. Şu anda deneyimlemekte olduğumuzu deneyim birkaç yıl daha sürecek. Kontrol sistemi, tam köşeye sıkışmış bir fare gibi elindeki her şeyi üzerimize atacak ve insanların bu uyanışının üzerindeki baskı kapağını yerinde tutmak için ne mümkünse yapacak. Ancak sonunda öyle bir noktaya ulaşılacak ki, yeni bilgi/Gerçek’in Titreşimleri egemen olacak ve iskambil kağıtlarından ev birden yıkılacak!</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">12:08:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Eski dünyadaki yeniye ulaşabileceğiz. İkisi tasavvur edemeyeceğimiz bir şekilde çarpışacak.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">12:16:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;">Tam olarak, mümkün olabileceğini tasavvur bile edemeyeceğimiz bir uyanmışlık seviyesinde algılama ve yaratma yeteneğine ulaşacağız! Daha önce kıyamette yapmış olduğu gibi insanoğlu yine öyle olacak, çünkü insanlığımızı “Sonsuz Olasılık”ın bütün potansiyeli ile deneyimlemiyoruz. Hep baskılanmış, kontrol altında tutulan cahil bir insanlık deneyimliyoruz, dolayısıyla da olasılık duygusu ile neler yaratabileceğimizi deneyimleyemiyoruz...</span></div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
</div>
<div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: inherit;"><br /></span></div>
</div>
Emre GÜNEYhttp://www.blogger.com/profile/13047109848125444476noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5641839326598037682.post-45375561806184760612018-01-17T10:14:00.000+03:002018-01-17T10:14:05.399+03:00Kozmik İnternet<h3 style="text-align: center;">
Gerçek’in Titreşimleri – 77 </h3>
<h2 style="text-align: center;">
“Kozmik İnternet” </h2>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" class="YOUTUBE-iframe-video" data-thumbnail-src="https://i.ytimg.com/vi/bvRaEbfLLy4/0.jpg" frameborder="0" height="280" src="https://www.youtube.com/embed/bvRaEbfLLy4?feature=player_embedded" width="500"></iframe></div>
<div style="text-align: justify;">
<div>
<div style="text-align: center;">
(LookHereAndWakeUp) Robert Perela</div>
<div style="text-align: center;">
<a href="https://www.youtube.com/watch?v=bvRaEbfLLy4">https://www.youtube.com/watch?v=bvRaEbfLLy4</a></div>
</div>
<div style="text-align: center;">
<span style="text-align: justify;">Mayıs 2011 </span></div>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Robert Perela:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
-Sana çabuk bir soru soru sormak istiyorum. Çok ilginç bulduğum birşey var, ayın dış yüzeyi ile ilgili. Bir meteor aya çarpsa ve üzerinde izler bıraksa, ayın yüzeyinde de bir sürü yuvarlak içbükey oyukluklar var, sanki özellikle oyulmuş gibi. Bazıları diyor ki, yani İncil’de de var, kayıtlı tarihten önce kaydedildiğine göre gökyüzünde veya uzayda savaşlar olmuş. Acaba bunlar bir çeşit lazer silahlarıyla olmuş olabilir mi, çünkü yuvarlaklar son derece düzgün. Bu oyukluklar hakkında ne söyleyebilirsin?</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
0:48:</div>
<div style="text-align: justify;">
Aslında olabilir, çünkü öyle bir şekilde yapılmış ki, neredeyse bir kamuflaj şeklinde. Öyledir demiyorum, mümkün olabilir, çünkü bu nedenle, sürekli olarak önümüze çıkan şu ki, eskiden de olsa, sonra da, insanoğlunu sömüren bu ırk, dünyanın kaynaklarını da sömürüyor, bu arada ayda hiçbir kaynak olmadığını da belirtelim. Dolayısıyla kaynak sağlamak için hedef gezegen, dünya kullanılıyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
1:28:</div>
<div style="text-align: justify;">
Ben şöyle düşünüyorum. Oradakilerin, buradaki altınla ilgili çok önemli bir bağlantıları var. Şimdi yine hızlı bir şekilde Credo Mutwa’nın hikayesine dönecek olursak, Zulu efsanelerinde “ay” ile ilgili şunlar anlatılırmış; burada önemle vurguluyorum - balık gibi pullu derisi olan – adları İawani ve Empanku olan 2 sürüngen yaratık, “ay”ı uzayda yuvarlamışlar ve şimdi bulunduğu yere getirmişler,, dolayısıyla dünyada afetler oluşmuş. Bunlar iki erkek kardeşmiş. Ve bunlara “Su Kardeşler” denirmiş. Bunlar su ile ilgili çeşitli konularda sembolize edilmişler, umarım sonraki kitabımda su ile ilgili çok önemli bir kavramı açıklama imkanı bulurum, çünkü bilmemiz gereken çok önemli birşey var, okyanusları takip etmemiz lazım, ama bunun üzerinde biraz daha çalışmam lazım.</div>
<div style="text-align: justify;">
<a name='more'></a><br /></div>
<div style="text-align: justify;">
2:19:</div>
<div style="text-align: justify;">
Robert, burada anlatamaya çalıştığım şey, senin de bildiğin gibi, Sümer tabletlerinde sözü edilen Enki ve Enlil. En azından sembolik olarak su ile birçok bağlantısı olan Enki. Sitchin’in tercüme ettiği Sümer tabletlerine göre Annunaki ise, altın istiyordu! Sonra da insanları başlangıçta bir çeşit köle ırk haline getirdiler. Genetik açıdan, zaten bütün her yerde antik kayıtlarda da mevcut, İncil’deki Genesis’te de var, tanrı dedikleri kendileriyle insanlar melezleşmiş. Nephilim v.s.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
3:02:</div>
