23 Şubat 2020 Pazar

David Icke'dan saptamalar

Gerçek'in Titreşimleri - 95

David Icke’dan saptamalar
  • İnsanlar kendilerine o kadar güven duymuyorlar ki, ne düşüneceklerini bile kendilerine hep başkalarının söylemesini bekliyorlar. Oysa zihinlerini kuşku ve sınırlamalardan kurtarabilseler, ‘bil’ecekler.  Düşünüp durma, bil. Sorup durma, bil...                          
  • ‘Şimdi’yi  yaşayıp keyfini çıkaramıyoruz, çünkü ‘şimdi’mize hep, geçmişin yükü ve geleceğin endişeleri hakim…                 
  • Hayat, çoğunlukla en büyük armağanlarımızı en kötü kabusların arkasına o kadar güzel saklar ki...
  • Fiziksel veya holografik dünya, ‘metafizik evren’in, yani ‘bilgi yapısı’nın şifrelenmiş bir versiyonudur.
  • Ne düşünüyorsak onu yaratıyoruz, ama düşündüğümüz, ne hissettiğimize ve ne bildiğimize bağlı..
  • Sadece materyalistik ve fiziksel olanı algılayarak, her şeyi beş duyu ile süzüyoruz.
  • Ne ile savaşırsan, o savaş sen olursun…          
  • Önemli olan ne başardığın değil, başardığın koşullardır...
  • Ne kadar çok ‘bil’irsem o kadar daha kolaylaşıyor, karmaşıklık perdesi kalktığı zaman, ortaya temeldeki bilginin ne kadar basit olduğu çıkıyor.
  • İnsanlar inanılmaz bir ölçekte uyanıyorlar, bunu benim çalışmalarıma gösterilen ilgiden anlıyorum. 1990’da bana söylenilen ilk şeylerden birisi, yani ‘Gerçek’in titreşimleri’nin konusu, insanlığın uyanışı idi. Şimdi bunun her geçen gün daha arttığını görüyorum. Aslında hepimizin bildiği, ama unutmamız için manipüle edilmiş olduğumuz ‘gerçek’e uyanıyoruz. Umarım benim geçirdiğim deneyim, insanların kendilerini bulmalarına yardımcı olur. Bunu herkes yapabilir. Bunun için ‘özel’ olmamız gerekmiyor, çünkü zaten özeliz, sadece bunu anlamamız gerekiyor. Bilinç'imiz ‘akıl’ın egemenliğinde...Yüksek ‘bilinç’inize bağlanmak için alay edilmekten, lanetlenmekten korkmayın. İçgüdünüz ne diyorsa onu dinleyin, çünkü artık ‘bilinç’iniz konuşacaktır, yani ‘Sessiz Ses’. Onu izleyin ve macera başlasın...
  • Eğer bir hortum geliyorsa en etkili hareket ne olur? Başınızı kuma gömüp, kendinizi onun gelmediğine inandırmaya çalışırsınız değil mi? Bu geçici bir çözüm olabilir, ama hortum hala geliyor ve kafanız kumda da olsa, bacaklarınız hala açıkta. Bilmemek iyi bir çare gibi görünebilir, ama sonuç? En iyisi hortumun geldiği gerçeğini kabullenip ayağa kalkmak ve göğüslemek. Bunu yaparak durumu kontrol altına alıyor, felaketten korunmak için kendinize güç veriyorsunuz.  Bugün insanoğlunun seçimi bu olacak. Unutmayın, bilmemek geçici bir çözüm olabilir, ama sadece geçici bir çözüm...
  • Nerede başladığın veya nerede bitirdiğin değil, önemli olan ikisinin arasındaki mesafedir.
  • Dünya asla göründüğü gibi değil ve bu yolculukta benimle birlikte buraya kadar gelmiş olanlar için bile daha karşılaşılacak büyük sürprizler var.   
  • Form=Şekil Information=Bilgi
    Hepimizin bulunduğu asıl hal “farkındalık”tır. “Farkındalık”ın şekli yoktur, ama şekil alemine gelmiş olduğumuz için bir şekle bürünüyoruz. Form=Şekil, Information=Bilgi’den gelir.
  • 5 duyu, bir deşifre sistemidir. Bu sistem, dalga formundaki bilgiyi elektriksel bilgiye çevirir, yani bilgi beyine iletilir, elektriksel bilgi bütün genetik yapı ile birlikte dijital ve holografik bilgiye dönüşür. Beyin, gelen düşünceleri elektrik akımına çevirip harmanlar, yorum katarak merkezi sinir sistemi vasıtasıyla bedenin her noktasına yayar. Deneyimler, travmalar ve anılar da devreye girince beynin veya bilinçaltının da kattığı yorumla, ilk saf ve temiz düşünce bambaşka hallere girebilir.
  • “Uyanmak” insanların 5 duyu bilincinin çok ötesine geçmeleri demektir. Yani sonsuz bilinçlerinin çok daha derinliklerine ulaşabildikleri ve dünyayı algılama noktalarının çok daha geliştiği, “çok boyutlu bilinç”e ulaşmalarıdır. 



Paylaşım