<div style="text-align: justify;">
Dava altın madenleriydi. Yani Afrika’ya dönecek olursak, Afrika’da binlerce yıl önce altın madenlerinin bulunduğuna dair kanıtlar var. Ayrıca, bilienen en eski tapma şeklinin de “Yılınana Tapma” olduğu anlaşılıyor. Afrika Bostwana’da “kum insanları” veya daha ziyade “çalı adamlar” denilen halkın anlattıklarına göre, modern insanlık büyük Piton tarafından yaratılmış. Ve orada ana akım bilim araştırmacılarının bulduğu kanıtlar, 70.000 yıl önce “yılana” tapıldığını gösteriyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
3:44:</div>
<div style="text-align: justify;">
Sonra bir de John Batters D.adında bir din adamı, 1930’larda, sanırım 1933’te yılana tapma ile ilgili bir kitap yazmış. Malum o dönemde, 1920’li 1930’lu yıllarda bayağı iyi kitaplar yazılmış.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
4:04:</div>
<div style="text-align: justify;">
Zamanı test etmek için bunlar kanıt, çünkü o zamanlar insanoğlunu baskılamak için üzerlerine örtülmüş olan kapak çok sıkı kapalı değilmiş. John Batters kitabında öyle ayrıntılar vermiş ki, nereye baksan yılana tapma görüyorsun. Yılana tapma ve yılanın müdahalesi öyle bir şekil alıyor ki, ortaya “cennetten kovulma” olarak bilinen hikaye çıkıyor. Şimdi bana göre, cennetten kovulma “ay”ın gelmesiyle olmuş, ay gelince ortalık dümdüz olmuş, insan toplumu ve herşey yeniden programlanmış.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
4:44:</div>
<div style="text-align: justify;">
Bir bu hikayeye, bir de antik kayıtlara bakınca, dünyadaki insanların ne durumda oldukları ve her şeyin nasıl değiştiği anlaşılıyor. Hep Avatar filmi aklıma geliyor, hani orada mavi halk vardır, onların yaşadıkları Pandora adlı ayı da bizim dünya gibi düşün. Orada herşey herşeyle muhteşem bir şekilde bağlantılıdır. Doğa, hayvanlar ve insanlar birlik içerisindedir. Sonra devereye şu sol beyinli, akıllı, ama aynı zamanda salak insan ordusu girer. Bu ordu ne ister? Herşeyin herşeyle bağlantısını kutlayıp deneyimlemeyi değil, ama yeraltı kaynaklarını, kısacası “para”yı ister!...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
5:46:</div>
<div style="text-align: justify;">
(Robert) –Burada sözünü ettiğin yeniden yerleştirme oluyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
-Aynen.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
-Şimdi Irak’ta olduğu gibi.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
-Aynen...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
-Burada birlikteyi, yerlerini değiştirebiliriz, ya da bunu zorla yaparsın, plan ne gerektiriyorsa...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
-Aynen!...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
5:59:</div>
<div style="text-align: justify;">
Evet, kaynakları isteriz, çünkü bilinç sevimemiz sadece “para”dır. Dolayısıyla o mavi halkı al, ay gelmeden önceki dünyada onlar olsunlar. Yani diyorum ki, Avatar filminde bütün mavi halkı yok etmeye çalışan o zihniyet, dünyada ayın gelmesiyle oluşan aynı zihniyet. Bence buna çok benzer birşeyler oldu...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
6:33:</div>
<div style="text-align: justify;">
Tabii ki o zamandan beri, “insanoğlu”nu kontrol eden ve bütün kontrol yapısı oluşturan zihniyet meydana geldi. Ancak tabii ki, “Ay Matriks”i bunu daha da ileri aşamalara taşıdı.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
6:51:</div>
<div style="text-align: justify;">
Daha önce de söz etmiştik, bütün düşüncelerimiz...Aslında başka varlıklarla aynı yeri paylaşıyoruz, sunumlarımın çoğunda hep anlatırım bir komite ile birlikteyiz ve bu görünmeyen komite ile birlikte yürüyoruz. İşte şöyle düşünüyoruz, kendimizi nasıl algılıyoruz, oysa aslında bu onların bizim bedenimizin çevresindeki alanı görüş şekilleri, bizim ne olduğumuzu onlara kabul ettiren bu...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
7:16: (Robert) </div>
<div style="text-align: justify;">
Bu komiteden söz ettiğimiz zaman, özellikle bu birleşimin nasıl doğduğuna gittkçe yaklaşırken, şimdi hepimiz 2012’deki kış gündönümü ve ilerisinin endişesi içerisimdeyiz. Bir açılım olacak. İnsan bedenindeki DNA yapısı 64 kodona dayalı, ama ancak 20 tanesi açık ve son 25 yıldır 24 tanesi açılmış olan kişileri de gördük. Bu birleşimler olurken hissiyatım şu ki; daha telepatik bir topluma doğru gidiyoruz, çünkü ortaya çıkmakta olan bir dizi birleşimle DNA yapımız değişiyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
8:05:</div>
<div style="text-align: justify;">
Ve ayın bunun üzerinde önemli bir rolü var. Daha fazla telepatik olmaya doğru gittiğimizi düşünüyor musun? Diğerlerinin bu konuda hiçbir fikri olmaz ve olan herşeyi inkar ederken, bazı insanlar daha derin seviyede görecek, hissedecek veya işitecek mi? </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
8:22:</div>
<div style="text-align: justify;">
Bu konudan uzun uzun söz edebilirim, çünkü çalışmalarımın ana konusu, birkaç saniye sonra ona geçeceğim, ama ay ile ilgili olanları seçiyorum, çok kısaca ne düşündüğümü anlatayım. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
8:34:</div>
<div style="text-align: justify;">
20 yıldır yaptığım bu iş süresince, sonsuz derecede farklı konulara bulaştım, bağlantılar kurdum, ama en önemlisi: “gerçek nedir?” oldu. Gerçek nedir? Realiteyi mi deneyimliyoruz? Kimiz, neyiz? Çünkü bu temel soruları cevaplandırmadan başka birşeyi anlayamayız ki...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
9:01:</div>
<div style="text-align: justify;">
Anlayamazsın. Kuvvetle vurguladığım şu; kablosuz internete eşit bir şeyde yaşadığımıza dair çok büyük miktarda delilim var. Bu sanal gerçek bir evren. Benim “kozmik İnternet” dediğim kablosuz interneti deneyimliyoruz. Bunu masa üstü bilgisayarı aracılığı ile değil, beden bilgisayarı aracılığı ile yapıyoruz!...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
9:35:</div>
<div style="text-align: justify;">
Mesela şimdi bu odada, bu otelin kablosuz interneti var, ama nerede? Göremiyorum. Ama şurada duran bilgisayarın önüne gidip de ayarlarsam, görünmeyen alemden ekranıma birşeyler gelir değil mi? Ekranıma gelen world wide web/Internet Sunucları Ağı denilen global kollektif realitenin bir parçasıdır. Güney Afrika’dan, Brezilya’dan, Avustralya’dan veya Asya’dan isteyen herkes, benim şu anda Kaliforniya’daki bu odadan ulaştığım bilgiye ulaşabilir. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
10:12:</div>
<div style="text-align: justify;">
Kendi realitemizi kendimiz yaratıyoruz, söylenen bu ve ben de bunu büyük çapta kabul ediyorum, ama insanlar diyorlar ki; “Sen kendi realiteni yaratıyorsan, peki nasıl oluyor da her ikimiz de aynı lambayı, aynı topu veya bu sandalyayi görüyoruz?”</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
10:25:</div>
<div style="text-align: justify;">
Çünkü Einstein’in dediği gibi; Realite bir illüzyon ve ısrarlı bir illüzyon. Israrlı olmasının nedeni şu; sürekli olarak bu kozmik interneti deşifre ediyoruz, bu dalga formundaki bilgi seviyesini. Bu realitenin temel yapısı dalga formundaki bu bilgi seviyesi. Ben buna holografik realite diyorum. Bazıları “fiziksel olan” diyor, bu da bu bilgi dalga formunun veya titreşimsel bilginin deşifre edilmiş ifadesi...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
11:01:</div>
<div style="text-align: justify;">
Mesela Çin’de, internetin büyük bir bölümü, yani internet sunucuları ağının kollektif realitesinin büyük bir bölümü engelleniyor, dolayısıyla halkın bilgisayarları okuyamıyor. Şimdi kuvvetle vurgulamak istediğim şu ki ; aydan gelen her ne ise, sadece fiziksel olarak orada olması bir yana, senin de az önce belirtmiş olduğun gibi, Zulu efsanelerinde söz edildiği üzere kıyametten, yani ay gelmeden önce kadınlar “ay başı” olmuyorlardı. Tamamen farklı bir genetik vardı... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
11:41:</div>
<div style="text-align: justify;">
Diyorum ki; aydan gelen bloke edici bir frekans ve beynimizdeki sürüngen bölüm (r-komplex) vasıtasıyla beden bilgisayarımıza ulaşıyor. Sürüngen beynimiz, yani r-komplex bölümü insan davranışlarını en çok etkileyen, sadece fiziksel olarak değil, ilişkiler, iş ve benzeri açılardan hayatta kalamama korkusu salan bölümü...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
12:09:</div>
<div style="text-align: justify;">
Bu bloke eden frekans ile baskılanıyoruz ve bana göre benim kozmik internet dediğim şeyi yakalayıp deşifre ediyoruz. Bize fotonlar halinde, güneşlerden, belki farklı bazı kaynaklardan geliyor, ama güneşlerden, bu durumda da bizim güneşimizden.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
12:38:</div>
<div style="text-align: justify;">
Zulu efsanelerine göre, ay gelmeden önce ay “dişi” olarak algılanırmış. Ona “langa” diyorlarmış, “arzu edilen” anlamında. Sonra ay gelince insanlık kafayı yemiş, sonra güneşi erkek, ayı da dişi olarak kabul etmişler. İşte bu kısımda ben insanlık “hack” lenmiş diyorum!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
Emre GÜNEYhttp://www.blogger.com/profile/13047109848125444476noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5641839326598037682.post-15663603759913445822017-12-22T09:26:00.000+03:002017-12-22T09:26:57.549+03:00Ay Matriksi<div style="text-align: center;">
Gerçek’in Titreşimleri - 76</div>
<div style="text-align: center;">
<h2>
Ay Matriksi Video Metni</h2>
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" class="YOUTUBE-iframe-video" data-thumbnail-src="https://i.ytimg.com/vi/p56zhSn09FY/0.jpg" frameborder="0" height="300" src="https://www.youtube.com/embed/p56zhSn09FY?feature=player_embedded" width="500"></iframe></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
Ay Matriksi - Bölüm 1</div>
<br />
<ol>
<li><a href="https://www.youtube.com/watch?v=p56zhSn09FY">https://www.youtube.com/watch?v=p56zhSn09FY</a></li>
<li><a href="https://www.youtube.com/watch?v=-elS_VtxpwU">https://www.youtube.com/watch?v=-elS_VtxpwU</a></li>
</ol>
<br />
<h3>
“Ay Matriksi” Bölüm: 1 (Mayıs 2011) </h3>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Robert Perala: (LookHereAndWakeUp kanalından) </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Şimdi Kaliforniya’da Marine Center’dayız. Ben Robert Perala, David Icke’ı sunuyorum. Dikkatleri David Icke’a çeviren “İnsanoğlu Ayağa Kalk” adlı kitabının derinliklerine bakıyoruz. Dediğine göre, muhteşem sonuçlardan yaralanmalarını sağlamak üzere akılcı kararlar veren insanlara onları ürkütmeden öncülük yapmak çok zor bir iş. David bir “yol gösterici”. O, değişim/dönüşüm ekibinin bir parçası ve “değişim” sağlayanlardan birisi. Sanırım keyif ve bilgi sağlayıcı bu YouTube sunumunu oldukça ilginç bulacaksınız. Teşekkürler, röportajı keyifle izlemeniz dileklerimizle...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
0:50:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
David, “İnsanoğlu Ayağa Kalk” adlı kitabını okuduğum zaman en çok ilgimi çeken, kayıtlı tarihten çok önceden beri, ayın “içi oyuk” bir yapı olup, insan DNA’sı ile etkileşim içinde olduğunun anlatıldığı kısım oldu. Bence bu ancak 300 yılda bir gelecek bir bulgu, bu konuda ne hissediyorsun? </div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<a name='more'></a><br />
<br />
<div style="text-align: justify;">
1:21:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu soruyu cevaplayabilmek için, hayatımın son 20 yılına bakmak lazım. 20 yıl önce müthiş bir uyanış yaşadım. Bir medyuma gittiğimde hala bir televizyon sunucusu ve İngiliz Yeşiller Partisi’nin ulusal sözcüsüydüm ve bu konularla hiçbir ilgim yoktu. Medyumda dünya sahnesine çıkıp büyük sırlar ifşa edeceğimi öğrendim. O sıralarda beni yeniden “reset” yapan “onlar”, her kim iseler, beni bilgiye yönlendiriyor ve bilgiyi aklıma yerleştiriyorlardı.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
1:58:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ve 20 yıldır hep de böyle oldu. O andan itibaren görünmeyen güçlerin, bilmecenin parçalarını elime verdiği bir yolculuğa çıktım. 20 yıl sonra bu “dizin”in nasıl çalıştığını öğreniyorsunuz; “Şuna bak, buna bak” v.s.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
2:23:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yıllardan beri süregelen şey şu; birden pat diye hayatıma bir konu giriyor ve o andan itibaren bütün yönlerden o konuyla ilgili bilgiler akmaya başlıyor. Yazdığım bütün kitaplar aynı şekilde oluştu. Kitaplara, belgelere yönlendiriliyorum, kişisel deneyimler geçiriyorum, aynı şey farklı kişilerden, farklı yollarla, sürekli olarak tekrarlanarak teyit ediliyor... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
2:48:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sadece bu bilgileri bir araya getiriyorum. Bu “ay” ile ilgili olay da öyle başladı. Yine aynı dizin oluştu. O gün yine kitabı yazmak üzere bilgisayarın önüne oturmuştum ki birden odadaki enerji değişti, “Haydi bakalım yine başladı, bunu artık öğrendim” dedim. Sonra birdenbire son derece güçlü bir şekilde aklımda o cümle belirdi; “ Ay senin olduğunu düşündüğün gibi değil! Ay, insanların sandığı gibi doğal bir oluşum değil!”... Hemen Internet’e birkaç kelime koydum ve önüme “Ay’ı kim inşa etti?” adlı bir kitap çıktı. Daha önce hiç duymamıştım bile. 2 araştırmacı daha başka kitaplar da yazmışlardı.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
3:40:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Elime geçer geçmez bir solukta okudum ve birden farkına vardım. Şöyle birşey var ; dünyaya geldiğimiz zaman, dünyada ne varsa onu aynen olduğu gibi kabullenme eğiliminde oluyoruz. Hiçbir zaman sorgulamıyoruz. Bu şununla bağlantılı: Mesela bizler, dünyayı özgürlük koşullarında görebilmiş olan son nesiliz. Oysa şimdi, bütün bu gözetlemeler, izlemeler, parmak izleri, göz taramaları v.s. bugünün çocuklarının aynen olduğu gibi kabullendikleri birşey.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
4:27:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
(Robert P.):</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Koşullandırma o kadar derin ki, aynen öyle olduğunu düşünüyoruz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
4:32:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Evet, bunu başka birşeyle karşılaştırmak mümkün değil. Şimdi bunu aynen “ay”a uygulayın...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
4:34:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Dünyaya gelmişiz ve her gece, yıllar boyunca akşamları ay çıkıyor ve asla sorgulamıyoruz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
4:45:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Hep bu anlattığım şekilde düşündüğümüz için, bu kez aya baktığım zaman “Bunun böyle olduğunu hiç bilmiyordum doğrusu!” dedim. Bilimsel bir gerçek olarak kabul ettiğimiz şey şu: “Dostum, ay işte bu şekilde oluşmuş!” Oysa bilgileri işlemden geçirince sadece bir teori olduğunu görürsünüz. Aslında bilimin, ayın nereden geldiği hakkında hiçbir fikri yok!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
5.16:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir bilim adamının haklı olarak söylediği gibi; “Ay hakkında kesin olarak diyebileceğiniz tek şey, gözlemsel bir hata olmasıdır!” Orada olmaması gerekir, kütlesi çok büyük ve “Ay’ı Kim İnşa Etti” kitabında işaret edildiği gibi, ay, dünya ve güneşin arasındaki geometri ve matematik kesinlikle inanılmaz birşey, o kadar ki ay, dünyadan bakıldığı zaman güneşle aynı büyüklükte görünüyor, zaten tutulma da öyle oluyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
5:50:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sonra da öyle bir aşamaya geliyor ki, Ay Matriksi’nden öte, ayın sadece orada olması bile insan hayatı üzerinde büyük çapta etki yapıyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
6:08:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Dünyanın açısı, tur hızı bizim zaman ile olan bağlantımızı da etkiliyor, çünkü ayın, hormonal sisteme ve çakra sistemine bağlı olan ekdokrin sistemi üzerinde büyük etkisi var. Pineal bez/epifiz bezi, 3.gözün bir bölümü üzerinde ciddi bir etkisi var. Bu 5 duyu realitesinin ötesine geçiş. Ayrıca tabii ki dünyanın gel git sisteminde de derinliğine etkisi var. İnsanların % 60-70 ‘ su, o seviyede onu da etkiliyor tabii.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
6:46:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu yolda ilerlerken, bütün bu anormallikleri gördüm. Sonra aya büyük bir parça çarpınca bilim bütün bunları kaydetmiş, ne olmuş, ay bir çan veya bir gong gibi çınlamış. Bir bilim adamı, bu kitabın yazarlarına; sanki ayın içi boşmuş da, içinde de sanki bir hidrolik sistem varmış gibi titrediğini söylemiş. Sonra ayda, dünyada olmadığı kadar çok fazla miktarda titanyum bulunduğu bilgisi var. Bilimin resmi açıklamasına göre ay dünyadan kopmuş... Mars büyüklüğünde bir gezegen dünyaya çarpıyor, büyük bir parça kopuyor, ay oluşuyor buna “Büyük Çarpma Teorisi” diyorlar. O fizik çalışmayınca bu sefer ortaya “Çifte Büyük Vuruş/Çarpma teorisi” çıkıyor. Mars tipi bir gezegen dünyaya çarpıyor, herhalde kendine getirmek için olmalı, sonra bir daha çarpıyor! Bu koşullarda konu hakkında bilimin hiçbir fikri yok demektir... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
8:07:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bütün bu bilgileri bir araya getirince bana göre ay gerçek değil! Ortası oyuk bir küçük bir gezegen veya sanki projesi çizilmiş bir yapı! Biz insanlar, dünyada neler olduğunun doğasını öğrenmek istiyorsak önce bunu anlamamız lazım. Bu durum insanlar için, teknolojik veya potansiyel mi dersiniz her neyse, gerçeğin en önemli keskin kenarı... İnsan bir şaşırır, derin nefes alıp geriye doğru bir kaykılır, şoke olmuştur... Ama aslında neyin mümkün olduğunu bilseniz bunun öyle keskin kenar bir gerçek olmadığını da anlarsınız. İnsanların imkansızı algılama duygularını, sonra da görünenden çok daha fazlasının mümkün olduğunu anlamaları için bilgileri baskılarsanız, işte aynen böyle olur. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
9:11:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Örnek: Yer çekimi Kanununu insanlardan gizlerseniz, dünyanın düz olduğu fikri saçmadır, çünkü yer kürenin alt kısmındaki insanlar aşağıya düşerler. O zaman ”Bu imkansız, o zaman düz olması gerekir arkadaş!” dersiniz. Sonra “Ama bir dakika, yuvarlak, ama yer çekimi kanunu var, aahh, şimdi anladım. Dolayısıyla imkansız görünen, saçma, tuhaf olan “”haa, şimdi anladım”a dönüşür. İşte şimdi ulaştığımız bilginin ölçeği budur.</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" class="YOUTUBE-iframe-video" data-thumbnail-src="https://i.ytimg.com/vi/-elS_VtxpwU/0.jpg" frameborder="0" height="300" src="https://www.youtube.com/embed/-elS_VtxpwU?feature=player_embedded" width="500"></iframe></div>
<div style="text-align: center;">
Ay Matriksi - Bölüm 2</div>
<br />
<br />
<h3>
“Ay Matriksi” Bölüm: 2</h3>
<br />
<div style="text-align: justify;">
0:10:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Credo Mutwa’yı aradım, o Afrika Zulu yerlilerinin Şamanı ve önceden etkilememek için ona “Bak ben şöyle düşünüyorum” falan demeden, sadece “Bana ay hakkındaki Zulu efsanelerini anlatabilir misin?” dedim.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
0:21:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Dedi ki; malum, Afrika’da kabileler var. Çoğu, “Bizim tarihimiz, ay gelmeden öncesine dayanır” derler. “Zulu efsanelerine göre ay bir yumurta!” Tabii, bir antropolojist hemen ne der; “Bu delilik, ne kadar ilkel bir düşünce!”... Oysa neden yumurta diyorlar, çünkü içi oyuk!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
0:49:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Çok çok uzakta evrenin derinliklerinde, sürüngen varlıklar tarafından içi oyulmuş. Zulu efsanelerine bakacak olursanız evrende dünyaya doğru yuvarlanmış ve afetlere neden olmuş. Şimdi o koca nesne buraya geliyor ve tabii ki başlangıçta dünyaya çok zarar veriyor, herşey hareket halinde... Bu efsaneleri dünyanın her yerinde var.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
1:20:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir “Altın Çağ’dan söz ediliyor. O zamanlar insanlar çok müthiş bir gelişmişlik ve olasılıklar içerisindelermiş. Afetler, yoğun depremler, dünyanın sular altında kalması ile bu çağ sona ermiş. Dünyanın dört bir yanındaki farklı kültürlerde hep aynı şey farklı şekillerde anlatılıyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
1:42: (Robert Perala)</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sanskrit, Gita belgelerinde, İncil’de, Musevilikte, Sümer tabletlerinde... Credo Mutwa’dan bahsettin, folklorik hikayeyi daha iyi biliyorsun, hani şu “sırların kolyesi”. Biraz onu açıklayabilir misin?</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
2:04:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Credo Mutwa ile 1996-97-98’de görüştüm. O zaman içerisinde 2-3 kere bir araya geldik ve yakın dost olduk. Hayatının uzunca bir bölümü Afrika’da yeraltı şaman ağının içinde geçmiş. 90’lı yaşlarında. Çok eskiden, bu gizlilikle aktarılan bilgiye erişmiş. Bu gizli şebekeler Avrupa’lılar geldiği zaman oluşturulmuş, ağırlıklı olarak da İngilizler geldiği zaman tabii ki. İngilizler, bu bilginin sürmesini istememiş, yok etmek istemişler. Yerine Hristiyanlığı getirmek istemişler ve birçok ülkede olduğu gibi Şamanlığı hedef almışlar. Amaçları bilginin aktarılmasına engel olmakmış.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
2:56:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Sonunda bilgi yeraltına çekilmiş. Credo ile karşılaştığım zaman oldukça yaşlıydı. Biliyorsunuz Amerika ve benzeri yerlerde insanların bu tür bilgilere ulaşma imkanları var, istedikleri zaman buluyor, sonra da başka arayışlara geçiyorlar. Güney Afrika veya Afrika’nın farklı yerlerinde gelişmekte olan birçok ülkede bu hala bir rüya, bir amaç, bir başarı sembolü. Batı modelinde ise başarı sembolü Nike vs gibi markalar...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
3:38:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Credo’nun taşıdığı bilgi önemliydi. Demek istiyorum ki kendi halkından bile birçok kişi ona inanmıyor, ama o bunu aktarmak için yollar arıyordu. Artık öyle bir noktaya varmıştı ki, şöyle diyordu; “Dünyanın durumu öyle bir aşamaya geldi ki, sırrı aktarmaktan öte, ortaya dökmek gerekiyor! “ Biliyorsunuz, ona bir platform sağlayarak mümkün olduğu kadar yardımcı olmaya çalıştım. Benimle çok şey paylaştı.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
4:10:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Malum insanlar Amerika’daki yerlileri araştırırlar, Güney ve Orta Amerika’da Mayalar falan. Asya ve dünyanın çeşitli yerlerini araştırmışlardır, ama Afrika tamamen ihmal edilmiş, adeta unutulmuş... Afrika’nın aslında tarihe kattığı çok önemli bilgiler var, Credo da orada yaşıyor ve adam adeta ayaklı bir kütüphane. Sanki bana bilmecenin parçalarını sunuyor gibiydi.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
4:49:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Birgün geliyor; “Şunu da anlatayım!” diyordu. Credo Mutwa’nın çok yardımını gördüm. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
4:55: (Robert)</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Zaten kaçırılmasından belli. Bir süre alıkoyulmuş ve sırların kolyesi çalınmıştı değil mi? </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
5:00:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Evet, sırların kolyesini bana, onunla ilk karşılaştığım zaman göstermişti. Ona kolye deniyor, çünkü omuzlarında taşıyordu ve çok ağırdı. Ama o yaşta bile onu hiç üzerinden çıkarmazdı. Bir de AY kolyesi dediği bir kolye vardı. Aslında gerçek olmayan birçok ayın bulunduğunu söylerdi. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
5:24:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu kolyeden sarkan, kendisinin ve kendisinden öncekilerin kullandığı semboller vardı. En az bin yıllık geçmişi olan bir kolyeydi. Bu kolyeyi sadece Afrika’daki değil, bütün dünyadaki hikayeyi anlatmak için kullanırdı. En önde bir kadın ve insan olmayan bir varlığın figürü asılıydı. Bunların bedenleri birbirine geçmişti. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
5:52:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kolyedeki efsaneye göre insan ırkı ile insan olmayan ırkın birleşmesinden, hibrid bir soy çıkmıştı. Yıllardır açıklamaya çalıştığım gibi, bunlar tarih boyunca var olan Rothschild, Rockefeller ve İngiliz Kraliyet ailesinin oluşturduğu İllüminati soyu. Bu yarı tanrılar, kendilerini nüfusun geri kalan kısmından ayrı, genetik açıdan seçilmiş/elit görüyorlar. İnsanlar genellikle bu konuları kurcalıyorlar, noktaları birleştirdikçe, kitapta da var, bu aylar hedef seçilen bir gezegene getirilmişler. Yıldız Savaşları filminin yapımcısı, kesinlikle “içeriden biri” olan George Lucas. Filmde ise ay, “Ölüm Yıldızı” olarak sembolize edilir. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
7:09:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu ayları getirirler. Hedef gezegene ne olur? Durumu, toplumu, hayat tarzı yok olur, çünkü gezegen olumsuz etkilenir, herşey ölmeye başlar, sonra 2.aşamaya sıra gelir. Şekiller değiştirilir, bu durumda insan toplumu değişir, bu kontrol sistemine hizmet eden köle ırk, köle toplum olur. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
7:50:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Şimdi yaptığım araştırmalara Satürn takıldı. Satürn çok sayıdaki aylarıyla meşhur. Bu konuya da dikkatle eğilmek gerektiğini düşünüyorum. O aylar aslında ne acaba?</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
8:06:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Malum, geçmişte de dikkat çekilmişti, şimdi de Mars’ın uydusu/ayı olan Phobos’un da içinin oyuk bir yapı olduğu görülüyor. Robert, buraya gelmeden önce şöyle birşey oldu. İngiltere’deyken TV’de, ana akım bilimin bir astronomi programını izledim. Sanırım dünyada en uzun süren programlardan birisi, belki en uzunu. Adı da; “Geceleyin gökyüzü”...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
8:34:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Belgeseldeki sunucu, Avrupa Ekspresi uzay aracının, Phobos’un yakınından fotoğraflarını çektiğini anlatıyor. Alınan sonuç şu: büyük bir ihtimalle içi oyuk. Meteorit veya asteroid yapısına hiç uymuyor. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
9:05:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yıllar içerisinde sanırım Richard Holmans bahsetmişti, Phobos’un sanıldığı gibi olmadığı söylendi. Bir çeşit gemi gibiymiş. Belirli bir işleyiş şekli var. Gökyüzünde... Ve ay, bizim ayımız da onun bir çeşidi. Ayın büyüklüğüne, dünyanın elektromanyetik alanına ve ölçeğine bakınca, dünyanın da uydusu olamaz, olursa da küçük olmalı. Bu nedenle ay, 2160 millik çevresiyle Pluto’dan büyük! Bazı bilim adamları gezegen-uydu bağlantısından değil de, ikili gezegen ilişkisinden söz ediyorlar.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
9:59:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Yıllar içerisinde, bu gizli projelerde çalışmış olan “içeriden” kişilerle konuştuğunuz zaman farkına vardığınız ortak nokta, hepsinin bir uzay gemisi görmüş oldukları ve bunun büyüklüğü oluyor. Şimdi yine önceki söylediğim şeye dönelim. Hepimizin içine hapsedilmiş olduğumuz zihinsel kutudan çıkıp “Herşey Mümkün Algılamamız”ı geliştirmemiz lazım. O kutuda kaldıkça “yapamam” deriz, o zaman da yapamayız. Bunu yapamamamız için hep baskılanmış, hep cahil bırakılmışız.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
10:42:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Kesinlikle “mümkün olan gerçeği” nin yanından bile geçemiyor, hep” yapamam, edemem” diye düşünüyoruz. Birşeyi görmezden gelmek için “yapamam” deriz. Tabii ki bu bir seçim. O halde size şans dilerim, haydi gidip bir bardak bira içelim, ama işte o zaman da o kadar çok şey kaçırıyorsunuz ki !... </div>
<br />
<br />
<br />
<br />Emre GÜNEYhttp://www.blogger.com/profile/13047109848125444476noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5641839326598037682.post-91217110573561745742017-11-30T11:09:00.000+03:002017-11-30T11:09:00.849+03:00Yenilikçiler, grup düşüncesi ve politik doğruluk<div style="text-align: center;">
Gerçek'in Titreşimleri - 75</div>
<h2>
Yenilikçiler/İlericiler, Grup Düşüncesi ve Politik Doğruluk</h2>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen="" class="YOUTUBE-iframe-video" data-thumbnail-src="https://i.ytimg.com/vi/I4nE00wdm8E/0.jpg" frameborder="0" height="300" src="https://www.youtube.com/embed/I4nE00wdm8E?feature=player_embedded" width="480"></iframe></div>
<br />
<div style="text-align: justify;">
0:05:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu kitabımda, bir çok konudan söz ediyorum, ama tabii bu da var. Batılıların bakış açısından, herhalde bu konuda kimse benim kadar dehşete kapılmamıştır. Daha çocukken, İngiliz İmparatorluğunun tarihini okurken böyle hissetmiştim. İngiliz İmparatorluğunun yaptıkları benim için utanç vericiydi. Tabii ki bütün diğer imparatorlukların yaptıkları da...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
0:36:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Afrika, Asya, Güney Amerika ve Avustralya’da, başkalarının ülkelerine giriyor, kendi iradelerini dayatıyor, topraklarını, kültürlerini ele geçiriyor, insanların önceki hayatlarını mahvediyor, onları ikinci sınıf addediyor ve bu ülkelere Batı’nın iradesini empoze ediyorlardı.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
1:19:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bu dehşet verici, utanç verici birşey. Çocukken okulda düşünürdüm, yani hep böyle mi olmuştu? Evet... Peki buna nasıl karşılık verilir? Tersi yapılır değil mi?</div>
<div style="text-align: justify;">
</div>
<a name='more'></a><br /><br />
<div style="text-align: justify;">
1:34:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Hayır. Herkese saygı göstermek gerekir. Örneğin, bir ülkeye gidiyorsunuz, beyaz olsun, zenci olsun, mavi ya da pembe farketmez, o ülkeye gidip, “Şimdi bu ülkede benim istediğim şey olacak, tamam mı?” diyemezsiniz! Oraya gidersiniz, oranın doğal ve yerli kültürüne saygı duyarsınız, beğenmediniz mi, o halde başka bir yere gidersiniz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
2:01:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Eğer isterseniz, bazı şeylerin farklı bir şekilde yapılabileceğini anlatırsınız, tartışırsınız, ama kendi kültürünüzü o ülkeye empoze edemezsiniz! Zaten öncelikle, neden değiştirilsin ki?</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
2:16:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir de “ilericiler”le ilgili bir diyeceğim var. İlerici veya yenilikçi deyince, “liberaller”den söz etmiyorum. Ben bir liberalim, ama asla politik liberallikten söz etmiyorum. Benim politik hiçbir şeyim olamaz, ama kelime anlamıyla; konuşma özgürlüğü, hayat tarzı özgürlüğü, ifade özgürlüğü açısından liberallikse, DNA’ma kadar liberalim!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
2:42:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Şu Yenilikçi/İlerici terimi Amerika’dan çıktı. Bir çeşit ilerici sol, ama kesinlikle “liberal” değil. Politik doğruluk yoluyla ve insanlara sansür uygulayarak gittikçe ne düşündüklerini söylemelerine engel oluyorlar. Bu liberalliğin tam tersi...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
3:08:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
O halde, şu “liberal” kelimesini, “ilerici”lerden ayrı tutalım, çünkü asla aynı şey değil. Bu ilericiler/Yenilikçiler, beyazları bir çeşit suçluluk duygusuna sokuyorlar. Onlara diyorum ki; “Beyazların sömürgeciliğinde benim bir hiç sorumluluğum yok, neden biliyor musunuz, çünkü o zaman orada değildim, bunu ben yapmadım! Çünkü o zihniyete sahip değilim, hatta olanların da tam karşısındayım!”...</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
3:43:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
“Geçmiş” dediğimiz süreçte ne olmuşsa, sürekli olarak onu şimdi ile bağlarsan tabii ki geçmiş boyuna kendini tekrarlar! Tersi olsa da aynı şekilde tekrarlanır, ama neticede hep tekrarlanır!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
4:01:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Diyelim ki beyaz insanlar var, beyazların üstün olduğu bir devlet kurulmak isteniyor, o zaman tartışın, görüşün, o davranışın yanlışlığını anlatın, evet, ama her beyaz insan, o küçük azınlığın görüşündeymiş gibi davranmayın! </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
4:39:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Her Müslüman da, Suriye, Libya veya Irak’ta kafa kesen ISIS gibi düşünmüyor. Grup düşüncesi veya grup algılaması dediğim bu. Orta-Doğu’da karşılaştığım öyle güzel insanlar var ki, hiçbir şeyleri olmasa bile size her şeylerini verirler!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
5:08:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Bir çeşit dini tiranlıkla bir başkasının kafasını kesen kişiler, onlar aynı insanlardan değil. Onlara aynı şekilde muamele edemeyiz, oysa “ Hepsi müslümanların yüzünden!” diyorlar değil mi? Bu olmaz. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
5:26:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Aynı şekilde, Adolf Hitler’in, beyaz ırkçı üstün bir hiyerarşi empoze etmek isteyen iyi bir adam olduğunu düşünenler de olabilir, ama bu, var olan her beyazın aynı şekilde düşündüğü anlamına gelmez. </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
5:50:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İşte hepsi, bu böl ve yönet mantığının, çok kolay herkese karşı kullanılabileceğine izin veren, grup yerine kişileri görmekten aciz, çocukça mantıktan kaynaklanıyor.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
6:08:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Ve bunu politikada görüyoruz. Bir politik partiye bakıyorsunuz, bir başka politik partiye bakıyorsunuz. Hep aynı zihniyetten dolayı, bir politik parti mensubunun, başka bir parti için, “Biliyor musun, söylediklerinin çoğuna katılmıyorum, ama şu politikaya gerçekten katılıyorum, bu doğru!” dediğini hiç duydunuz mu? Hayır, bunu asla göremezsiniz.</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
6:31:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
Muhalefet olsun diye muhalefet yaparlar. Böyle yaparsınız, çünkü siz bir grupsunuz, onlar da bir grup, karşı grup ne yaparsa, mutlaka muhalefet etmeniz gerekir. Tam çocukça bir hamlık!</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
6:43:</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
İşte şimdi insanlığın hastalığı bu! Çocukça bir hamlık ve eğer yeterince insan bu çocukça hamlıktan kurtulup biraz büyümedikçe, grup davranışı yerine bireysel davranışı göremedikçe, bu dünya kendisiyle savaşmayı sürdürecek, uzun zamandır sürdüğümüz bu yolda gitmeye devam edecektir!... </div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
Emre GÜNEYhttp://www.blogger.com/profile/13047109848125444476noreply@blogger.com0